Hristofyas’ın Federasyon İsteği Ne Kadar İnandırıcı? |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Hristofyas’ın Federasyon İsteği Ne Kadar İnandırıcı?
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinde, 17 Şubat’ta 1.ci turun ve 24 Şubat’ta da 2.ci turun yapılacağı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanma şansı en yüksek olan adaylardan AKEL Genel Sekreteri Dimtiris Hristofyas, ağzına taksimi bir doladı, pir doladı.
“Taksim felakettir” (26 Aralık 2007, Haravgi) , “Taksime mani olmak için aday oldum” (13 Ocak 2008, Alithia), “Taksim felaketi çok yakın” (14 Ocak 2008, Politis), “Taksim kapımızı çalıyor” (14 Ocak 2008, Filelefthoros) sözlerini ve benzerlerini artık her gün söylemeye başladı Hristofyas.
Neredeyse “Taksim felaketi” ile yatıyor, “Taksim kabusu” ile kalkıyor.
Ağzından hiç 1796 yılı patentli “Enosis” (Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı) lafı çıkmıyor.
Kıbrıs’ı felaketlere sürükleyen, adadaki barışı son 80 yıldır dinamitleyen, her iki taraftan da binlerce kişinin ölmesine yol açan, adanın üzerini neredeyse son bir asırdır karanlık bulutların kaplamasına neden olan Rum Ortodoks Kilisesinin yüzlerce yıldır beyin yıkayarak Rumlara pompaladığı “Enosis” isimli ebedi ülküden hiç bahsetmiyor Hristofyas.
Aslında onun da kafasında aynen Papadopulos’ta olduğu gibi “Enosis” hayali ve adaya hâkim olmasını istediği “Üniter Rum Devleti” var ama şimdilik bunları ağzına hiç almıyor.
Zaten alamaz da.
Geçmişte “Enosis” ile ilgili AKEL’in iki tane ayıbı var.
Bunlardan birincisi; AKEL’in 3-6 Mart 1966 tarihli XI. kurultayı’nda aldığı Enosis kararıdır.
Mart 1966’da yapılan kurultayda AKEL aşağıdaki kararı almıştır.
“5.4.) KARAR: AKEL Kurultayı, kayıtsız, şartsız, serbest ve karşılıksız, halkın ezici çoğunluğunun istek ve çıkarlarına uygun olarak, millî rehabilitasyonu ve kayıtsız enosis’i uygulayarak, Parti’yi bu yolda öncü rol oynamaya ve tüm gücü ile elinden geleni yapmaya çağırır”.
Ve AKEL halen daha bu kararı iptal etmiş değildir. Geçersiz olduğunu da ilan etmemiştir.
“Geçmişte böyle bir karar aldık, Türklerden özür dileriz. O günün şartları böylesi bir kararı gerektiriyordu. İç tribünlere oynamamız lazımdı” gibi sözlerle de bu kararı yumuşatmış veya geçerliliğini sulandırmışta değiller.
Karar halen geçerli. Sapasağlam yerinde duruyor. Uygun koşullar oluşunca da uygulamaya hazır ve nazır.
İkincisi ise; 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası uyarınca Milletvekili seçilmiş Kıbrıs’lı Türkleri 22 Aralık 1963 günü silah zoru ile dışarı attıkları Kıbrıs (Rum) Meclisinde, 26 Haziran 1967 tarihinde, içinde AKEL Milletvekillerinin oylarının da yer aldığı, “Oy Birliği” ile kabul edilmiş “Enosis” kararıdır.
Bu karar da değişmiş veya iptal edilmiş değildir. O da uygun koşullar oluşunca uygulamaya hazır ve nazır olarak dondurucu da bekletilmektedir.
Çok değil daha birkaç gün önce, AKEL Basın Sözcüsü Andros Kiprianu; “Bizi isim değil içerik ilgilendirir” diyerek “Bağımsız, bağlantısız, iki toplumlu federal devlet talep ediyoruz” derken açıkçası yalan söylemektedir.
AKEL’in XI.ci Kurultay kararı halen geçerli iken ve de Kıbrıs (Rum) Meclisinin 26 Haziran 1967 tarihli “Enosis” kararı iptal edilmemişken, nasıl oluyor da Kıbrıs konusunda başka bir seçeneği hedef edindiklerini utanmadan açıklıyorlar, anlamak mümkün değildir.
Politikada buna “Sahtekârlık” denmektedir.
Zaten tarih, Rumların imzaladıkları anlaşmaları işlerine geldiği vakit inkâr etmeleri ve yok saymalarının onlarca örneği ile doludur.
Çok geriye gitmeye gerek yok. İşte 1959 Londra ve Zürih Antlaşmaları, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, Anayasanın EK I – Garanti Antlaşması: Makarios, Enosis uğruna utanmadan ve sıkılmadan 1 Ocak 1964 tarihinde 1960 Antlaşmalarını tek taraflı olarak feshettiğini açıklayarak, adayı kan gölüne çevirmiştir.
7 Ocak 1964 tarihinde Dr. Küçük ile Makarios arasında imzalanan Ateş Kes Antlaşması: Makarios Antlaşmayı imzaladıktan sonra stratejik üstünlüğü ele geçirir geçirmez derhal antlaşmayı bozmuş ve Kıbrıs’ın genelinde Türklerin yaşadığı bölgelere saldırıları başlatmıştır.
5 Mart 1964 tarihinde Baf’ta imzalanan Ateş Kes Antlaşması: Rumlar, Türklerin ellerindeki 300 Rum esiri serbest bırakması için göstermelik olarak Ateş Kes Antlaşmasını imzalamış ve esirler serbest bırakılır bırakılmaz da Türk bölgesine korkunç bir saldırıya geçmişlerdir.
Rumların ne kadar güvenilmez insanlar oldukları bizim tarihimizde olduğu gibi Türkiye’mizin de tarihinde yazılıdır.
AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın ılımlı davranması, barıştan, dostluktan ve kardeşlikten bahsetmesi, iki toplumlu Federal devlet istiyorum demesi sadece takiyyedir (Gerçeği gizlemek). Hristofyas hiçbir zaman aklındaki ENOSİS ülküsünden vazgeçtiğini ima edecek herhangi bir tavır içine girmeyecektir.
Zamanı gelince ve uygun koşullar oluşunca, o da ataları ve ağababası Makarios gibi, verdiği tüm sözleri ve imzaladığı tüm antlaşmaları hemen ve derhal inkâr edecektir.
Hiç şüpheniz olmasın….