AB’yi ne kadar iyi tanıyoruz

AB’yi ne kadar iyi tanıyoruz

Avrupa Birliği hakkında “Doğru” olarak bildiğimiz bazı “Yanlış” bilgiler:

Yanlış bilgi : AB üyesi olur olmaz Euro kullanacağız.

Doğru bilgi : Euro‘ya geçiş süreci, üye ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe katılımına ilişkin Maastricht kriterlerinin yerine getirilmesi ertesinde tamamlanmaktadır.

Yanlış bilgi : AB üyesi olur olmaz Saray önüne içi Euro dolu köfün konacak ve

herkes istediği kadar içinden alacak.

Doğru bilgi : Saray önü’nde hiçbir zaman Euro köfünü konmayacak. Para kazanmak için çalışmak gerekecek. Çalışan ve işleyen kazanacak, beleşciler ve diğerleri temiz dağ ve deniz havası alacak.

Yanlış bilgi : AB bir Hıristiyan Kulübüdür.

Doğru bilgi : AB tek bir din ve kültür modeline dayanmayan, aksine zengin bir

çeşitliliği bünyesinde barındıran sosyo-kültürel bir mozaiktir.

Yanlış bilgi : AB üyeliği ile birlikte ulusal egemenlik haklarımız Brüksel’e

devredilecektir.

Doğru bilgi : AB üyeliği ile birlikte ulusal egemenliğimiz hiçbir yere

devredilmeyecektir. Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti vatandaşı olacağız

ve KKTC tarihten silinecektir.

Yanlış bilgi : Tam üye olunca günlük yaşamımızdaki tüm detayları AB

belirleyecektir.

Doğru bilgi : Bireylerin yaşamını etkileyen düzenlemeler esas olarak sağlık,

hijyen ve güvenlik standartları ile ilgilidir. Bu standartlara uyum

sağlandığı sürece herhangi bir yasaklama ya da sınırlama söz

konusu değildir. Camilerde müezzinler minareye çıkarak ezanı      kendi doğal sesleri ile  okuyacaklardır.

Yanlış bilgi : Ne yaparsak yapalım AB bizi almaz.

Doğru bilgi : KKTC halkı, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini, adadaki yasal hükümet

olarak kabul ettiği gün AB’ye alınacaktır.

Yanlış bilgi : Rumlarla AB’ye katılım müzakerelerinde iyi pazarlık yaparsak

AB’den ve Rumlardan her türlü tavizi alabiliriz.

Doğru bilgi : KKTC, AB müktesebatının tümüne uyum sağlamak zorunda-

dır. Azınlıksa sadece azınlık haklarına sahip olacaktır.

Yanlış bilgi : Tam üyelikle birlikte hemen AB ülkelerinde iş bulup çalışmaya

başlayacağız.

Doğru bilgi : Sende öyle zannet.

Yanlış bilgi : AB, KKTC’nin tüm sorunlarını çözecektir.
Doğru bilgi : Uyan uyan işe geç kalıyorsun. Bu kadar uyku yeter.

19 Ekim 2004
AB’yi ne kadar iyi tanıyoruz için yorumlar kapalı
Okunma
bosluk

Mısır ve Kıbrıs

Mısır ve Kıbrıs
Mısır’lı yetkililerin açıklamalarına göre Mısır ile Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti arasında her alanda işbirliği ve destekleme anlaşmaları imzalamak için tüm çalışmalar bitmiş ve tam bir fikir birliği var.
            Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Dış İşleri bakanı Yakovu’nun bu günlerde yapacağı resmi Mısır ziyaretinde, başta Mısır Dış İşleri Bakanı Abul Geit olmak üzere  diğer tüm yetkililerle görüşmelerde bulunacak ve iki ülkenin ticari ve ekonomik ilişkilerinin çeşitli alanlarda geliştirilmesi amacıyla bir dizi de anlaşma imzalayacak.
            Bu ziyaret, özellikle ikili ilişkilerin geliştirilmesi ve pekiştirilmesinin yanı sıra, yapılacak toplantılarla iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konular üzerinde sorunsuz mutabakatı sağlayacak ve başta ticaret ve ekonomi olmak üzere ikili ilişkilerin ilerlemesine ivme kazandıracaktır.
            Günümüz verilerine bakarsak, iki ülke arasında ticaret hacminin geçen yıl artarak $25,000,000 ABD Dolarına ulaştığını, bunun $23,000,000 Mısır'ın Kıbrıs'a dış satımı, $2,000,000 ise Kıbrıs’ın Mısır’a dış satımı şeklinde olduğunu görürüz. Buna karşın, Mısır'daki Kıbrıs yatırımlarının ise turizm, mühendislik ve kimyasal endüstri başta olmak üzere 115,000,000 Mısır lirası tutarında olduğunu ve de devlet ihalelerinde Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetine ayrıcalıklar tanındığını görmekteyiz.
            Şimdi tarihe bir göz atınız veya anılarınızı yoklayınız.

Sayın Spiros Kyprianu’nun Kıbrıs Cumhurbaşkanı olduğu 1978’i yıllarda, 18 Şubat 1978 günü, Mısır’ın çok tanınan ve aynı zamanda Mısır Cumhurbaşkanı Anwar Sedat’ın çok yakın bir arkadaşı olan Yousef Sebai Lefkoşa’daki Hilton otelinde 2 kişi tarafından öldürülmüş ve otel personeli de dahil olmak üzere onlarca insan rehin alınmıştı. Kıbrıs Hükümeti, katillerle yaptığı görüşmeler sonucu sorunu içinde Mısır’lılarında bulunduğu 11 kişi hariç ellerindeki tüm rehineleri serbest bırakmaları ve 11 rehine ile birlikte Kıbrıs Hava Yollarına ait DC8 tipi bir uçakla adadan ayrılmalarına izin vermeleri ile sonlandırılmıştı.

Ellerindeki 11 rehine ile birlikte Kıbrıs Hava Yollarına ait DC8 tipi bir uçakla Larnaka’dan bilinmeyen bir yöne doğru havalanan uçağı hiçbir ülkenin iniş izni vermemesi nedeni ile aynı uçak zorunlu olarak gene Larnaka hava alanına geri dönmüş ve içindeki katiller ve rehinelerle bir kenara çekilmişti.

            Larnaka hava alanında hava korsanları tarafından rehin tutulan Mısır‘lıları kurtarmak için, içinde Mısır’lı özel Harekat komandolarının bulunduğu C130 Hercules tipi bir Mısır uçağı,  19 Şubat 1978 günü Larnaka Hava Alanına iniş yapmış ve uçağın açılan kapısından rehin tutulan uçağa operasyon yapmak amacı ile fırlayan Mısır’lı komandoların tümü de RMMO tarafından yaylım ateşine tutularak vahşice ve aptalca katledilmişti.
            Bu olaydan sonra dönemin Mısır Cumhurbaşkanı olan Anwar Sedat, Spiros Kyprianu’yu “Cüce Adam” olarak tanımlamış ve iki ülke arasındaki ilişkiler de derhal son bulmuştu.
            Bu trajik ve üzücü olayın üstünden sadece 18 yıl geçtikten sonra Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinden Mısır'a ilk resmi ziyaret 1996 yapıldı ve o güne kadar kopuk olan ilişkiler onarılmaya başlandı. Aradan çok değil, sadece 25 yıl geçtikten sonra şimdi Mısır ile Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti arasında sıkı bir işbirliği var.
            Geçen sene imzaladıkları Güney Doğu Akdeniz Ekonomik Bölge işbirliği anlaşması ile Türkiye’nin tüm itirazlarına rağmen Kıbrıs’ın güney sahilleri ile Mısır sahilleri arasında kalan Akdeniz’in Güney Doğu bölgesi içinde her tür ekonomik faaliyet, maden arama, petrol çıkarma ve denizcilik konusunda işbirliğine başladılar. Şimdi bunu ilerletiyorlar.

İnsana garip gelen, Mısır gibi, Müslüman ülkeler arasında liderliğe oynayan bir ülkenin, Müslüman olan bizlerle değil, Rumlarla her tür işbirliği yapması ve bize hiçbir şekilde arka çıkmaması…

18 Ekim 2004
Mısır ve Kıbrıs için yorumlar kapalı
Okunma
bosluk

Türkiye’li göçmenlerle evlilik yapan Kıbrıs’lıların çocuklarına şimdilik KIBRIS vatandaşlığı YOK.

Türkiye’li göçmenlerle evlilik yapan Kıbrıs’lıların çocuklarına şimdilik KIBRIS vatandaşlığı YOK.

Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti ve dolayısı ile AB vatandaşlığı için baş vuru yapan 1,000’e yakın Kıbrıs’lı Türk ile Türkiye’den gelen göçmenler arasından gerçekleşen evliliklerden doğan çocukların işlemleri,  son üç aydan beridir dondurulmuş ve halen daha da beklemede tutulmaktadır.

Neden olarak da, Rum Milletvekillerinin bu konuya itirazları gösterilmektedir. Temsilciler Meclisi Milletvekilleri,  (ki  bunların yanında bizlere de ait olan ve 1963’den beridir boş tutulan sandalyeler de bulunmaktadır) annesi veya babasından bir tanesinin 1974 sonrası anavatan Türkiye’den göçmen olarak gelmiş kişilerden (Rumlar bu kişileri Yerleşik olarak tanımlamaktadır) olan ve bu tür karma evliliklerden doğan çocuklara, Kıbrıs’lı ebeveynleri nedeni ile vatandaşlık verildiği takdirde, göçmen gelen ebeveynlerine de  Kıbrıs (Rum) ve AB vatandaşlığı kapısını açılacağı  nedeni ile  itiraz etmişler ve Rum Hükümeti de bu tür vatandaşlık işlemlerini (şimdilik) dondurmuştur.

Dondurma işlemi yapılmadan evvel, anne veya babasından bir tanesi Kıbrıs’lı olan 720 çocuğa, halen yürürlükte olan “Kıbrıs’ta doğan her çocuk, anne veya babasının vatandaşlığını alabilir” yasasına göre Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiş fakat 3 ay evvel yapılan siyasi partiler arası bir açık tartışmada, siyasi partilerin temsilcilerinin çoğunluğunun, bu uygulamaya, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti vatandaşı yapılmış çocukları nedeni ile Türkiye’den gelen göçmenlerin de yasal statü kazanabilecekleri nedeni ile itiraz etmişlerdir.

Hükümet sözcüsü olan İç işleri Bakanı Andreas Christou, aldıklarını bu dondurma kararının yasal olduğunu iddia etmiş ve kuzeydeki hava ve deniz limanlarının Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti tarafından kontrol edilmediğini ve kuzey topraklarının, yabancı bir ülkenin işgali altında olmasından dolayı, söz konusu karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlıklarını dondurma kararlarının yasallığının, hukuk çerçevesi içinde dahi tartışılamayacağını öne sürerek Rum Hükümetinin bu kararının “Yasal” haklılığını öne sürmüştür.

Burada, sorunun Türk olup olmamak değil, adaya yasal olmayan limanlar giriş olduğunu iddia ettiğinden, kendilerinin benzeri şekilde verdikleri yaklaşık 200,000 vatandaşlığında yasal olduğunu ima ederek bizim bu vatandaşlık dondurma kararına karşı olası AİHM itirazlarımızın da önüne şimdiden yasal bir set koymak çabasına içine girmiştir.

Buna karşın, Kıbrıs vatandaşı Türklerin yüksek öğrenimlerini yurt dışında ve büyük bir olasılıkla da Türkiye’de yaparlarken tanıştıkları ve evlendikleri eşlerini ile bu evliliklerinden doğan çocuklarını, kesinlikle  Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti vatandaşı kabul ettiklerini de vurgulamış ve bu gibi konularda hiçbir tereddütleri olmadıklarını, sadece ve de özellikle “Yerleşik” olarak tanımladıkları 1974 sonrası adaya göçmen gelen kişilerle sorunları olduğunu belirtmiştir.

Hükümetin, aldığı bu vatandaşlıkları dondurma kararını kaldırıldığı vakit, vatandaşlık vermeye devam edeceklerini ve başvuruları tek tek ele alarak değerlendireceklerini belirtmiştir.

Tabi buradaki püf noktası, dondurma kararının kaldırılacağı ve karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık başvurularının tek tek ele alınacağı zamanın, toprak konusunun görüşülüp, Rumlar ve Türkler tarafından gönül hoşluğu ile kabul edilmesinden sonra olduğudur.

Karma evliliklerden doğan bu çocuklarımızın bir gün Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti vatandaşlığına kabul edildiklerini görmeleri bu durumda ve bu programa göre mümkün olmayacaktır gibi geliyor bana. Belki torunları görebilir…..

17 Ekim 2004
Türkiye’li göçmenlerle evlilik yapan Kıbrıs’lıların çocuklarına şimdilik KIBRIS vatandaşlığı YOK. için yorumlar kapalı
Okunma
bosluk

YAKOVU İsteklerini Sıraladı

YAKOVU İsteklerini Sıraladı

Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Yakovu 17 Aralık beklentisi içinde, Türkiye’den yapmasını istediklerini ve arzularını sıraladı. Zaten bu istekler çok da yeni değil.

1- Kıbrıs Bandıralı gemilerin Türkiye limanlarına yanaşmasına izin vermesi.

2- Kıbrıs Rum tarafı çıkışlı Transit ve direkt malların Türkiye’ye girmesine müsaade

etmesi

3- Gümrük Birliğini fiilen uygulamaya koyması..

4- Kıbrıs Hava Yollarının (Cyprus Airlines) Türkiye’deki hava alanlarına inmesine

izin vermesi.

5- Kıbrıs Havayollarının (Cyprus Airlines) Türkiye üzerindeki FIR hatlarını

kullanmasına izin vermesi..

6- Bir jest olarak adlandırılabilecek miktarda Adadaki Türk Askerini geri çekmesi.

7-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından alınan ve alınacak tüm kararları

uygulaması.

8- Maraş ile ilgili Birleşmiş Milletler kararının uygulamaya koyması.

9- Üyesi bulunduğu AB Gümrük Birliği kuralları uyarınca KKTC çıkışlı mallara üçüncü

dünya tarifesini uygulaması.

10- BM Kararı uyarınca Kıbrıs’taki askerlerinin tümünü geri çekmesi.

11- KKTC’yi tanımaktan vazgeçmesi.

THASOS PAPADOPULOS, REFERANDUMDAN EVVEL BM’NİN KIBRIS RUM KESİMİNDEN EVET ÇIKMASI İÇİN PARA DAĞITILDIĞINDAN BAHSETTİ.

Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Thasos Papadopulos’un dün akşam Estonya dönüşünde Larnaka havaalanında verdiği beyanatta, referandum’da Rum tarafında EVET çıkması için BM’nin para verdiğinden bahsetmiş olması ve bu gerçeği Birleşmiş Milletler Genel sekreter yardımcısı De Soto’nun bir mektupta yazılı olarak kendisine ilettiğine değinmesi gerçekten şok yaşanacak bir olaydır. Aslında de Soto’nun  Thasoso Papadopulos’a gönderdiği yazıda Annan Planına “Referandumdan önce Kıbrıs’ta para dağıtıldığını ve BM ve diğerleri tarafından Anna planının ileri götürülmesinin iki toplumlu bir mesele olduğunun ve güçlendirilmesi gerektiğinin düşünüldüğünü” belirtmiştir..

Bence bu yazıdaki para dağıtıldığının vurgulandığı  “Kıbrıs” tanımı daha çok KKTC’yi kastetmektedir.

Bild gazetesi, Merkel’in, dün CDU tarafından yönetilen eyaletlerin başbakanlarıyla Berlin’de yaptığı bir toplantıda, ”Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olası imza kampanyasıyla ilgili olarak çok sayıda mektup aldım. Bu mektuplarda bu tür bir imza kampanyasının suistismal edilebileceği endişesi dile getirildi. Bu endişeleri çok ciddiye alıyorum. Bu nedenle benim için bu konu kapanmıştır” diye konuştuğunu yazdı.

CDU eyalet parti teşkilatlarının da böyle bir imza kampanyasına karşı çıktığı hatırlatılan haberde, edebiyat dalında Nobel Ödülü sahibi olan tanınmış Alman yazar Günter Grass’ın da böyle bir imza kampanyasını, ”CDU, aşırı sağcı NPD partisinin kışkırtıcı ve demagojik görüşlerini üstleniyor ve bu dalga üzerinde hareket ediyor” diye eleştirdiği belirtildi.

Birlik partilerinin (CDU/CSU) federal meclis grubu Genel Sekreteri Volker Kauder, gazetenin bu haberini doğrulayarak, ”Merkel, bu eylemin yanlış anlaşılacağını savunarak, bu konunun sona erdirilmesine karar verdi” dedi.

Merkel’in bu kararına tüm partililerin saygı duyması gerektiğini ifade eden Kauder, ”Herkes, bir konunun ne zaman sürdürülmemesi gerektiğini anlamalı” diye konuştu.

Haber, daha sonra parti yönetimi tarafından da doğrulandı.

16 Ekim 2004
YAKOVU İsteklerini Sıraladı için yorumlar kapalı
Okunma
bosluk

TC-KRC Gümrük Birliği

TC-KRC Gümrük Birliği

17 Aralığın gelişi kendini belli ediyor. Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Thasos Papadopulos ve Rum Dış işleri Bakanı Yakovu, yavaş yavaş akılarındakini ortaya koyuyorlar.

VETO kullanmayacağız diyorlarsa, emin olun ki, veto işine sıkı sıkı sarılmak var kafalarında.

Her zamanki isteklerini sıralayacaklar.

Türk Askeri adadan çıksın. Türkiye’li göçmenler geri dönsün, Rumların kontroluna daha fazla toprak verilsin, Kuzeyde daha çok Rum yaşasın.

Güneydeki Türk koçanlı mallar Türklerindir ve millileştirilmemiştir ama.. Mustafa Arif şimdilik malını kullanamaz. Buna karşın Türkler kuzeydeki Rum mallarını geri versin..

Rumlar aslında her şeyi kendilerine göre yorumluyorlar ve kendilerine göre Kıbrıs konusunun merkezi onlar. Onların her düşündüğü doğru ve Türklerden istedikleri her şey, Türkler tarafından gasp edilmiş doğal hakları. Türklerin hiçbir hakları yok. Tavizler hep Türkler tarafından verilmeli ve Rumlara göre Annan Planı, ancak Türklerin bir dizi tavizleri ile kabul edilebilir.

Gümrük Birliği yapıldı ya. Arkasından gelecek olan talep, Türkiye Kuzeye göndereceği malları güney limanlarından göndersin. Mağusa’dan giren mallar, Türkiye’nin de üye olduğu Avrupa Gümrük Birliği üyelerinin kabul etmediği limandan giremeyeceğine göre, ya Kıbrıs’a girecek ticari emtia güney limanlarından girer, ya da Türkiye ile ticaret AB’ye şikayet edilerek bu konuda , İKO benzeri AB Konseyi kararı alınır.

Gerçi böyle bir girişim yok ama, yakında olur ve daha şimdiden kokusunun çıkmaması zaten beni şaşırtıyor. İleriki günlerde hep birlikte göreceğiz Rumların nasıl Türkiye-Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Gümrük Birliği anlaşmasının arkasına saklanıp, Mağusa limanını ve Türkiye tarafından KKTC’ye gönderilen mallara felik koyacaklar.

Birde AB’nin KKTC’ye vereceği ekonomik yardım var. Zaten bu yıl ki bütçede yarısını kırpıp çıkardılar. Şimdi bizi bekleyen sürpriz, “Hazır olun duymaya” KKTC’ye kayıtlı hiçbir Kıbrıs’lı Türk firmanın bu ekonomik yardımın kullanılacağı yatırıma teklif veremeyeceğidir. Eğer bir Kıbrıs’lı Türk şirket söz konusu AB ekonomik yardımı para ile yapılacak yatırıma teklif verecekse, illaki Lefkoşa’nın Rum kesimindeki ticaret odasına kayıt olacak ve şirketi Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti şirketler mukayyitliğine kayıtlı olacaktır. Ya da Rum bir ortağı olmalıdır.

Gördünüz mü, insanlarımıza Referandumda EVET dedirten vaatlerin arkasında yatan gerçekleri. Yavaş yavaş bizim kendi öz kuruluşlarımız bir bir ekarte edilerek, toplum olarak bizi Kıbrıs (RUM) Cumhuriyeti idaresine altına sokma taktiği uygulamaya konmuş ve bize çaktırmadan empoze edilmektedir.

Bu koşullar inşallah bizi KKTC’yi yitirmeye doğru götürmez…

15 Ekim 2004
TC-KRC Gümrük Birliği için yorumlar kapalı
Okunma
bosluk
Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
Samtay Vakfı
kıbrıs haberleri
kibris 1974
atun ltd

Gallery

Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

Arşivler

Son Yorumlar