Erdoğan’dan yeni Kıbrıs girişimleri |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
“Demokrasi, Terörizm ve Güvenlik Zirvesi” için İspanya’nın başkenti Madrid’de bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan, dün BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile etraflı bir görüşme yaptı. Aslında bana göre Madirid’e hem Annan’la hemde başta AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso olmak üzere diğer tüm AB üst düzey yetkilileri ile Kıbrıs ve 3 Ekim konularını görüşmek için gitti. Dış temasların ve insanlarla yüz yüze konuşmanın ne kadar önemli olduğunun farkında. Politikada bazen kazanımlar masada değil yüz yüze konuşulurken elde ediliyor.
Erdoğan 3 Ekim’de AB ile yapılacak müzakerelerin sıkıntısız bir şekilde başlaması arzuladığından, öncelikle Kıbrıs sorununa çözüm getirecek barış görüşmelerini tekrar başlatmak niyetinde.
Bu nedenle Kofi Annan ile yaptığı görüşmede kendisine 5 istek sundu. Bunlar sıra ile;
1- BM Genel Sekreteri’nin barış sürecinin tekrar başlatıldığını ilan etmesi.
2- Barış görüşmelerinin ancak olumlu bir sonuç garantisiyle başlatılacağını ve bunun da sonuç almak için son girişim olacağını açıklaması.
3- Rumların görüşmeye başlamadan önce tavırlarını net olarak ortaya koymaları için BM’nin baskı oluşturması ve sonradan tavır değiştirmelerine karşı da BM’nin baştan tedbir alması.
4- Rum tarafının olumlu bir plan değişikliği talebine karşılık Türk tarafının da planda değişiklik isteme hakkının olması.
5- 24 Nisan sonrasında BM tarafından hazırlanmış raporda belirtilen hassasiyetlerin halen geçerli olması nedeni ile AB’nin KKTC konusunda yerine getirmesi gereken yardım ve benzeri yükümlülükleri uygulamaya koyması konusunda BM’nin daha etkin rol oynaması.
Başbakan Erdoğan’ın Madrid’de BM Genel sekreteri Annan ile görüşmesi çok iyi bir ortamda ve olumlu bir şekilde gerçekleşti. 24 Nisan’da Kıbrıs Rumlarının ret oylarından sonra yıkılan barış umutları yeniden hayat bulacak. Daha önceki girişimlerde olduğu gibi önü tıkanan süreç yine Türkiye’nin “bir adım önde olma stratejisi” çerçevesinde tekrar açılmış olacak. Geçen yıl Kıbrıs’ta tam da barış umutları söndü denildiği zaman Erdoğan, Davos’ta Kofi Annan’la gene bir bahane ile bir araya gelmişti. Görüşmelerinin sonunda BM barış için taraflara yeni öneriler sunan bir plan ortaya koymuştu. Görünen o ki, şimdi gene aynı taktik yürürlüğe konmuş.
AB-Türkiye üyelik müzakereleri başlamadan evvel, Annan Kıbrıs’ta barış için tekrar girişimlerini başlatmış olursa, müzakere günü AB’nin Kıbrıs konusunu masaya koyması Türkiye’yi sıkıntıya sokmayacak.
Son günlerde AB çevrelerinden yükselen Kıbrıs’ta taraf olma eğiliminden huzursuz olan Erdoğan, barışın ancak Birleşmiş Milletler çatısı altında çözüme kavuşturulabileceği iddiası ile AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya Kıbrıs’ta görüşmelerin tekrar başlaması konusunun BM’nin işi olduğunu ve AB’nin bu konuda etkin bir rol üstlenmemesi gerektiğini açıkça belirtti.
Aslında Erdoğan, Kıbrıs’taki çözümsüzlüğün giderilmesi konusunda AB yetkililerinden son dönemde gelen “sıcak yaklaşımları” sadece destek olmayla sınırlı kalması kaydı ile memnuniyetle karşılıyor. Bu nedenle bu düşüncesini Barosso’ya açıkça söyledi.
Erdoğan müzakerelere pürüzsüz girmeyi hedeflemiş ve hızla 3 Ekim’e doğru gidiyor. Görünen o ki, en büyük pürüz gibi gözüken Kıbrıs’ta, gene çözüm sürecini başlatmak üzere….