Doğrudan Ticaret açmazı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
AB’den gelen haberler çok ilginç.
Açıkça Ercan Havaalanının ve Gazimağusa limanının yasal limanlar haline dönüştürülmesini istiyorlar ve bu konuda resmen Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetine baskı yapmaya başladılar.
Bu amaçla da işi şansa bırakmamak için AB Dönem Başkanı Almanya, AB Komisyonu ve Güney Kıbrıs arasında konuya ilişkin gerçekleştirilen görüşmeler sırasında, Komisyon, Rum hükümetinden, “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”ne Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin de onay vermesini istedi. Onayın arkasından da KKTC’deki limanlar ile Ercan Havaalanı’nın faaliyete geçmesini “yasal hale getirecek” bir yasa tasarısını Rum Meclisi’ne sunmasını talep ettiklerini dile getirdiler.
Şimdi Tüzüğün kabul edildiği 26 Nisan 2004’den beridir ilk defa, tüzüğün Avrupa Konseyi’nde oybirliğiyle onaylanması olasılığı çıktığı ortaya. Hediyesi olarak Rum tarafına bir de şantaj var. Oybirliğine katılmazsan, olacakları sen düşün diyorlar.
Papadopulos hükümeti işin başında Komisyonun bu önerisini reddettiğini belirtti. Taktiği eski bir Bizans uygulaması. Önce “Hayır” deyip nazlanmak, sonra da birkaç tane taviz koparıp “Evet”e lütfen razı olmak.
Bu sefer, AB Komisyonunun Rumların nazını çekmeyeceği ve Rumların “Hayır” demeleri durumunda da “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”nün 133.cü maddeye göre oylanıp “Oyçokluğu” ile kabul edilmesi yoluna gidecekleri kesin gözüküyor.
“Doğrudan Ticaret Tüzüğü” AB Komisyonu tarafından Oybirliği yerine “Oyçokluğu” ile kabul edilirse ortaya iki tane büyük sorun çıkacaktır.
Sorunlardan birincisi; KKTC hava ve deniz limanları, “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” nün “Oyçokluğu” ile onaylanmasından sonra gene “Korsan” liman olmak özelliklerini devam ettirecek olmasıdır.
Limanlarımızın, “Yasal liman”lar olabilmeleri için, mevcut uluslar arası kurallara göre adanın meşru hükümeti olarak kabul edilen Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti hükümetinin buna izin vermesi gerekmektedir.
Limanlarımız “Yasal” hale gelmediği müddetçe de izolasyonlar ve ambargolar devam diyor ve kaldırılmamış olacaktır. AB’nin limanlarımızı yasal limanlar olarak ilan etmek yetkisi maalesef yoktur. Bu yönde bir karar bile alsa, bu karar BM genel kurulunda onaylanmadığı müddetçe hiç bir geçerliliği olmayacaktır.
Oybirliği olmadığı, Rumların muvafakati alınmadığı ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti limanlarımızı yasal liman olarak ilan etmediği müddetçe, “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” kendisinden bekleneni veremeyecektir.
İkinci sorun ise Türkiye ile ilgili. “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” oyçokluğu ile kabul edildikten sonra, AB Komisyonu veya Dönem Başkanı Almanya, Tüzüğün kabul edilmesine karşılık olarak Türk hava ve Deniz limanlarının, Rum bayraklı uçak ve gemilere açılmasını isteyecektir. Bırakın ertesi günü, hemen ve derhal, tüzüğün kabul edildiği gece isteyeceklerdir Türk limanlarının açılmasını.
Türkiye şu anda, 17 Aralık 2004 ve 3 Ekim 2005 tarihlerinde imzaladığı Katılım Ortaklık Belgesi ve Katılım Müzakere belgesi içinde yer alan limanlarını açmak koşulunu, 26 Nisan 2004’de kabul edilen ama Rumların engellemelerinden dolayı bir türlü uygulamaya konamayan “Doğrudan Ticaret Tüzüğü” nedeni ile yerine getirmiyordu.
Rumların onayı ile “Oybirliği” yerine, “Oyçokluğu” ile kabul edileceği gözüken “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”, Türkiye’nin “KKTC üzerinden İzolasyonlar ve Ambargolar” kaldırılsın talebine ve koşuluna karşılık, oyçokluğu ile onaylanması durumunda Türkiye’nin manevra alanını bayağı daraltacaktır.
Türkiye’nin, top daha kucağına düşmeden, bu konuda hemen bir açıklama yapması ve Rum hükümeti, “Doğrudan Ticaret Tüzüğü”nü oybirliği ile onaylamayıp, KKTC’deki limanlar ile Ercan Havaalanı’nın faaliyete geçmesini “yasal hale getirecek” yasayı Rum Meclisi’nden geçirtmediği müddetçe, limanlarını Rum gemi ve uçaklarına asla açmayacağını, bu konudaki “Kırmızı çizgisi” olarak belirtmesi gerekmektedir.