ABD’nin Irak’taki Demokrasi başarısı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
İ.Ö. 10,000 yıllarda Mezopotamya, dünyanın ilk toplu yerleşim yerlerinden bir tanesi olmaya başlar. İ.Ö. 1850’de Kral Hamurabi yönetimindeki Babil İmparatorluğu, güney Mezopotamya’nın tümüne hakim olur. İ.Ö. 331’de bölge Büyük İskender’in eline geçer. 7.ci yüzyıldan sonra başlayan Arap istilası sonrası bölge Irak adı ile anılmaya başlar ve İ.S. 1055’de Selçuklu hakimiyeti altına girer. 13.cü YY’da Moğollar, Bağdat’ı ele geçirip yağmalarlar ve 1515’de kuzey Irak’ın, 1534’de de Bağdat’ın alınması ile bölge tümü ile Osmanlı idaresi altına girer.
1.ci Dünya savaşında Basra’yı işgal eden İngilizler, 1916’da Bağdat’a ele geçirir ve Osmanlı Devleti 1918 Mondoros mütarekesi ile Irak’tan tamamen çekilir. 1921 yılında Faysal, Irak Kralı olarak tahta geçer ve Irak’ta monarşi başlar. 1958’de General Abdülkerim Kasım askeri bir darbe yaparak krallığa son verir ve Devlet Başkanı (Diktatör) olur. 1963’de General Abdüsselam Arif, General Kasım’ı askeri bir darbe ile devirerek yönetimi ele alır ama 1966’da şüpheli bir kazada ölünce yerine kardeşi Abdurrahman Arif geçer. 1968’de Hasan el Bekr yaptığı askeri darbe ile yönetimi ele alır ve 1976’da askeri arkasına alan Saddam Hüseyin, önce El Bekr’in Başbakanı olur, sonra da 1979’da El Bekr’i görevden alarak Devlet Başkanı (Diktatör) olur. Sonrasını hepimiz biliyoruz.
Kısa olarak Irak tarihini yazmamın bir tek nedeni var. O da ülkede yüzyıllardır hiçbir zaman insan haklarının ve demokrasinin olmadığıdır. Irak’lı bu güne kadar hiçbir zaman serbest iradesi ile oy kullanamadı. Perde ile kesilmiş oy verme bölmesine yalnız başına girip, takip edilmeden ve “Niye” diye sorulmadan sadece içinden geldiği gibi bir seçim yapmak hakkına sahip olamadı. Irak’ta seçimlerinin yapıldığı 30 Ocak 2005 günü bence çok önemli ve tarihi bir olaydır. Irak’ta Demokrasi kazanmıştır.
Amerika’yı Demokrasi adına, ne pahasına olursa olsun kutlamak gerekir. Bölge, belki de 12,000 yıldır ilk defa Amerika sayesinde özgürce oy kullandı ve özgür iradesini ortaya koydu. Ölen binlerce Irak’lı ve Amerikalı, bölgedeki demokrasiye, kanları pahasına katkı koymuş insanlardır ve hiçbir ayırım yapmadan onlara saygı duyulmalıdır.
Ben 1960’lı yıllarda Irak’ta 4 yıl geçirdim. İnsan haklarının hiç olmadığı bir yerdi. Kent dışına çıkmak için polisten izin alınması gereken, herkesin istediği sinemaya değil, kendisine izin verilen sinemalara gidebildiği bir şehirdi Bağdat. Varın gerisini siz hayal edin, orada yaşayan insanların ne gibi haklara sahip olduklarını veya her hangi bir hakları olup olmadıklarını.
Ben Irak’taki bu “Demokrasi” aşamasını mecazi olarak, yüz yıllardır bir “Kadın” gibi giyinip süslenmesine izin verilmeyen bir bayana benzetiyorum. Bu kadın, bir bayan olduğunun farkında, hemcinslerinin etek giydiğini, makyaj yaptığını, saçını şampu ile yıkayıp boyadığını işitiyor ama bir türlü kendisinin bunları yapmasına izin verilmiyor. Yüzyıllardır çuvaldan yapılmış bir pantolon giyiyor, saçları pis ve karma karışık, yüzünde ise sadece kir var.
Bir gün aniden ülkesine Amerika diye birisi geliyor ve kendisini kısıtlayanları yok edip eline etek, bluz, sabun, ruj, far, rimel ve şampu vererek kendisine “Sen bir bayansın. İstediğin gibi giyinip, yüzüne makyaj yapabilirsin” diyor. Sabunla yıkanan bayanımız, şampu ile elbisesini yıkıyor, ruju gözüne, farı yanağına, rimeli tırnaklarına sürüp sizin karşınıza çıkıyor.
Evet önünüzde, etek ve bluz giymiş bir bayan var ama, çok gülünç durumda. Kendinin artık bir bayan olduğunu biliyor ve hissettiriyor ama hiçbir makyaj malzemesini doğru yerde kullanamamış. Ve siz ona gülemeyip tam tersine, şampuanın yıkanmak için olduğunu, rujun dudağa, farın göze, rimelin de kirpiğe sürüldüğünü söylemek, kullanım tekniklerini de öğretmek zorunda olduğunuzu hissediyorsunuz.
Aynen günümüz Irak’ında olduğu gibi. Seçimler bizim için çok olağan ama onlar ilk defa “Demokrasi”yi soluyorlar ve yaşıyorlar. Irak’taki dostlarım, 30 Ocak’ta adeta bayram havasında sandığa gittiklerini bana yazdılar. İnanın bu sözleri beni çok derinden etkiledi ve de çok sevindirdi..
Zaman Irak için en iyi ilaç olacak ve eminim yakında her şey yoluna girecek….Artık Irak’a Demokrasi girdi ve gelişip büyüyecek…