Genel Sekreterin raporu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Ekim ayı sonunda İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün Raporu açıklandı. Rapordaki ana tema, en geç Temmuz 2011 tarihinde Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinin duracağı şeklinde.
Enstitü, Avrupa Parlamentosu’nun KKTC’ye Doğrudan Ticaret Tüzüğü’ne yönelik son kararıyla “çok önemli bir fırsatı heba ettiği” görüşünde.
“AB Müzakereleri durdurulan bir Türkiye’nin hem iç siyasi gelişmeler hem de dış politika tercihleri açısından hızla AB ile bağlarını koparacağı”nı öngören rapor, Kıbrıs konusuna da endirekt olarak değinerek, AB ile Türkiye’nin yollarını ayırmasının ne AB’ye, ne Türkiye’ye ne de Kıbrıs Rum kesimine faydası olacağı düşüncesinde.
İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün Raporu, AB’nin bu kafayla Türkiye dahil olmak üzere Avrupa’yı birleştirerek çok kutuplu dünyada güvenilir bir kutup olma fırsatını kaçırdığı” uyarısında bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin dün açıklanan Kıbrıs’ta İyi Niyet Misyonuna İlişkin Raporu, bu güne değin yayınlanan raporlardan farklı. Daha dürüst, daha açık ve daha net.
Genel Sekreter raporunda, önemli bir fırsat penceresinin hızla kapanmakta olmasından korktuğunu dile getirerek, müzakere sürecinin ucu açık olamayacağını belirtiyor ve eninde sonunda da bir takvim uygulamasının olacağını ima ediyor.
2011 yılının ikinci çeyreğindeki siyasi ortamın, muhtemelen, yapıcı müzakerelere elverişli olmamasından da endişe duyduğunu ifade eden Genel Sekreter, Kıbrıs Rum tarafında Mayıs ayında parlamento seçimlerinin, Türkiye’de de Haziran ayında Milletvekilliği seçimlerinin yapılacağını ve sürdürülmekte olan müzakerelerde tüm başlıklarda seçimler öncesinde esaslı bir uzlaşma sağlanamaması durumunda, “müzakerelerin askıda kalabileceğini ve hatta ölümcül şekilde başarısız olabilmesi yönünde ciddi risk bulunduğunu” vurguladı.
Her iki rapor aynı anda değerlendirildiğinde, üst üste çakıştıkları görülmekte. Gerek BM, gerekse de İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, 2011 yılının ikinci çeyreğindeki siyasi ortamın, muhtemelen, yapıcı müzakerelere elverişli olmayacağı görüşünde.
Bu gidişata bir de, “Rum Ulusal Konseyi Mülkiyet Alt Komitesi”nin son kararı da eklendiğinde, gelecek yıl içinde nelerin yaşanacağı net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Mülkiyet Alt Komitesi, Hristofyas’ın mülkiyet öneri paketinden üç maddenin silinmesi kararının oy birliğiyle aldı ve bu hafta içinde de Ulusal Konsey’e sunacak. Ulusal Konsey bu önerileri benimserse, Hristofyas dahil hiçbir yetkili politikacı bu kararın dışına çıkamayacak.
Alt Komite tarafından “Silinmesi veya Değiştirilmesi” kararı alınan üç madde, KKTC’deki Rum mallarının bugünkü kullanıcılarının hakları ile ilgili.
Rum Ulusal Konseyi Alt Komitesi, u günkü kullanıcının taşınmaz malı talep edebilme hakkını, Mal Komisyonu’nun tazmin, talep ve iade için kriter öngörme hakkını ve malın kullanıcısına elinde tuttuğu taşınmaz mal ile ilgili görüş beyan etme hakkını kabul etmiyor ve kesin iptalini istiyor.
Rum Ulusal Konseyinin bu önerileri kabul etmesi demek, 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmalarında kabul edilen “iki bölgeliliğin” fiilen uygulanamaz hale getirilmesi demektir.
Zaten Genel Sekreter de raporunda bu olasılığa endişe ile değindi.
Kıbrıs Rum tarafının ilke olarak kuzeyde mülkleri olan Rumlar’ın “takas, tazminat, iade” şıklarından birini seçme haklarının olmasını istediğini, bu görüşün Kıbrıs Türk tarafınca kabul edilemez bulunduğunu, Türk tarafının Rumların bu talebinin iki bölgeliliği yok edeceği nedeni ile mallarının iadesini isteyen Rum’ların sayısında bir “tavan” talep ettiklerini ve bu kırılması olanaksız fasit daire nedeni ile de bir çıkmaza girildiği saptamasında bulundu.
Rumların “İki bölgeliliği” reddetmeleri ve tüm mülkleri geri istemeleri, ister istemez müzakereleri kilitleyecek ve bir çıkmaza sokacak.
Bunu hisseden Genel Sekreter Ban Ki Moon’a, İtalyan Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’ne, İngiltere eski Dış İşleri Bakanı Jack Straw’a ve Annan Planının Mimarı Lord Hanney’e göre müzakerelerin gidişatı pek parlak değil ve bir müddet sonra tıkanma veya kopma yaşanacak.
BM bu aşamada “Ne haliniz varsa görün” demeye hazırlanıyor…