KKTC sebze ve meyvesi Güneyde sorun oldu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Güneydeki sebze ve meyve üreticilerinin, Güney Kıbrıs’ın 1 Mayıs 2004’de AB’ye girişinden sonra Papadopulos hükümetine ilettikleri şikayetleri gün geçtikçe artıyor. Özellikle “Yeşil Hat Tüzüğü” (Green Line Regulation, GLR) uyarınca iki toplum arasında başlayan ticaret nedeni ile piyasayı dolduran Kıbrıs’lı Türklerin ürettiği ucuz meyve ve sebzelerden büyük endişe ve korku duyuyorlar. Bunun üstüne aynı zamanda AB’den ve üçüncü ülkelerden ithal edilen tarımsal ürünlerden de kaygı duymaktalar. Kendilerini adeta bir presin altında zannediyorlar ve hükümetten yardım istiyorlar.
AB uygulamasında artık “tarımsal sübvansiye” yok. Bu da demektir ki, Rum üreticiler Papadopulos hükümetinden artık direkt olarak her hangi bir para yardımı alamayacaklar. Belki kullanmak zorunda kaldıkları girdilerde AB’ye çaktırmadan bir sübvansiye alabilirler ama bunu Papadopulos hükümetinin bir şekilde örtülü veya örtüsüz gider olarak bütçede gösterip uygulamaya sokması artık çok zor. Eğer AB denetim mekanizmasının işleyişini biliyorsanız, göreceksiniz ki Rum Maliye Bakanlığı her ay AB’nin gönderdiği belirli müfettişler tarafından düzenli olarak teftiş edilmektedir.
Dün Ticaret Bakanı George Lillikas, Rum sebze ve meyve üreticilerinin, “Yeşil Hat Tüzüğü” (Green Line Regulation, GLR) uyarınca iki toplum arasında başlayan ticaret nedeni ile piyasayı doldurmaya başlayan Kıbrıs’lı Türklerin ürettiği ucuz meyve ve sebzelerden duydukları korkuyu yatıştırmak için büyük çaba gösterdi. Kuzeyde üretilen ve usulüne uygun olarak Yeşil Hattı geçerek Rum piyasasına giren sebze ve meyveler, her ne kadar sene başından beri sadece £8,400 tutarında girmiş olsa bile, ki bu miktar güneydeki süpermarket ve hipermarketlerin raflarında sadece 2 saatte satılan miktardır, kalite ve fiyat bakımından Rum tüketiciler tarafından çok cazip bulundu ve Rum üreticileri de karar kara düşündürmeye başladı. Rum üreticiler şimdi, hem kuzeyden gelen ucuz ve kaliteli sebze ve meyvelerin, hem de üçüncü ülkeler ve AB’den gelen sebze ve meyvelerin dayanılmaz baskısı altında ezilemeye başladılar.
Elde edilen raporlar ve yapılan istatistiki araştırmalar, Güney’deki Süpermarket ve Hipermarketlerin meyve ve sebze reyonlarında, KKTC’de üretilen meyve ve sebzelerin her geçen gün daha da çok satıldığını ve Güneyde üretilenlerin yerini almakta olduğunu göstermektedir. Rum üreticiler, kuzeydeki düşük ücret ve maliyetlerden dolayı haksız bir rekabetle karşı karşıya kaldıklarından yakınmaya başladılar.
Bu yakınmalar karşın şimdilik Ticaret Bakanı Lillikas ısrarla korkulacak her hangi bir şey olmadığını ve Güneyde üretilen miktara kıyasla kuzeyden ithal edilen meyve ve sebzenin çok küçük bir miktar olduğunu söylemektedir. Bakan iki taraf arasındaki artan ticaret hacminin ve iki yönlü mal akışının ülkenin ve içinde bulunan politik koşulların yararına olacağına ve adanın tekrar birleşmesine de yardımcı olabileceğine değinerek, hatta Türk mallarının güneyin hava ve deniz limanlarından Avrupa pazarına gönderilmesi için de uğraşmaktayız ve bu da bizim hedefimiz olmalıdır demektedir.
İnşallah böyledir. Genelde bu tür konularda Rum yöneticiler, olmadık bürokratik engeller koyarak kuzeyde üretilen malların güneye geçmesini önlerler ve Rumların Türklerden 1 tek kuruşluk mal dahi satın almasına mani olmak isterler.