AB, Rumların Siyasi Rüşvetine Dur Dedi … Prof. Dr. Ata Atun |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
AB, Rumların Siyasi Rüşvetine Dur Dedi
Prof. Dr. Ata Atun
Kıbrıs İlim Üniversitesi
Avrupa Parlamentosunun geçen hafta salı günü AB üye ülkelerini, Kıbrıs da dahil olmak üzere bazı üye ülkelerin vize ve pasaport satma programlarını sona erdirerek AB içinde kara para aklamayı durdurmaya çağırması, AB içinde sözde yatırım karşılığı vatandaşlıklar verildiği konusunu gündeme taşıdı.
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (KRY), AB içinde vizesiz olarak dolaşım, yerleşim ve iş kurma hakkına sahip olan KRY pasaportunun satışı, rüşvet karşılığı verilişi veya da uluslararası kuruluşlarda çalışanlara siyasi destek karşılığı verilmesi ile ilgili sabıkası çok yeni değil. Rum Yönetiminin bu sinsi uygulaması onlarca yıl geriye gidiyor.
80’li yılların başında Kıbrıs Rum Yönetimi Meclis Başkanı Dr. Vassos Lissaridis tarafından ASALA terör örgütü liderlerine sahte isimlerle Kıbrıs Rum Yönetimi Pasaportu verilmesi ile başlayan süreç, 10 yıl sonra PKK terör örgütünün başı Öcalan’a da sahte isimle pasaport verilmesi ile ivme kazanmış ve resmi politika olarak KRY tarafından benimsenmişti.
KRY Ekonomisinin derin bir durgunluk içinde olduğu 2014 yılında tanıtılan “yatırım karşılığı vatandaşlık”, diğer adıyla “altın vize” programının, 2020 yılı ortalarına kadar 8 milyar Euro ürettiği ve ülkeye yatırım yapan üçüncü ülke vatandaşlarına yaklaşık 5 bin Kıbrıs pasaportu verildiği yerel Rum basını tarafından da defalarca haberleştirildi.
Yasal olarak Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportuna başvurmak için, yabancı başvuru sahiplerinin Kıbrıs ekonomisine en az 2,15 milyon Avro (2,5 milyon dolar) yatırım yapmaları, genellikle gayrimenkul satın almaları ve temiz bir sabıka kaydına sahip olmaları gerekmesine rağmen bu son madde çok dikkate alınmıyor.
Kıbrıs Rum Yönetimi başvuru sahiplerinin geçmişlerini ve sicillerini kontrol ettiğini iddia etse de, yapılan açıklamalar, Rumca gazetelerde yer alan haberler ve AB’nin uyarıları bunun her zaman gerçekleşmediğini ortaya koyuyor.
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin 2017 yılında, tarafsız olması gereken BM Barış Gücü’nün Finans Direktörü Lübnanlı Hussein Moussa’ya, Rum tezlerine BM’de siyasi destek vermesi karşılığında mevcut yasalara aykırı şekilde tamamen yasadışı bir uygulamayla KRY pasaportu ve vatandaşlık vermesi siyasi bir skandal oluşturmuştu. Bu, tam anlamıyla diplomatik rüşvetti.
2017 ve 2019 yılları arasında Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından onaylanan 1400’den fazla pasaport başvurusu incelendiği vakit Kıbrıs Rum Yönetiminin yatırım programının içinde ciddi usulsüz uygulamaların olduğunu ortaya çıkıyor.
Birkaç örnek verecek olursak; Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından uygun görülen ve sabıka kaydı araştırılarak onaylanmış başvurular arasında, Ukraynalı dev Burisma enerji şirketinin sahibi olan işadamı Mykola Zlochevsky yer alıyor. Söz konusu kişi Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportunu 2017’te satın aldığında, Ukrayna’da yolsuzluk nedeniyle soruşturma altındaydı.
Ukrayna’daki soruşturmayı yürüten savcılar, Haziran ayında yaptıkları açıklamada Zlochevsky’nin adamlarının kendilerine soruşturmayı sonlandırmaları için 6 milyon dolar nakit teklif ettiğini belirttiler.
Rusya Federasyonu enerji devi Gazprom’un eski patronu olan Nikolay Gornovskiy’in altın pasaport başvurusunun 2019 yılında onaylandığı esnada, Gornovskiy,Rusya hükümeti tarafından “makamını kötüye kullandığı” gerekçesi ile aranmaktaydı.
Rusya Federasyonu vatandaşı olan Ali Beglov gasptan hapis cezasına çarptırılıp hapis yatmış olmasına ve bu nedenle Kıbrıs Rum Yönetimi yasalarına göre pasaport alması mümkün olmamasına rağmen verdiği rüşvetlerle KRY Pasaportu sahibi olmuştu.
Çinli işadamı Zhang Keqiang, hileli bir hisse senedi anlaşması için hapis yatmış olmasına rağmen aynen Ali Beglov gibi Kıbrıs Rum Yönetimi pasaportunu almayı başardı.
Vietnamlı işadamı Pham Nhat Vu’nun pasaport başvurusu, yerel mahkemede bir telekomünikasyon anlaşmasında milyonlarca dolar rüşvet vermekle suçlanmasından bir ay sonra Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından onaylandı ve kendisine Kıbrıs Rum Pasaportu verildi. Pham Vu, elinde KRY pasaportu olmasına rağmen şu an hapiste ve elinde pasaportla cezasının bitmesini bekliyor.
Eski bir bankacı olan Venezüellalı Leonardo Gonzalez Dellan, Amerika Birleşik Devletleri tarafından Venezüella hükümeti adına yasadışı para işlemleri yapmaktan cezalandırılmış olmasına rağmen KRY Pasaportu almayı başardı.
Dev tarım firmasıyla ilgili zimmete para geçirme ve kara para aklama nedeniyle Ukrayna’da soruşturma altında olan Oleg Bakhmatiuk da vermiş olduğu rüşvetlerle KRY pasaportu aldı.
2017 yılında KRY pasaportu alan Rus kardeşler Alexei ve Dmitry Ananiev, Rusya’da bir zamanlar sahip oldukları bankadan zimmete para geçirmekle suçlanmaktaydı.
Kuzey Koreli bilgisayar korsanları vasıtası ile kripto para üzerinden 100 milyon dolar aklayan Çin vatandaşı Li Jiadong da, ABD hükümeti tarafından kara para aklamak suçu ile hapsi boylamış olmasına rağmen KRY’den pasaport alabildi.
El Cezire’nin geçtiğimiz günlerde haberleştirdiği bu konunun Rum basınında da sıkça yer aldığını söylemiştik. Rum basını ve AB’nin uyarı yazılarına göre, Kıbrıs’tan sözde “altın pasaport” satın alan 70 ülkeden düzinelerce insan arasında sicillerinde mahkumiyet cezaları bulunan dolandırıcılar, para aklayıcıları ve yolsuzlukla suçlanan uluslararası siyasi figürler de bulunuyor.
Özetle Rum kesiminde pasaport satmak bir gelir kapısı ve 2017 ve 2019 yılları arasında Kıbrıs Rum Yönetiminin alenen satışa çıkardığı altın pasaportunu almak için en fazla başvuru yapan ülkelerin başında Rusya, Çin ve Ukrayna geliyor.
Avrupa Birliği üye ülkeleri içinde vizesiz olarak dolaşım, yerleşim ve iş kurma hakkına sahip olan KRY pasaportunun satışı veya rüşvet karşılığı verilişi ile ilgili olarak tüm başvuru ve onaylanmış dosyalar an itibarı ile AB’nin kontrolü ve denetimi altına girmiş durumda.
“Altın Pasaport” uygulaması, Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın raporunda, “yasa dışı gelirlerin aklandığı tehlikeli bir program” olarak niteleniyor. Söz konusu raporda; kumarhanelerin ve bankacılık sektöründeki denetimsizliğin Güney Kıbrıs’ı kara para aklamaya uygun bir sahaya dönüştürdüğüne vurgu yapılıyor.
Görüldüğü üzere AB ülkesi olmasına rağmen bildiğini okuyan Rum Yönetimi, kara para aklanan ülkeler listesinin, insan ticareti yapan ülkeler listesinin ve uyuşturucu kaçakçılığı yapan ülkeler listesinin gri kategorilerinde yer alıyor.
İşin tuhafı da bu kirli ülkenin, KKTC’nin vatandaşlık politikasını eleştirerek, vatandaşlılara engel olacak projeler üretmesi, KKTC’deki aracılarla bunu hayata geçirebilecek pozisyonlar yaratmaya cüret etmesi…