CTP’nin Çizilen Karizması |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Samimi konuştuğum CTP’nin bazı Milletvekilleri, CTP’li bazı Politbüro üyeleri, bazı ileri gelen CTP’liler ve benim yıllardır fanatik CTP taraftarı olarak bildiğim bazı kişiler neredeyse hep ağız birliği etmişçesine bana bu son olaylardan sonra CTP’nin onarılmaz yaralar aldığını söylüyorlar.
Bu tür görüşleri söyleyenler veya benzer tanımları kullananlar yukarıda saydığım kişilerle de sınırlı değil. Sokakta, yolda, belde, toplantılarda, bankada, markette, bandabuliyada ve benzeri insanların birbirlerini görmek ve konuşmak fırsatı bulduğu değişik yerlerde kiminle selamlaşıp konuşsam, bana daha “Nasılsın, ne var ne yok” demeden ilk işleri “Politikada son durum ne?” diye sormak oluyor. Arkasından da benim sormama gerek kalmadan CTP’nin çok büyük hata yaptığını, 30 yıldır üst üste koyup zirveye tırmandığı iktidar taşlarını, bir çırpıda yıkıp attığını söylüyorlar.
Benim yetenek olarak matematik ile aramın çok iyi olduğunu bilenler, bir de bana şakavari olarak güya hiç anlayamadıkları bir matematik problemini soruyorlar.
Şubat 2005 seçimlerinden sonra oluşan 23 CTP + 7 DP hükümetinde Bakanlıklar, 7 CTP ve 3 DP şeklinde bölüşülmüşken, ara seçimlerden sonra CTP’nin 2 Milletvekili daha alması nedeni ile 25 CTP + 7 DP şeklinde değişen matematiksel dengeden dolayı CTP’nin ısrarla DP’den 1 Bakanlık veya 1 Bakanlığa muadil Daireler ve Müdürlükler isteyip, Koalisyon protokolüne sadık kalmak isteyen DP’den olumlu yanıt alamayınca da koalisyonu bozmak için hayali bahaneler yaratıp Hükümeti bozmasından sonra nasıl ve hangi matematiksel oran ile 25 CTP Milletvekilliğine karşı ÖRP’nin 3 Milletvekilline, 3 Bakanlık verip yeni bir Koalisyon hükümeti kuracaklar diye soruyorlar.
Soru aslında son derece gerçekçi ve bu kombinasyon, hiçbir mantıklı dengeye uymuyor. Böylesi bir sorunun yanıtı hiçbir matematiksel denklemin çözümüne de uymuyor. Yani ÖRP 9 Milletvekili ile Koalisyonu oluştursaydı Bakanlar Kurulunda Ferdi beyden başka hiçbir CTP’li Bakan olmayacakmıydı demeye getiriyorlar?
İç politikamızdaki bu son gelişmeler hem demokrasimizi yaraladı hem de Milletvekillerine duyulan güveni sarstı. CTP iktidar olmak için 36 yıldır verdiği mücadeleyi ve çabayı, bu son davranışı ile unutulmayacak bir şekilde darbeledi ve yıktı geçirdi.
Sanırım artık bir daha bu oranda oy alması ve bu sayıda Milletvekili çıkarması olanak dışı. Geçmiş tam bir hatırlanıp göz yaşı dökülecek hayal oldu CTP için.
Cumartesi gecesi kadim dostum araştırmacı-yazar Bülent Fevzioğlu’nun GENÇ TV’deki programında, telefon ile yurt dışından programa katılan soydaşlarımızdan duyduklarım beni hiç şaşırtmadı. Yurt içinde sade vatandaştan duyduklarımı, yurt dışında yaşayan ve telefon ile programlarımıza katılarak birazcık olsun hasret giderebilen soydaşlarımızdan da aynen duydum. Programa katılanların hiç birisi bu son olaylar hakkında ve de bu olayların merkezinde yer alan CTP’den hiç ama hiç olumlu bahsetmedi.
Bu konuşan kişiler bildiğimiz “Halk” idi. Tarafsız, CTP’nin lafı ile “Bağımsız, Bağlantısız” kişilerdi bunlar. Düşüncelerini ve yorumlarını özgürce ifade ettiler.
Halkımız tarafından, sade ve tarafsız kişilerce söylenen bu sözlerin içine bakılırsa, “CTP Efsanesi”nin hüzünlü bir şekilde sona erdiğinin söylenmek istendiği, açık bir şekilde görülmektedir bu sözcüklerin içinde.
Yazık oldu CTP’ye. Yazık oldu CTP’nin yıllardır dilinden düşürmediği “Onurlu Siyaset” tanımına. O da onursuz oldu artık….