Kıbrısta Fransız üssü yeni değil |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Kıbrıs ile Fransızların ilişkisi şimdi başlamadı.
Tarihe bakarsanız ilk ilişkinin 1191’de başladığını ve Lüzinyan hanedanını adada yönetimi ele alması ile adanın tümü ile Fransız toprağı olduğunu görürsünüz. Bu süreç yaklaşık 300 yıl sürer.
İkinci ilişki ise biraz kirlidir. 1918’de Osmanlı imparatorluğunun 1.ci dünya savaşından yenilgi ile çıkması ile başlar. Anadolu’nun güneyini işgal eden Fransızlar, Türklerin üzerinde kendi askerlerini değil de Ermenileri sürmek için, Mağusa Boğazındaki Boğaztepe köyünde (Monarga) bir Ermeni Lejyonu kampı kurarlar ve bu kampta yetiştirdikleri Ermenilerden oluşan Fransız askeri birliğini Anadolu’da Türklerin üstüne sürerler.
Yıl 2006 ve şimdi de Baf’ta bir üsleri olacak Fransızların. Fransa askeri sevkiyatları, konuşlanma, transfer ve konaklama için Andreas Papandreu Hava alanı ile Limasol ve Larnaka limanlarını kayıtsız koşulsuz kullanabilecek artık.
Bu sevgi ve bu dayanışma nereden başladı diye düşünmeye başlarsanız, yanıtının çok da karmaşık olmadığını görürsünüz. Yeterki resmin parçalarını bir araya getirin ve yan yana koyun.
Aslında bu soldan sağa 3 gözlü ve yukardan aşağıya 3 gözlü olan bir bilmece karesi gibi. Karelerin içini doldurunca resim hemen ortaya çıkıyor. Ben size bu karelerin başlıklarını vereyim ve en önemli addettiğim iki tanesini de açıklayayım.
1- Tarihi bağ 2- Fransa’nın Orta Doğudaki çıkarları 3-Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin uzun vadeli hedefleri 4- Adadaki Garantör Devletlerin kimliği 5- Orta Doğuda güvenli üsleri olan devletler 6-Doğu Akdeniz’deki pakt ve askeri anlaşmalar 7-Türkiye’nin bölgedeki konumu ve hedefleri 8-ABD ve İngiltere’nin Orta Doğu’daki varlığı 9-Türkiye-AB müzakerelerinde Fransa’nın etki ve yaptırımları.
Başlıklar bunlar. Hepsinin içeriğini aklınızdan geçirin, Niye Fransa Kıbrıs’a bu kadar ilgi duyuyor hemen anlarsınız.
3 numaralı başlık : Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin uzun vadeli hedefleri.
Rumların uzun vadeli hedeflerini kısa başlıklar altında özetlersek;
a) 1960 Garanti ve İttifak Anlaşmasını delmek ve artık geçersiz olduğu havasını yaratmak. (Fransızların adada üs kullanmaları bu anlaşmaya hukuken aykırıdır)
b) BM’nin 4 Mart 1964 tarihli şimdiki GKRY’ni resmileştiren kararının geçerli olduğunu her fırsatta pekiştirmek.
c) Kıbrıs adasına tümü ile hakim olmak ve üniter Rum devleti kurmak
d) Megalo Idea’nın Kıbrıs ile ilgili bölümünü gerçekleştirmek
e) Türkiye’nin içinde olduğu NATO’ya karşı AB Ordusu içinde yer almak
f) Askeri Anlaşmalar ile Türkiye’nin güneyinde kendisine müttefikler sağlamak
g) BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Fransa’ya, Güvenlik Konseyinde kendi doğrultusunda karar aldırtmak, Kıbrıs’lı Türklerin menfaatlerini bloke etmek.
h) Türkiye-AB Katılım Ortaklık Müzakerelerinde Fransa’nın başını çektiği grubu kullanarak Türkiye’den tavizler koparmak ve adadan çıkmasını sağlamak.
2 numaralı başlık : Fransa’nın Orta Doğudaki çıkarları
Fransızların Orta Doğudaki konumlarını kısa başlıklar halinde özetlersek;
a) 1990 Körfez savaşı ile Orta doğudan atılmış olmak.
b) Orta Doğuda Amerikan ve İngiliz hakimiyetinin kurulmuş olması,
c) Orta Doğu’dan tüm Fransız şirketlerinin dışlanmış olması,
d) ABD’nin İncirlik’te ve İngiltere’in de Dikelya ve Ağrotur’da güvenli üsleri bulunması.
Fransa, Kıbrıs Rumlarının tüm uzun ve kısa vadeli hedeflerine yardımcı olmak ve yeşil ışık yakmak karşılığında, rüyasında bile göremeyeceği bir kazanım elde edecek ve Amerika ile İngiltere’nin kendisini Orta Doğudan dışlamış olmasına karşılık, Orta Doğu’ya girişini ve asırlardır gönül bağı ile bağlantısı bulunduğu Suriye ve Lübnan’a tekrar yanaşımını, Rumların kendilerine altın tepsi içinde sundukları bu hava ve deniz üsleri kanalı ile gerçekleştirebilecektir.
Resim bu kadar net. Bu nedenle bu iki kafadar bir araya geldiler ve üzerinde söz hakkımız olan bu topraklarda bir al-ver içine girdiler.