ABD’nin Kıbrıs’ta çözüm baskısı artıyor |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Yabancı bir devletin Başbakanının ABD’yi bir yılda (şimdilik) 2 kez ziyaret etmesi ve ABD Devlet Başkanı tarafından devlet töreni ile karşılanması pek de olağan bir durum değil. Olağan dışı bir durum var ki, böylesi bir ziyaret veya davet yapılıyor.
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, bir yıl içindeki ikinci kez ABD’yi ziyaret etti ve ABD Başkanı George Bush ile bir araya geldi. Başkan Bush, Yunanistan Başbakanı Karamanlis’i Washington şehrinin ve de aynı zamanda dünyanın da merkezi olan Beyaz Sarayın Oval Ofis’inde kabul etti.
Bu ziyareti ben çok önemli olarak değerlendiriyorum. T.C. Başbakanı Erdoğan, ABD Başkanı Bush ile görüşmek için aylardır davet beklemesine rağmen bu daveti alamayıp, yapılan tüm girişimlerden sonra davet koşullu olarak İsrail ziyaretine bağlanınca, Karamanlis’in bir yılda iki kez Bush ile görüşmesinin manası ve önemi daha kolay anlaşılıyor ve değerlendirilebiliyor.
Resmi olarak Bush-Karamanlis görüşmenin ana konularının Kıbrıs, Makedonya, Yunanistan’ın ABD’den silah satın alımı ve Türk-Yunan ilişkileri olduğu açıklanmasına rağmen ben bu görüşmenin odak noktasının “Kıbrıs’ta barış görüşmelerin bir an evvel başlatılması ve Yunanistan’ın Papadopulos’a Baskı yapması” olduğu inancındayım.
Daha düne güne kadar Papadopulos, Annan planında yapılmasını istediği değişiklikleri yazılı olarak sunmasını isteyen BM Genel Sekreterini, bu sunumun elindeki kozları peşinen masaya koymak olacağını belirterek reddetmişti ve bu denenle de Kıbrıs konusu gene bir duraklama sürecine ve çıkmaza girmişti.
Bu duraklamadan hoşlanmayan ABD Yunanistan’a taraf olması ve Kıbrıs Rumlarına baskı yapması telkininde bulundu. Yeni yeni Yunanistanın devreye girmesi ile “Kıbrıs’ta Barış ve çözüm” çalışmalarında yeni bir hareketlilik başladı ve şimdilik bunun anahtarı Atina’nın elinde görünüyor. Dışişleri Bakanı Petros Moliviatis, ABD’ye gerçekleştirdiği son ziyaretinde, Annan ile Papadopulos arasında, temsilciler aracılığıyla iletişim koridorları açılması önerisini ortaya koydu. Bu öneri Genel Sekreter ile Papadopulos tarafından benimsendi ve aralarında kopan iletişime bir ara çözüm getirdi.
Genel Sekreter ile Papadopulos arasında endirekt iletişim sağlamak için New York’a giden Rum temsilci Tasos Çionis ile Prendergast arasında New York’ta geçen hafta başı başlatılan görüşmelerin ilk turu, 5. görüşmede Papadopulos’un sözlü olarak ilettiği 13+3 itiraz maddesi ile son buldu. Bu görüşmelerde Çionis 16 başlık halindeki Rum tezlerini anlatmasının ötesinde, BM yetkililerinin sondaj nitelikli pek çok sorusuna da yanıt verdi.
Annan’ın bu görüşmeleri takiben Kieran Prendergast’tan bölgeyi ziyaret ederek Genel Sekreter’in Kıbrıs konusundaki iyi niyet misyonunun geleceği konusunda tarafların görüşlerini dinlemesini istedi.
Prendergast 30 Mayıs Pazartesi günü Kıbrıs’a gelecek ve hem Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Başkanı Tassos Papadopulos ile, hem de KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile görüşecek, sonra da her iki taraftaki bazı etkin siyasi liderlerle de bir araya gelecek. 2 Haziran Perşembe gününe kadar Kıbrıs’ta kalacak olan Prendergast, ada’daki görüşmelerinden sonra Atina ve Ankara’ya da uğrayarak Başbakanlarla görüşecek ve sonra da New York’a dönerek 7 Haziran’da BM Genel Sekreteri Annan’a bir rapor sunacak
B.M. Genel sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs sorununun çözümü için iyi niyet misyonu çerçevesinde yeni bir süreç başlatma isteğinde olduğunu, sözlü olmasa da, davranışları ile ortaya koymaya başladı.
Bir taraftan Rumlar, oyun bozanlık yaparak adada Türkleri azınlık yapmaya yönelik tezlerini, sanki de taviz veriyorlarmış havasında Annan’a kabul ettirmek çabasındalar, diğer taraftan da Yunanistan, sanki ABD’nin baskısı ile lütfen devreye girmiş gibi Rum tezlerini hiç eksiltmeden ve yumuşatmadan ABD’ye kabul ettirmeye uğraşıyor.
Maalesef bize “Siz ne diyorsunuz, neleri değiştirmek istiyorsunuz” diyen yok…. Nasıl olsa, %65 oyla “EVET” diyen bizler çantada kekliğiz ve gene EVET diyeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu yok…. Ama benim var…