Erdoğan’a, Kofi Annan’dan gel görüşelim daveti |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Hatırlayacaksınız “Demokrasi, Terörizm ve Güvenlik Zirvesi” için İspanya’nın başkenti Madrid’e giden Başbakan Tayyip Erdoğan, 11 Mart günü BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile de etraflı bir görüşme yapmıştı.
Erdoğan 3 Ekim’de AB ile yapılacak müzakerelerin sıkıntısız bir şekilde başlaması arzuladığından, Kofi Annan ile yaptığı görüşmede öncelikle Kıbrıs sorununa çözüm getirecek barış görüşmelerini tekrar başlatmak niyetinde olduğunu çok açık bir dille kendisine iletmiş ve aşağıdaki isteklerini de sıralamıştı.
1- BM Genel Sekreteri’nin barış sürecinin tekrar başlatıldığını ilan etmesi.
2- Barış görüşmelerinin ancak olumlu bir sonuç garantisiyle başlatılacağını ve bunun da sonuç almak için son girişim olacağını açıklaması.
3- Rumların görüşmeye başlamadan önce tavırlarını net olarak ortaya koymaları için BM’nin baskı oluşturması ve sonradan tavır değiştirmelerine karşı da BM’nin baştan tedbir alması.
4- Rum tarafının olumlu bir plan değişikliği talebine karşılık Türk tarafının da planda değişiklik isteme hakkının olması.
5- 24 Nisan sonrasında BM tarafından hazırlanmış raporda belirtilen hassasiyetlerin halen geçerli olması nedeni ile AB’nin KKTC konusunda yerine getirmesi gereken yardım ve benzeri yükümlülükleri uygulamaya koyması konusunda BM’nin daha etkin rol oynaması.
“Uzun kulaktan” gelen haberlere göre Madrid’teki görüşmenin sonuçları çok olumlu ve Kofi Annan Erdoğan’ın isteklerini bayağı ciddiye almış. Erdoğan’ın Madrid’deki görüşmede “Uluslararası terörizmle mücadelede BM öncülük etmeli” sözlerine benimseyen Annan, “Size katılıyorum. Bunları ABD’ye geldiğinizde konuşalım. Sizi bekliyoruz.” diyerek, Erdoğan’ı New York’a davet etmek istediğini vurgulamıştı.
Dün nihayet Erdoğan, AK Parti Merkez Yürütme Kurulunun (MYK) dünkü toplantısında BM Genel Sekreteri Annan’dan aldığı daveti açıkladı.
Aslında, Erdoğan her ne kadar da Terör konusunu görüşmeye gidiyorsa da, asıl görüşülecek konu “KIBRIS”.
Bence bu davette Kıbrıs konusunda yeni gelişmelere kapı açacak bir çok kararlar alınacak veya stratejik fikir birliğine varılacak.
Öncelikle, Kofi Annan’ın 24 Nisan Referandumundan sonra BM Güvenlik Konseyine sunduğu Kıbrıs Raporunun hala daha onaylanmaması her iki tarafı da rahatsız ediyor. Onaylandığı vakit hem Kıbrıs’ta çözüm istemeyenin Rumlar olduğu Konsey kararı ile tüm dünyaya resmen açıklanacak hem de Kıbrıs’ta çözüme engel olduğu iddiası ile KKTC’nin tanınmamasını üye ülkelere tavsiye eden BM’nin aldığı 540 ve 541 No.lu kararların iptal edilmesi gündeme gelecek.
Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin asıl amaçlarından bir tanesi bu rapordaki Rusya “VETO”sunun kaldırılması idi.
Bu dönem Türkiye, BM Güvenlik Konseyine üye ülke olarak seçilebilmek için bir seri girişimler başlattı. Bunun da altında Annan’ın Kıbrıs Raporunun onaylanması ve BM’nin 540 ile 541 No.lu kararlarının iptali yatıyor.
Erdoğan hep 1 adım önde gidiyordu. Zannederim şimdi birkaç adım birden öne geçti…..