ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye 2 |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Bunların başında G-8 ve bölge ülke hükümetlerinin ilgili bakanlarının biraraya geleceği “Gelecek İçin Forum” platformunun oluşturulması geliyor. G-8 çerçevesindeki çalışmalara Türkiye, “demokratik ortak” devlet adı altında davet edilmişti. Türkiye, G-8 oluşumu çerçevesinde kararlaştırılan mekanizmalardan biri olan “Demokrasi Yardım Diyalogu’nun Eş-Başkanlığı’nı İtalya ve Yemen ile birlikte üstlendi. Bu mekanizma, demokratikleşme çabalarına destek vermek amacıyla hükümet temsilcileri ile sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek, tecrübe paylaşımı dahil olmak üzere işbirliği ortamı sağlamayı amaçlıyor.
Demokrasi Yardım Diyalogu’nun ilk resmi etkinliği ise 25 Kasım tarihinde Roma’da 3 ülke Dışişleri Bakanı’nı bir araya getiren toplantı oldu. Ayrıca G-8 girişiminin Bakanlar düzeyinde toplanan temel mekanizması olan “Gelecek İçin Forum’un ilk toplantısının ise 10-11 Aralık tarihlerinde Fas’’ta yapılması öngörülüyor.
Türkiye, Ortadoğu’da barış ve refahın hakim kılınması, bu amaçla demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim ilkelerinin güçlendirilmesi ve serbest piyasa ekonomisinin işletilmesi unsurlarını içeren bir dönüşümün bölge için bir gereksinim oluşturduğunu çeşitli kanallardan her dönem dile getiriyor. Ortadoğu ülkelerinde esasen başlatılmış olan reform girişimlerinin olumlu sonuçlar vererek, daha demokratik, hür, açık, barışçı, istikrarlı, iyi yönetilen ve ekonomik bakımdan daha müreffeh bir Ortadoğu’ya doğru yol alınması Türkiye’nin sadece temennisi değil, bölgeye yönelik dış politika yaklaşımlarının da temel hedefi olarak dile getiriliyor.
Diplomatik kaynaklara göre, bu konuda Türkiye’nin Ortadoğu’ya ilişkin vizyonu, BOP girişimi uluslar arası gündemi meşgul etmeden de önce bölge ülkelerindeki muhataplar ve İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) toplantılarda da dile getiriliyordu. Bölgeyi iyi tanıyan Türkiye, hatalı başlangıç noktalarından hareket edildiği takdirde değişim çabalarının arzu edilen sonuçları vermeyebileceğinden, yeni sorunlara yol açabileceğinden de duyduğu endişesi nedeniyle bölgede değişimi amaçlayan girişimlere yapıcı ancak aynı zamanda gerçekçi ve duyarlı bir şekilde yaklaşma taraftarı bir tavır takındı.
Kaynaklara göre, Türkiye, ABD makamlarıyla yapılan temaslarda ve konunun ele alındığı uluslar arası platformlarda, böyle kapsamlı bir değişim projesinin başarılı olabilmesi için nasıl hareket edilmesi, hangi ilkelere uyulması gerektiğini açıkça dile getirdi. Türkiye’ye göre önem arz eden hususlar şöyle:
Bu görüşler, BOP girişiminin ele alındığı G-8, OECD, NATO ve AB gibi çok taraflı platformlarda, gerek Türkiye gerekse diğer ülkeler tarafından dile getirildi. Türkiye, BOP girişimini, bölgedeki ülkelerin demokratikleşme ihtiyaçlarına destek olabilecek uluslar arası bir çaba olarak, ortaklık anlayışıyla gelişmesini istiyor ve bu çabanın olumlu sonuçlar verecek şekilde tasarlanmasına gayret gösteriyor. Türkiye, bu doğrultuda projede üzerine düşen görevleri yerine getirmek üzere G-8 içindeki çalışmalara katkı sağlamaya hazırlanıyor ve bulunduğu bölgede siyasi, ekonomik sosyal ve kültürel gelişme alanında yapabileceği katkıları ve bu konudaki deneyimlerini isteyen ülkelere aktarmayı amaçlıyor.
Türkiye kim ne derse desin 21.ci Yüzyılın Orta Doğu’sunda söz sahibi olacak.