Mali Yardım tüzüğünü bileniniz var mı? |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
26 Nisan 2004 tarihli Konsey kararlarının hayata geçirilmesi ve AB’yi, Kıbrıs’lı Türklere verdikleri sözleri tutmamakla suçlanmaktan kurtaracak, COREPER’in Avusturya’nın mührünü taşıyan Cuma günkü kararı, tüzüklerin birbirinden ayrılmasını ve Kıbrıslı Türklere mali yardımın verilmesini öngörüyor.
Bugünkü Dışişleri Bakanları toplantısında da onaylanması beklenen bu karar ile Kıbrıs Türk toplumunun kendi kontrollerindeki limanlardan yapacakları Direk Ticaret konusu ile uzun zamandır sürüncemede bulunan Mali Yardım Tüzüklerine kesin bir çözüm getirilecek.
Bu karar ile her iki tüzük birbirinden ayrılacak ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü ile ilgili oylamada, dönemin komiseri Verheugen’in oy çokluğu ile karar alınması çabalarına karşın, “Oy Birliği” ile kararın alınabileceğinin kapısını açtı. Oy birliği demek Kıbrıs Rum Yönetiminin “VETO”su demektir. Yani asla böyle bir şey olmayacak ve Direk Ticaret Tüzüğü hayata geçirilemeyecek demektir.
Tüm bunlara ilaveten bir de, bu kararda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Katılım Sözleşmesi’nin 10. Protokolüne atıfta bulunulması var ki, bu da Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin bundan böyle hiçbir şekilde bu tür kararlarda ve uygulamalarda bir kenara itilemeyeceği anlamına geliyor
Şimdi AB Daimi Temsilciler Konseyi’nin (COREPER) Kıbrıslı Türklere yönelik Mali Yardım ve Doğrudan Ticaret tüzüklerinin birbirinden ayrılması ve 139 milyon avro tutarındaki ödeneğin serbest bırakılması kararı ne demek bir de ona bakalım.
Farz edinki KKTC Hükümeti bu karardan çok memnunluk duydu ve aman verin bu parayı biz kullanalım dedi. Peki bu ne demek ve bu iş nasıl olacak biliyormuyuz.?
Mali Yardım Tüzüğünün içeriği ve koşulları bunlar. Dahası da var ama bu kadar zaten konuyu anlamamıza yeterli.
Ben COREPER’in bu kararından ne anladım biliyormusunuz.
Avrupa Birliği, 26 Nisan 2004 tarihinde aldığı Kıbrıs’lı Türklerle ilgili Mali Yardım Tüzüğü ve Direk Ticaret Tüzüğü ile ilgili olarak bu güne kadar yüz yüze kaldığı ve “Kıbrıs’lı Türklere verdiğiniz sözlerini tutmadınız” suçlamalardan kurtulmak için daha da açıkçası “Yasak Savmak” için alel acele bu kararı geçirdi ve şimdi “İşte biz Mali Yardım tüzüğünü onayladık ama Kıbrıs’lı Türkler kabul etmedi” demeye getirmek ve bu suçlamalardan kurtulmak istiyor.
Bu karardan sonra Kıbrıs’lı Türklerin artık AB’ye hiçbir güvenleri kalmayacak. Bence Kıbrıs’ın kuzeyinin AB toprağı olup olmadığı yapılacak bir referandumla Kıbrıs’lı Türklere sorulmalı. Bu güne kadar bana hiç kimse sormadı ve ben bu şartlarda, AB’nin bu tek taraflı kararını da kabul etmiyorum.