Hrisi Avgi’ye dikkat |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Bazı okurlarımın nedir bu Hrisi Avgi dediklerini duyar gibiyim. Hrisi Avgi, güneyde, Türklere karşı duyulan nefret üzerine kurulu bir örgüt. Manası “Altın Şafak” demek. Tam bir Neo Nazi veya Neo Faşit kuruluşu, yani “Yeni Nazi”.
Almanya ve Avrupa, Nazi kökenli düşünceleri silip atmak için çaba gösterirken, parlamentolarından yasalar geçiriken, Avrupa’nın güzide bir üyesi olan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinde bu Hrisi Avgi kuruluşu faaliyette. Bu örgütün Rum tarafına getireceği siyasi bedel çok büyük olacak. “Hrisi Avgi” isimli Nazist örgüt, Rum siyasi sahnesinde yeni bir döneme damgasını vurmayı hedefliyor.
Hrisi Avgi kendisini ilk kez geçen nisan ayında, referandumların hemen öncesinde, Lefkoşa’nın Rum kesiminde dağıttığı ilan ve tanıtım broşürleriyle gösterdi. Örgüt üyelerinin bazıları bu broşürleri dağıtırken bazıları da sprey boyalarla duvarlara “Anti-Elen Annan Planına Hayır” gibi milliyetçi görüşlerini içeren sloganlar yazdı. Bir anda ortaya çıkan Yunanistan orijinli bu örgüt, aklı başında Rum basınından tepki görmesinden sonra adını “Millîyetçi Halk Hareketi” olarak değiştirdi.
“Hrisi Avgi” isimli örgüt, Rum polis teşkilatının açıklamasına göre terör fonu da olan aşırı sağcı bir örgüt. Bunun yanında, siyasi ve sosyal yaşamda terör ve çatışmayı körükleyen tehlikeli milliyetçi tutumları da var. Silah dahi taşıyorlar. Rum polisi, Yunanistan’daki Hrisi Avgi’nin Güney Kıbrıs’taki devamı olan bu örgütle ilişkili faaliyet gösteren üyelerinin (yaklaşık 45 kişi) listesine sahip olduğunu ve bunların faaliyetlerini de resmen bildiğini iddia ediyor.
Söz konusu örgütün elebaşısı bir Kıbrıslı Rum kadın üniversite öğrencisi. Örgütün adresinde bir de internet sitesi bulunuyor. Sitenin adresi http://www.geocities.com/xrushaugh/drasi.html . İnternet sitesinde her satırı Türk düşmanlığı kokan “Kıbrıslı Hrisi Avgiler ‘Katillerden intikam, Onlarla uzlaşmaya hayır, federasyona hayır’ sloganları yazıyor.
Bu örgütün geçen sene yaptığı ve polis kayıtlarına geçen açıklaması kelimesi kelimesine aynen şöyle : “Hiçbir Türk-Yunan dostluğuna inanmıyoruz ve bir gün ulusumuzun, 1974’te Kıbrıs’taki bayrağımızı utandıran mongollara güçlü bir yanıt vermeleri gerektiğini düşünüyoruz. İki yüzlü sahte insanî teorilerden uzakta… Türklerden nefret ediyoruz ve eğer birileri bizi barbar diye nitelendirirse, onları yalanlamayacağız, aksine bunu gururla kabul edeceğiz.”
Hrisi Avgi’ye göre (DIKO Başkanı) Kıbrıs’ın vatansever Cumhurbaşkanı Tassos Papadopulos, Rum halkını Annan planına “Hayır” demeye yönlendirmekle çok doğru yaptı.
Eğer herhangi bir Avrupa ülkesinin bir Cumhurbaşkanı veya Başbakanı, katıldığı bir etkinliğe neo-faşist, ırkçı bir örgütün de katılmasını kabul etseydi, o zaman gerek siyasi çevrelerin, gerekse her demokratik vatandaşın yoğun tepkileri ile karşılaşırdı. Ancak faşist Hrisi Avgi (Altın Şafak) örgütünün yeni kurulan Kıbrıs şubesinin geçen sene DIKO etkinliğine katılımı, DİKO partisinin lider grubunun tepkisini toplamadı. Aksine DİKO Başkan Vekili Nikos Kleanthus, DİSY partisi ile ilgili bir dizi vatansever ve küfür dolu açıklamalarla, Hrisi Avgi grubuna usta bir şekilde siyasî destek vermeye özen gösterdi.
Hrisi Avgininin son açıklaması işte şöyle: “Hrisi Avgi Papadopulos’un yanındadır ve tetiktedir. Hrisi Avgi yerli ve yabancı evetçilerin ve Cumhurbaşkanının devrilmesi amacıyla yerlilerle birlikte komplo kuran yabancı komplocuların, satanist planlarını hayata geçirmelerine izin vermeyecektir.”
Hrisi Avgi ile Papadopulos arasında organik bir bağ olduğu göze çarpıyor. Papadopulos siyasi başarısızlığını Hrisi Avgi ile örtemeye çalışıyorsa çok yanlış bir yola girmiş demektir ve adadaki iki toplum arasındaki gerginlik tırmanma trendine göstermeye başlayacaktır.
Rum tarafında, özellikle Papadopulos hamiliğinde vatansever millîyetçilik şekli altında yapılan felaket tellallığı, Kıbrıs’ın siyasî kültür düzeyini düşürmeye başlayacak, iki halkı kesin çizgilerle bölecek, Rumlar içinde Kıbrıslı Türklere karşı kuşku ve düşmanlık duygularını körükleyecek ve iki toplumun arasındaki ipler bir daha bağlanmamak üzere kopacaktır.
Bizi güzel günler beklemiyor. Sanki 1963 olayları, aynı prodüktör tarafından 2005 yılı koşullarına uyarlanarak gene tezgaha kondu gibi…