Kıbrıs, AB gündeminde |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
AB içinde Kıbrıs’a yönelik İngiltere güdümlü olumlu bir çalışma var. Bu güne kadar yapılmış yanlışları düzeltmeye hedefli, Kıbrıs’lı Türklerin siyasi seviyelerini yükseltmek ve 24 Nisan 2004 referandumundan evvel verilen sözleri yerine getirmek amaçlı.
Tabi her etkinin bir tepkisi olduğu gibi, İngiltere’nin olumlu ve adil girişimlerine karşın da perde arkasında olumsuz ve yıkıcı faaliyetler var. Bu girişimleri pasifize etmek için elden gelen arda konmuyor. Şeytanın bile aklına gelmeyecek tezgahlar kuruluyor ve dümenler çevriliyor kapalı kapılar ardında.
İlk girişim Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesinde oldu.
Komite Başkanı Elmar Brok, 18 Ocak’ta hazırladığı AB’nin genişleme raporunu açıkladı. AB içindeki ülkelerde bulunan tüm “Halk parti”lerinin milletvekillerinden oluşan en büyük Parlamento grubu yaptığı ortak toplantıda, rapor konusunda ortak bir tavır alınması ve ortak hareket edilmesi kararını aldı.
Bizimle, yani KKTC ve Türkiye ile ilgili, ne var bu raporun içeriğinde?
Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi, 26 Ocak 2006, Perşembe günü bu raporu ele alarak ve tartışacak.
Ben size şimdi bu komitede neler olacağını ve çıkacak kararın ne olacağını şimdiden söyleyeyim. Komitesi üyesi, Kıbrıslı Rum parlamenter Ioannis Kasulidis’in ve Yunanistan’lı gomması (çok iyi dostu) Georgios Karatzaferis’in teke teke markaj çalışmaları sonucunda raporun, yukarıdaki ilk üç maddesi aynen kabul edilecek ve 4.cü madde de, kabul edilmiş gözükecek ama bu maddenin işlevlik kazanmasına mani olacak şekilde içine, yerine getirilmesi olanaksız bir koşul konacak.
Sonuçta Mali Yardım ve Serbest Ticaret konuları çıkmaza girdiğinde “Biz elden gelen iyi niyeti gösterdik ve çok çabaladık ama olmadı” bahanesinin arkasına sığınılacak.
İkinci girişim ise “Avrupa Parlamentosu Kıbrıs Türkleriyle Üst Düzey Temas Grubu”nun kurulması şeklinde oldu.
Grup çalışmalarına başlamadan evvel, Liberaller ve Demokratlar Grubu Lideri Graham Watson, yeni kurulan “Temas Grubu”na seslenerek, AB’ın verdiği söze uyması gerektiğini, Kıbrıs Türklerinin izolasyonunun kaldırılması ve iki AB tüzüğünün (Mali ve Doğrudan Ticaret) geçirilmesi için elinden geleni yapması çağrısında bulundu.
Aynı şekilde Yeşiller Eşbaşkanı Daniel Cohn Bendit de, “Temas Grubu”na Annan planıyla ilgili referandum sonuçlarını hatırlattı ve Rum Yönetimi’nin Ada’nın kuzey kesimiyle ilişkilerin geliştirilmesinde koyduğu engellere işaret ederek, meslektaşı Graham gibi Kıbrıs Türklerinin izolasyonunun kaldırılması ve iki AB tüzüğünün (Mali ve Doğrudan Ticaret) geçirilmesi için grubun elden geleni yapmasını istedi.
İstemeye istedi ama şimdi birde bu grubun üyelerine bakalım. Bu üyeler bu istekleri yerine getirecek kimseler mi, yoksa bu isteklerin yerine getirilmemesi için elden geleni yapacak kişilermi?. Bence ikinci olasılık daha çok akla yakın.
Eğer ben bu grubun içinde, Kıbrıs’lı Rum Ioannis Kasulidis, Yunanlı Georgios Karatzaferis, Alman Mechtild Rothe, Avrupa Birleşik Solu Başkanı Francis Wurtz, İrlandalı Sean O’Neachtain ve Polonyalı Ryszard Czarnecki varsa ve de Koordinatör Halk Partisi Milletvekili Françoise Grossetete ise, bu grup, Kıbrıs Türkleri ile üst düzey teması için değil, tam tersine Kıbrıs’lı Türkler ile en alt düzey temas nasıl yapılır onun için faaliyet gösterecek demektir.
Grup, çalışma programını açıklarken “Kıbrıs Türk toplumu” ifadesini kullanmaktan kaçınarak “Adanın kuzeyindeki Kıbrıslı toplum” ifadesini kullanmayı tercih etti ve grup üyeleri “Kuzey tarafıyla” siyasi temaslar da bulunmak istediğinde de görüşmeler “tarafsız bölgelerde” yapılacakmış.
Tam Kıbrıs tabiri ile “Koştursunlar”. Gelmesinler daha iyi…