Lokmacı Oyununun İkinci Perdesi

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 6 Nisan 2008 Saat : 12:12


 

Rum lider Hristofyas gerçek yüzünü yavaş yavaş göstermeye başladı.


Seçimi 2.ci turda kazanmak için DIKO’ya verdiği niyet mektubu ve içindeki taahhütleri de yavaş yavaş devreye girmeye başladı.      


Hristofyas İngiltere’de iken Cumhurbaşkanlığına vekalet eden Marios Karoyian, ara bölgedeki egemenliği kaptırmanın hırsı ile hayali bir bahane icat ederek kapıyı kapattırdı. Karoyan’a göre Hristofyas hata yaptı ve 21 Mart’ta CB Talat ile yaptığı görüşmede Papadopulos’un “Ara Bölgenin kontrolünün UNFICYP’e devredilmesi, askerin çekilmesi ve KKTC amblemlerinin kaldırılması” tezlerini ezdirerek, Ledra Kapısının (Lokmacı Barikatı) açılması için Türklere taviz verdi.


Sonrada suçluyu koro halinde ilan ettiler. Suçlu ne Karoyan, ne Hristofyas ve ne de Talat. Fatura KKTC Polisine çıkarılıverdi hemen.
  
Ledra Palas’ta Slovak Elçiliğinin organizasyonu ile aylık olarak yapılan Türk ve Rum Siyasi Partilerin ortak toplantılarında barıştan ve iki halkın eşitliğinden bahseden Stefanou, Rum Hükümet sözcüsü olunca gerçekleri aniden unutuverdi. Stefanou için ne barış kaldı ne de halkların eşitliği.


Stefanou şimdi Ledra Kapısındaki ara bölge konusunda BM’nin haritasının geçerli olduğunu savunuyor. Yıllarca BM’nin haritasını kabul etmediler, şimdi de işlerine gelince haritayı kabul ettiklerini iddia ediyorlar.


Ara bölgenin, yani Ermu Sokağı ile Çikkos (Kykkos) sokağı arasındaki yaklaşık 70 m. uzunluğundaki bölgenin, kontrolü 1974’den beridir KKTC Hükümetindedir. Rumların bütün istekleri ara bölge UNFICYP’e, yani Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs’a Özel Barış Gücüne devredilsin ve Mücahitlerimiz Ermu sokağındaki 1963 sınırlarına kadar, yani 1963 yılında Ermeni Lokmacının bulunduğu yere kadar geri çekilsin.


Bütün çıngar ve kapı kapatma bahaneleri, biz Rumların bu isteklerine “Hayır” dediğimiz için çıkıyor. Gerisine hiç inanmayın. Hangi bahaneyi duyarsanız bilin ki Rumların uydurmasıdır.


Zaten KS EDEK Başkanı Yannakis Omiru Cumartesi günü gerçek nedeni ağzından kaçırıverdi.  Omiru, Ledra Kapısı’nın geçici olarak kapalı kalmasına değinerek, “KKTC makamlarının personelinin ara bölgeye girmesinin amacının bölgenin UNFICYP’in değil, KKTC hükümetinin yetkisi altında bulunduğunu göstermek” olduğunu söyleyiverdi.


“Ledra Kapısı” adlı politik oyunun birinci perdesi, her ne kadar oyunun bir kısmı senaryoya uymamış olsa da, kapıların karşılıklı açılması ile tamamlandı. Kısa bir “Kapıların kapatılması” molasından sonra ikinci perdenin sahneye konması için de düğmeye basıldı.


İkinci perde de iki bölüm var. Rum ve AB senaristleri oyunu iyi yazmışlar. Tezgâh mühim.


İkinci perdenin birinci bölümünde, ilk perdede istenilenler tam olarak gerçekleşmemiş olsa da “Dekonfrontasyon” var, yani “Askersizleştirme”.


Eğer birinci perdede, Papadopulos’un 4.5 yıldır ısrarla üzerinde durduğu gibi mücahitlerin Türk kontrol kapılarından, yani Ermu sokağının Ledra Sokağı (Uzun Yol) ile kesiştiği yerdeki her iki köşeden, 50’er metre sağa sola geri çekilmeleri ve gözle görülmeyecek yerlere konuşlanmaları AB, BM ve bilumum (ilgili tüm) dış güçlerin, ki bunlara hariçten gazel okuyanlar da diyebilirsiniz, baskıları ile sağlanabilseydi, zaten “Dekonfrontasyon”, yani askersizleştirme kendiliğinden başlamış olacaktı.
        
Bu işlem birinci perde de gerçekleşemediğinden, İkinci perdenin birinci bölümüne zoraki olarak aktarılmış oldu.     


Şimdi Hristofyas hükümetinin ilk işi, “Güven artırıcı önlemler” çerçevesinde müzakere masasına, Lefkoşa surlar içerisindeki tüm bölgedeki askerlerin bulundukları yerlerden geri çekilmesi yani dekonfrantasyon önerisini koymak olacaktır.


Dedik ya ilk başta seçimi kazanmak için DIKO’ya verilen niyet mektubu devreye girdi diye. İşte bunlar hep o niyet mektubunda yazanlar. Hristofyas sözünü tutmak zorunda. Yoksa hükümet altından şıp diye kayacak.


Tabii, Rumların bu “önerisinin, adaya sürdürülebilir ve Kıbrıslı Türkler ile Türkiye tarafından kabul edilebilir bir çözümün ve barışın gelmesinden evvel kabul edilmesi olanaksız. Rumlar hep atı arabanın arkasına bağlamak peşinde. İşlerine öyle geliyor.


İkinci perdenin ikinci bölümü ise Hristofyas’ın “Ben Ledra kapısında taviz verdim, karşılığında Türkiye de hava ve deniz limanlarını Kıbrıs Rum uçak ve gemilerine açsın”  çağrısı ile başlayacaktır.


Rumlar, politik düzenbazlıklarını “Kazı yolarken tüyleri tek tek koparıp kazı bağırtmamak gerekir” prensibine uygun olarak tezgâhlarlar. Bu nedenle de şimdilik oyunun bu bölümünün başlamasına biraz daha zaman var. 


Aklından üçüncü ve dördüncü perdede neler var diye geçirenlere biraz ipucu verebilirim.


Üçüncü perdede, Türk Silahlı Kuvvetlerinin geri çekilmesi, Türkiye’den gelen kardeşlerimizin geri gönderilmesi ve Türkiye’nin garantörlüğünün sulandırılması istekleri ve çabaları var.


Dördüncü perde ise diğerlerine kıyasla biraz daha kısa.


Dördüncü perdede, BM’nin ve AB’nin büyük uğraşılarına rağmen senaryoda yazılanların aksine olaylar gelişiyor. Bu perdenin sonunda Rumlar “Hava” alıyorlar ve ellerindekini de kaybediyorlar, aynen 1974’de olduğu gibi.

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • ATA ATUN-ADA TV Programı
  • Nurlar İçinde Uyu Ali Ağabey
  • Yeni Suriye ve Türkiye
  • Güney Kıbrıs’ın NATO Aşkı
  • Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı
  • AB’DEN YENİ “SEVİLLA HARİTASI”
  • Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi
  • RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR
  • Dünyada Hoş Bir Seda Bırakıp Giden Babam Prof. Dr. Hakkı ATUN
  • Kıbrıs Rum Yönetimi-ABD Anlaşması
  • Okunma
    Lokmacı Oyununun İkinci Perdesi için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-bayrak kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar