KKTC kilise kıskacına alınmak isteniyor |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Şubat ortasında Sen Sinod Meclisini toplayan II.ci Hrisostomos, gözünü diktiği KKTC topraklarını Metropolitliklere ayırmaya başladı. Ona göre Kıbrıs’ın kuzeyi işgal altında ve oraları kurtarmak için ruhani kollarını oraya uzatması gerekiyor. Zaten Başpiskoposluk töreninde, adeta bir politikacı gibi kuzeyi kurtarma sözleri de vermişti.
Bu amaçla II.ci Hrisostomos, KKTC topraklarına ayak atmak için hem Metropolitlikler kurmak istiyor hem de bölge içindeki Piskoposlukların sayısını arttırmayı hedefliyor.
Metropolitlikler dini idari bölgeler demektir. Aynen bir ülkenin idari amaçlarla vilayetlere ayrılması gibi, Ortodoks kiliselerin yapılanmasında da devletin egemenliği altındaki bölgeler, Başpiskoposlukça Ruhani İdari Bölgelerine ayrılmaktadır. Bu bölgelerin her birinin başında Valiye eşdeğer Metropoller veya Metropolitler bulunmaktadır. Metropolitler sorumlu oldukları bölgenin en yüksek ruhani amiridirler ve bölge ile ilgili son söz onlarındır.
Şubat ortasında toplanan Sen Sinod Meclisi genişleme kararı alarak güneydeki Rum devletinin toprakları dışına çıkarak, kuzeyde de Metropolitlikler ve piskoposluklar kurmak kararını aldı. Yeni kilise bölgelerinin hangilerinin “Metropolitlik”, hangilerinin de “Bölge Piskoposluğu” olacağı konusunda kesin karara varamadı ama yavaş yavaş nelerin olacağı ve neleri hedefledikleri ortaya çıkmaya başladı.
Mecliste alınan karara göre “Konstantias, Mirianthusis, Tamassu, Trimithuntas, Arsinois ve Karpaz” Metropolitlik bölgeleri olarak kabul edildi.
Bu bölgelerden “Arsinoi”, yani Gazimağusa şehrindeki Maraş bölgesi, “Konstantias”, yani Salamis Bölgesi ve “Karpaz”, ismi üzerinde tüm Karpaz burnu, KKTC toprakları içinde.
Tamassu, günümüz ismi ile Politiko (Rumca ve Türkçe ismi aynıdır) ve Trimithunda yani Trimithuntas, Lefkoşa’nın Rum tarafında kalan kısmı içindedir. Aynı şekilde Mirianthusis de güney Kıbrıs toprakları içindedir.
II.ci Hrisostomos, genişleme planı çerçevesinde üç bölge güney Kıbrıs’ta, üç bölge de KKTC hudutları içinde tespit ederek, işlemlere başladı.
Başladı başlamasına da, şimdilik işler daha pek iyi gitmiyor. Kilisenin kendi içindeki sorunlar, Metropolitlerin ve piskoposların iktidar çekişmeleri diz boyu ve müthiş bir gerginlik yaşanıyor.
Zaten, kurulduğu M.S.330 dan beridir (Antakya patrikhanesi MS 45, İstanbul Patrikhanesi MS 47, Bizans Kilisesi MS 330 ve Roma’dan ayrılış MS 1054) Piskoposlar ve Metropoller arasında hep iktidar çekişmesi yaşanmıştır.
Şimdi sıcağı sıcağına, Sen Sinod Meclisi’nin yeni metropolitlik bölgeleri oluşturma kararının ardından Metropolitlik seçimleriyle ilgili olarak Otosefal Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi içinde gerginlik baş gösteriverdi hemen.
Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, kendi istediği kişiyi atamak için, yeni oluşturulacak Maraş – Konstantia (Salamis), Tamassu (Politiko)-Trimithunda Metropolitlikleri için her hangi bir Piskoposun aday olmasını istemiyor. Buna karşın zaten 2006 yılının sonlarında yapılan Başpiskoposluk seçimlerinde rakiplerinden bir tanesi olan Limasol Metropoliti Athanasios, inadına adaylık başvurusunda bulunma kararı aldı ve aday olacağını da açıkladı.
Çıngarın çıkacağı kesin.
Zaten Başpiskoposluk seçimlerine katılan adaylar, ki bunların hepsi en üst düzey ruhban sınıfından olan bölgenin önde gelen piskoposlarıydı, en çirkin şekilde birbirlerinin tüm kirli çamaşırlarını ortaya dökmüşlerdi. Şimdi tekrar Rum Ortodoks Kilisesinde ve Sen Sinod Meclisi’nde yeni bir gerginlik ve kavga dönemine girilecek. Kirli çamaşırların bini bir paraya gidecek.
Athanisos’un ardından Maraş ve Konstantia metropolitliğini de Trimithunda Bölge Metropoliti Vasileos talep etmeye hazırlanıyor. Başpiskopos II. Hrisostomos ve Cikko Piskoposu Nikiforos, Vasiliu’nun adaylığını koymasını istemiyorlar ve geri çekmesi için şantaj dahil her yolu deneyecekler.
Alınan karara göre önümüzdeki aydaki Paskalya’dan hemen sonra Maraş ve Konstantia metropolitliği için seçim yapılacak. Bu seçimde Nikiforos ve Athanasios, boynuz boynuza gelecekler.
İşin bizi ilgilendiren tarafı ise II.ci Hrisostomos’un, tüm güney Kıbrıs’ı kaplayan kendi dini bölgesini yeterli bulmaması ve bizim topraklarımıza da göz dikmesi.
KKTC topraklarında hayali Metropolitlikleri açtıktan sonra ilk işi bunu, İstanbul Fener Patrikhanesi ile Moskova ve New York Patrikhanelerine bildirerek resmileştirecek.
Sonra da 1964 yılında karşılıklı aforozlarını kaldırdıkları Katolik Hıristiyanlara yani Vatikan’a bildirip, konuyu Kiliseler Birliğine aktaracaklar.
KKTC bu metropolitliklerin, kendi bünyesindeki “Din İşleri Dairesi”ne bağlı olmaksızın faaliyet göstermesine izin vermeyeceği için, yapılacak görev dağılımı uyarınca; Vatikan konuyu AB Başkanlar Konseyine, New York Başpiskoposluğu ABD senatosuna ve Moskova Başpiskoposluğu da Putin vasıtası ile Rus Duma’sına şikayet edecek ve KKTC’ye baskı yapılmasını talep edecekler.
Bir taraftan haklılığını ispatlamak için siyaseten BM’de, ABD’de ve AB’de politik savaş veren Türkiye ve KKTC, diğer taraftan hiçbir bağı olmadığı Hıristiyan dünyası içinde de saldırılara uğrayacak ve dolaylı baskılar altında bırakılmaya çalışılacak.
Gelmekte olduğu açıkça görülen “Dini Tsunami’nin şimdiden tedbirini almamız gerekmektedir. Sonra hem geç kalmış olacağız hem de altında ezilmekten kurtulamayacağız.