Ankara Kulvarmı değiştiriyor |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Yunanistan’ın karasularını 6 milden 12 mile çıkarması halinde Türkiye’nin bunu savaş nedeni olarak algılayacağının hala geçerli olduğunun vurgulanması ve Başbakan Erdoğan’ın KKTC’ye yönelik yaptırımların kaldırılmaması durumunda, gümrük birliğini genişleten ek protokolün hayata geçirilmeyeceğini ve TBMM’ye sunulmayacağını açıklaması, Yunanistan’ı ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini bayağı rahatsız etti.
Bu gelişme aynen “Güvendiğimiz dağlara kar yağdı’ya benzedi.
Huzursuzluğa neden olan “Casus Belli” cümlesi tam Türkçe bir kelime gibi gözüküyor ve bir kaç günde bir de gazetelerde yer alıyor. Yunanistan’ın karasularını 6 milden 12 mile çıkarması Türkiye için tam bir “Casus Belli” yani “Savaş Nedeni”.
Bu terim Dış İşlerinde ve Dış Politikada nadir ama tam yerinde kullanılıyor. Orijini Latince. “Bellicosus”, “savaşsever, savaşcı” manasında, Casus ise “olay, olasılık, neden, vesile” manasında.
Latince “Casus Belli” cümlesi “Kasus Belli” olarak okunuyor ve manası da, yukarıdaki Türkçe karşılıklarını yan yana koyunca “Savaş Nedeni” olarak ortaya çıkıyor.
Özetle Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkarmasını Türkiye kabul etmiyor ve böyle bir karar alınıp Yunanistan tarafından resmen açıklanırsa ben bunu “Savaş nedeni” olarak kabul ederim ve savaş çıkarırım diyor.
T.C. Güvenlik Kurulu toplantısında bunun tekrar dile getirilmesi zorunluluğu Yunanistan’ı ürküttü. Yavrusu Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ni de aynı ürpertilere soktu.
Üstüne üstlük Başbakan Erdoğan’ın dün sabahki “Limanları açmayacağız” temasındaki konuşması her şeyin üstüne ve tüm beklentilere tuz biber ekti.
Paspadopulos’un olumsuz tavırları ve ikide birde AB’yi kullanıp Türkiye’ye sorun üstüne sorun çıkarması, anlaşılan Türkiye’nin canına tak dedi. Belli ki, bundan sonra Türkiye Yunanistan ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetine karşı eskisi kadar yumuşak bir tavır takınmayacak. Ne de AB’ye karşı artık bu güne kadar sürdürdüğü yumuşak ve tavizkar tavrını devam ettirecek.
Yunanistan’ın çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni yaptığı açıklamada ‘A la carte AB yoktur’ diyerek, Türkiye’yi, AB’ye karşı bütün yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırdı.
Dış İşleri Bakanı olana kadar Atina’nın Belediye Başkanlığı görevini yürüten ve Başbakan Mitçotakis’in kızı olan Bayan Bakoyanni, tüm dostane sözlerine karşı, aklındakini hemen ortaya koydu. “Ya uyarsın ya da müzakereler kopar” demeye getiriyor ve Türkiye’ye “sen bizi yönlendireceğine sen bize uymak zorundasın” diyor.
Sanırım Ekim 2007 seçimlerinin sinyalleri şimdiden siyaseti etkilemeye başladı.
139 Milyon Avro’luk Mali yardım Tüzüğünün Türk tarafınca kabulü, artık biraz zor gözüküyor. Türkiye’nin bu konudaki tavrı iyice belli oldu. Türkiye’den KKTC’ye gelen esintiler “Almayın” yönünde.
Türkiye belli ki son toplantıdan sonra Kulvar değişti. Bu kulvarın adı “Artık yumuşaklık ve taviz yok.”
Açıkçası ben öyle algıladım.