İngilizler pişman

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 24 Aralık 2010 Saat : 12:12


 

Geçenlerde yerel gazetelerimizden bir tanesinde usta bir elden çıktığı belli olan bir haber, mesleğimle ilgili olduğu için benim çok dikkatimi çekmişti.


İşin ilginç tarafı mesleklerimin her ikisi ile birebir ilişkiliydi bu haber. Konu olay hem inşaatlarla ilgiliydi hem de politikayla.


İngilizlerin bu adadaki resmi varlıkları, 1878 yılında adayı Osmanlı idaresinden kiralamaları ile yöneticilik düzeyinde başlarken, ticari varlıkları ise birkaç yüzyıl evvelsinden başlamakta.


Adada bir dönem çok yaygın bir tarım kolu olan ve neredeyse her evin geçimini sağlayan ipek böceği kozasından üretilen ipekli mamuller Avrupa’da ünlenince, İngiliz yatırımcılar adaya gelmişler ve ipek böceği kozasından elde edilen ipekten kumaş üreten dokuma atölyeleri açmışlardı.


O gün bu gündür sivil İngilizler adamızda.


Asker İngilizlerin adadaki varlıkları ise 1190 tarihinde Arslan Yürekli Richard’in adayı fethettikten ve nişanlısı Berengeria ile Limasol’da evlendikten sonra başladı.


Diğer şehirlerdeki İngiliz mezarlıklarını bilmiyorum ama Larnaka’daki mezar taşları ile Mağusa’daki İngiliz mezarlığı bu gerçeğin en güzel ve en çarpıcı ispatlayıcısıdırlar.


Yüzyıllar içinde adamızda hayatlarını yitiren İngilizler bu topraklardaki mezarlara gömülerek bizim atalarımızla aynı kaderi paylaşmışlar aynı toprağın altına girmişler. “Kan kardeşi” deyimi benzeri “Toprak kardeşi” olmuşlar da diyebiliriz bu kader paylaşımına.


İngilizleri bu adadan koparıp atmaya veya onları bu adayı terke zorlamaya hiçbir güç yetmemiş bu güne değin. Ne dünya savaşları, ne de cadde ortasında eşi ve çocukları ile yürüyen İngilizleri arkadan sinsice yaklaşıp kalleşçe öldüren EOKA’cı Rum katiller.


İngilizlerin bazıları bu küçücük ama dünya güzeli olan adamızı yüzyıllardır “ikinci vatan” olarak benimsemişler ve belli dönemler içinde yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen terk etmeyi de hiç düşünmemişler.


KKTC’mizde, küçük denmeyecek boyutta ve az denemeyecek sayıda İngiliz aile yaşamakta.


İngiltere hükümetinden aldıkları emekli maaşlarını burada harcamaktan başka hiçbir suçları olmayan bu insanların bazılarını vatandaş yapmışız, bazılarını da yapmamışız.


Suç nedir bilmeyen, kendi aralarında örgütlenip bizim Sivil Toplum Örgütlerimize, okullarımıza ve hastanelerimize yardımlar yapan bu doğa ve insan dostu insanları artık gücendirmeye ve kırmaya başlamışız ki, şimdilik sayıları az da olsa bazıları ciddi ciddi adamızdan ayrılmayı düşünüyor.


Hele geçen gün okuduğum haberde, İngilizlerin kendi ağızlarından çıkan ve kafasındakileri tanımlayan  “KKTC’nin tek düşmanı kendisi” cümlesi beni çok düşündürdü ve de çok üzdü.


Karşıyaka’da “Kulaksız 5 Sitesi”nde yaşanan ve mevcut yasalara uygun ama benim değerlendirmelerime göre haksızca bir davranış olan ipotekli toprağı alırken üzerindeki evleri de sahiplenmek olayı daha zihinlerden silinmemişken, şimdi de binlerce Sterlin ödeyerek aldıkları ev yüzünden 65 kez mahkemeye gidip gelmek ve durup dururken bir de yüklü miktarda mahkeme masrafı ödemek zorunda bırakılan Mary ve Geoffrey Day çiftinin olayı patlak verdi. Üstelik mahkeme süresince de yurt dışına çıkışları yasaklanan bu çift, iki yıldır görülen davanın sonunda haklı bulundu ve haklarında açılan dava da düştü.


İşin özü, müteahhit, Day çifti ile imzaladığı özel ve teknik şartnameye sadık kalmayıp sözlerini yerine getirmeyince, Day çifti de tıkır tıkır ödedikleri taksitlerinin sonuncusunun kendisine şartlı olarak vermemişler.


Son taksiti alamayan müteahhit de mahkemeye koşmuş ve Day çiftini evin arazisi içinde kalan boya ve kalıp tahtalarını çalmakla suçlayarak dava açmış. Davanın açıldığı zaman İngiltere’de olan Day çifti adaya 31 Ağustos 2008 tarihinde dönünce Ercan Havaalanında polis tarafından “boya çaldıkları” iddiasıyla tutuklanmış. Mahkeme de kendilerini yurtdışına çıkışlarının yasaklanması koşuluyla, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmış.


Bırakmaya bırakmış ama yasalar gereği de her üç ayda bir oturma iznini yeniletmek zorunda kalmış Day çifti.


Müteahhitin şikayeti sonrasında hem zan altında kalmışlar hem de istemleri dışında günlük cezası 70 TL olan ikamete zorlanmışlar. 
Ve Mahkeme suçsuz olduklarına karar verince de bu yapay kabus sona ermiş.


Ben şimdi, Day çiftinin satın aldığı evi teknik ve özel şartnameye uygun olarak inşa etmeyen müteahhit hakkında devletimizin ve Müteahhitler Birliğinin ne yapacağını gerçekten de çok merak ediyorum.


Bence şimdi davayı açan müteahhit yargılanmalı, adamızda 14 yıldır yaşayan bu insanlara karşı haksızca dava açtığı için.
Devlet olarak bu vatandaşlarımızla hiç ilgilenmediğimiz kesin.


Yasalarımızı değiştirmeli ve KKTC’mizde ikamet eden ve yaşamlarının sonuna kadar burada yaşamlarını sürdürmeyi tercih eden bu insanları kucaklayan yeni yasalar yapmalıyız.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ATA ATUN-ADA TV Programı
  • Nurlar İçinde Uyu Ali Ağabey
  • Yeni Suriye ve Türkiye
  • Güney Kıbrıs’ın NATO Aşkı
  • Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı
  • AB’DEN YENİ “SEVİLLA HARİTASI”
  • Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi
  • RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR
  • Dünyada Hoş Bir Seda Bırakıp Giden Babam Prof. Dr. Hakkı ATUN
  • Kıbrıs Rum Yönetimi-ABD Anlaşması
  • Okunma
    İngilizler pişman için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-3

    Arşivler

    Son Yorumlar