Kilise, Karpaz’a göz dikti! |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Rum Ortodoks Kilises, ruhani yönetim bölgesi yani Diyakozluğu içinde olmasa da Karpaz yardım adasına göz dikmiş durumda.
Başpiskopos Hrisostomos bu niyetini her fırsatta dile getiriyor.
Bir taraftan Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinde açılan davalarla Kıbrıslı Türkler ve KKTC köşeye sıkıştırılmaya çalışılırken, diğer taraftan da Hristiyanlık dini kullanılarak KKTC üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılıyor.
Sen Sinod Meclisi tarafından 9 Eylül’de kabul edilen yeni kilise tüzüğüyle birlikte Karpaz Burnu’nun en ucundaki Apostolos Andreas Manastır’ının (Havari Andrew Manastırı) Rum Ortodoks Kilisesi’nin tam yetkisine ve Karpaz Bölge Piskoposluğu’nun himayesi altına girmesinin prensip kararı alındı.
Geriye çevrilecek dolaplarla ve AB’de oynanacak acındırma tiyatroları ile Karpaz yarım adasını olduğu gibi Metropol, yani dini bölge ilan etmek ve şimdi kağıt üstünde var olan metropolünü de fiilen göreve göndermek kaldı.
Şu anda kiliseyi, Dipkarpaz köyünde ikamet eden Rumlardan oluşan Apostolos Andreas Manastırı İdari Komitesi yönetiyor.
KKTC Din İşleri Dairesi, İç İşleri Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı Rum Ortodoks Kilisesi yerine yerel komiteye daha çok güven duyuyor.
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, Apostolos Andreas Manastır’ının tamiri ve restorasyonunu bahane ederek, üzerinde hak sahibi olabilmek için geçmiş yıllarda güzel bir tuzak tezgâhlamıştı.
Önce manastırın bakımsızlıktan yıkılmak üzere olduğunu dile getirmiş, sonra da Yunanistan’daki Patras Üniversitesinde planlar çizdirmiş, parasal kaynak bulmak için de, başta Vatikan olmak üzere tüm AB ülkelerini ve New York Patrikhanesini ziyaret ederek maddi katkı ve destek ricasında bulunmuştu.
Amacı manastırın restorasyonuna Vatikan’ı, ABD’yi ve AB ülkelerini katmak ve onları idarede söz sahibi yaparak KKTC yönetiminden kopararak kendi idaresi altına almaktı.
Nitekim Kilise şimdi kendi başına çalışmalar yapıyor gözükse de arkasına BM Kalkınma Programı’nı (UNDP) ve Güney Kıbrıs’taki ABD Büyükelçiliği’ni alarak ihaleye çıkmaya hazırlanıyor.
KKTC Vakıflar İdaresinin yani EVKAF’ımızın restorasyonu koordine etme talebi var ama Başpiskopos II. Hrisosotomos kendini bu konuda o denli güçlü addediyor ki, EVKAF’ın restorasyonu ve tamiratı koordine etmesi konusunu görüşmeyi bile kabul etmiyor.
Hrisostomos’a göre Apostolos Andreas Manastırı kesin olarak Kıbrıs Ortodoks Kilisesi’nin malıdır ve Türklerin asla manastırla ilgili herhangi bir işe karışmak gibi bir hakları da yoktur.
Zaten kesin bir dille de bu konuda düşüncesini “Apostolos Andreas Manastırı EVKAF tarafından tamir edileceğine yıkıldığını göreyim daha iyi” cümlesi ile de ortaya koydu.
Bu yıl Hrisostomos bir adım daha ileri giderek, 30 Kasım Salı günü yapılacak Havari Andreas’ın ölüm yıldönümü ayininin manastırdaki bölge papazları yerine Rum cemaatinin oyları ile seçilen “Karpaz Piskoposu Zaharias Yeorgiu” yönetiminde yapılacağını açıkladı.
Geçen sene de Karpaz Piskoposu Zaharias Yeorgiu ayini yönetmişti ama bu resmi değildi.
Bu sene ki resmi olacak.
Karpaz’ı dini bölge olarak ilan ettikten sonra yönetimlerini pekiştirmek ve Manastırı ele geçirebilmek için küçük küçük ama sağlam adımlarla ilerliyor Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos.
Bir sabah kalktığımızda Karpaz Bölgesinin Rum Ortodokas Kilisesi İdaresi altına girdiğini ve şu anda dini bölgesi var olan ama kendisi bu diyakozlukta ikamet etmeyen ve görev yapmayan Karpaz Metropolitini, Apostolos Andreas Manastırında görev başında görürsek hiç şaşmayalım.
KKTC hükümetinin ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin bu dini tuzağa düşmemesi ve oyuna gelmemesi gerekmektedir.
Bir kez Karpaz Metropoliti Apostolos Andreas Manastırındaki makamına fiilen oturursa, bu sefer III. Barış Harekatı’da kendisini oradan sökmeye yetmeyecektir.