Kuş Gribi Rumları politik vurdu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
KKTC’nin İncirli köyünde görülen kuş gribi vakası, Kıbrıs’lı Rumlarla Türklerin işbirliğine ön ayak olamadı. Tam tersine Kıbrıs Rum Yönetimi, sınırları kapatmak ve KKTC’ye iyi bir ekonomik darbe vurmak için bunu bir fırsat olarak gördü ve sonuna kadar kullanmaya ve faydalanmaya çalıştı.
Ama işler hiçte düşündüğü gibi gitmedi. Kendisi kurnazsa, kurnazın da kurnazı çıktı ortaya ve Kuş Gribini bahane edip, Kıbrıs’lı Türklere yardım elinin uzatılmasını koydu AB masasının üstüne.
AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısı çerçevesinde Rum Dışişleri Bakanı Yorgos Yakovu ile AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn, Brüksel’de dün bir görüşme yaptılar.
Bu görüşmede Komiser Olli Rehn, KKTC’deki “Kuş Gribi” hastalığına atıfta bulunarak AB’nin KKTC’ye yardım etmesi gerektiğinden bahsetti. Hem de doğrudan doğruya Yakovu’ya hitaben söyledi bu sözleri.
Tabi Yorgo bu sözlere hemen “OXİ” dedi ve bu görüşmede Rum yönetimi ile AB Komisyonu arasında, Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonların kaldırılması ve Mali Yardım Tüzüğü ile Direk Ticaret Tüzüğün uygulamaya konması konusunda derin görüş ayrılıklarının olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Zaten vardı ve AB’nin lokomotifleri de bu işten pek memnun değillerdi.
Şimdi İngiltere ve AB Komisyonu, Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonunun kaldırılması amacıyla, söz konusu AB tüzüklerini onaylanmasını yeniden gündeme getirmek için yeni bir girişim başlatmak istiyorlar. En güzel ve geçerli bahaneleri de Kuş Gribi.
AB ile ortak mücadele başlatılması ve KKTC’nin AB ile bu konuda belli düzeyde işbirliği yapabilmesinin yolu, günümüzde Kuş Gribinden geçiyor.
KKTC ile AB’nin belli bir düzeyde iş birliği yapması demek, KKTC’nin statüsünün bir parçacık daha yükseltilmesi ve Tüzüklerin uygulanmasına biraz daha yaklaşılması demektir. Bu iş ve bu bahane Kıbrıs Rum Yönetiminin hiç hoşuna gitmedi ve işbirliğine mani olmak için şimdi her yolu deniyorlar.
Şimdiki hali ve konumu itibarı ile Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün kabul edilmesi için “OY ÇOKLUĞU”, Mali Yardım Tüzüğünün kabul edilmesi için de “OY BİRLİĞİ” gerekmektedir.
İngiltere ve AB Komisyonu, Tüzüklerin ayrılmasını ve Rum Yönetimi’nin Mali Yardım Tüzüğünü kabul etmesi karşılığında Kıbrıslı Türklere yönelik Doğrudan Ticaret Tüzüğünün hukuki zemininin değiştirilmesini önermekteler.
Jacques Straw ve Olli Rehn, bir al-ver stratejisi içinde, Doğrudan Ticaret Tüzüğünü, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB’ye katılım anlaşmasının 10’ncu protokolü altına yerleştirilmesini ve böylece tüzüğün hukuki zemininin değiştirilerek “oy çokluğu” ile değil “oy birliği” ile onaylanmasını, buna karşın da Rum yönetiminin Mali Yardım Tüzüğünü onaylamasını istiyorlarlar.
Plana göre, Doğrudan Ticaret Tüzüğü iptal olmayacak, buna karşın suların durulduğu daha uygun bir zamanda tekrar gündeme getirilecek.
Komiser Rehn, Rumların olumsuz yaklaşımları devam ettiği takdirde ise, bu iki tüzüğü, “Zavallı Kıbrıslı Türkler” terimini kullanarak özellikle de kuş gribinin varlığının KKTC’de tespit edilmesinin ardından AB’nin Kıbrıs’lı Türklere yeteri kadar yardımcı olmakta geç kaldığı ve çok zorlandığı iddiaları ile masaya koyacağını ve bir şekilde de AB’nin üye devletlerine kabul ettireceğini açıkça Yakovu’ya ima etti.
Ne demeli, Kuş gribi bile Rumların aleyhinde bu günlerde.