Kıbrıs’ta Rumların de-facto kabusu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Güney Kıbrıs ve Atina’ya resmi ziyaretlerde bulunan Belçika Dış işleri Bakanı Karel De Gucht’un, arabasına atlayıp KKTC’ye geçmesi Rumları çok telaşlandırdı ve düş kırıklığına uğrattı.
Önceleri bu ziyareti Cumhurbaşkanı Talat ile KKTC Cumhurbaşkanlığı sarayında görüşmek üzere yaptığını zanneden Rumlar neredeyse küçük bir diplomatik krize neden oluyorlardı.
Aslında Bakan Karel De Gucht, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile görüşmek istedi ama ancak bu görüşmenin gerçekleşmesi için gerekli koşullarda uzlaşma sağlanamadığı için görüşme gerçekleşmedi.
Bu tutumu ile ilgili olarak makamında görüşmek konusunda taviz vermediği için Cumhurbaşkanı Talat’ı kutlamak gerekir.
De Gucht’un adaya ziyaretinden önce Belçika Dış İşleri bakanlığı, KKTC yetkilileriyle temas kurdu ve Bakanın, Cumhurbaşkanı Talat ile görüşme yapmak isteğini iletti. KKTC Cumhurbaşkanlığı, görüşmenin Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşmesini istedi. Rum Yönetimi, buna karşı tavır alarak, böyle bir durumun, Belçika’nın KKTC’yi ”de facto” olarak tanıması anlamına geleceğini ileri sürerek karşı çıktı ve hemen akabinde Belçika’ya baskı yaparak, KKTC Cumhurbaşkanlığında yapılması planlanan Talat-De Gucht görüşmesini engellediler.
Tabi bu engellemeler nereye kadar gidecek.
Ben bu gelişmeyi, ateş üstünde kaynayan ve ülüğünden buharlar çıkmaya başlamış çaydanlığa benzetiyorum. Rumlar buharın çıkmaması için ülüğün ağzını kapatmaya çalışıyorlar ama bu sefer içerde sıkışan buhar kapağı yerinden fırlatacak ve kendisine uygulanan kısıtlamayı tümden ve ebediyen ortadan kaldıracak.
Aynen böyle olacak.
İşte Belçikalı Bakan De Gucht’un şimdilik zorla mani olunabilmiş Cumhurbaşkanı Talat ile KKTC Cumhurbaşkanlığı makamında görüşmek isteği ve İngiliz dış İşleri bakanı Jacques Straw’ın bu konudaki ısrarlı davranışı.
Elbet bir gün aralarında gerçekleri görebilmiş cesur bir diplomat, Cumhurbaşkanı Talat ile KKTC Cumhurbaşkanlığı makamında görüşecek ve çaydanlığın kapağı yerinden fırlayacak.
Aslında kapak yerinden oynamaya da başladı.
Bakın dün neler oldu.
De Gucht, önce BM kontrolündeki tampon bölgede temaslarda bulundu ve bu bölgede BM taşıtlarıyla gezdi. Belçikalı Bakan, daha sonra Belçika’nın Güney Kıbrıs Büyük elçisi Taquet’nin konutuna gideceğini söyleyerek büyük elçinin makam arabasına bindi.
Bindi binmesine de, araç Büyük elçinin konutuna gideceğine ”Rumların şaşkın bakışları önünde” Yeşil Hat’tı geçerek KKTC’ye girdi. Rumlar, Belçikalı Bakanı engelleyemedikleri için çok kızdılar.
Üstüne üstelik birde Belçika’nın Güney Kıbrıs Büyük elçisi Colette Taquet, konuya ilişkin açıklamasında, ”De Gucht’un, adadaki taraflara, bir Belçika Dış işleri Bakanı’nın Kıbrıs’ta, kuzeyde ve güneyde, istediği yere gidebileceğini göstermek istediğini” söylemesi, Rumları iyice çılgına döndürdü.
Belçikalı Bakan’ın bu tavrı, kendisini engellemek isteyen ve Cumhurbaşkanı Talat ile görüşmesine karşı çıkan Rumlara açıkça bir tepki ve diplomatik bir protesto.
Artık kapak yerinden oynamaya ve sağından solundan küçük buhar kümecikleri dışarı kaçmaya başladı. Nasıl olsa bir gün içerdeki basınca dayanamayıp yerinden fırlayacak. Eğer İngiltere Dış İşleri Bakanı, Rumların protestosunu bir kenara itip, adada iki toplumun varlığını ve siyasi eşitliğini kanıtlamak için Cumhurbaşkanı Talat ile Cumhurbaşkanlığı makamında görüşürse, bence çaydanlığın kapağı bir daha yerine gelmemek kaydı ile yerinden fırlayıp gidecek.
Benim öngörüm bu. Yanılmadığımı zaman gösterecek ve ispatlayacak.
Bu zaman kesiti de 2006 olabilir.