Maraş’a karşılık Mağusa Limanı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Bu haftanın sıcak ama gizli gündemi Mağusa limanı ve Maraş. Mağusa Limanı’nın ortak idare altında kullanıma açılması önerisi ile doğrudan ticaret tüzüğü sanki birbirine bağlıymış gibi aynı masada ve paralel olarak düşünülüyor. Konu üzerinde sıkı bir pazarlıktır gidiyor.
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Başkanı Papadopulos, Mart başında yaptığı Brüksel ve Lüksemburg temasları sırasında AB Konseyi dönem başkanlığını yürüten Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker ve AB Komisyonu Başkanı Jose Barosso ile yapmış olduğu görüşmede, Maraş’ın Rumlara devredilmesi karşılığında Mağusa Limanı’nın kâr amacı gütmeyen bir Kıbrıslı Türk ve Rum örgütü tarafından ticarete açılmasını ve ayrıca Larnaka limanının da Kıbrıs Türk mallarının ihracatına açılması önerisini ortaya koymuştu.
KKTC’deki Limanlarla ilgili gerçek şu ki, Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın (ABAD) KKTC’den Avrupa Birliği’ne ihracatın yasadışı olduğu kararını verdiği 1993 tarihli “Anastasiu davası” var. ABAD’ın bu kararı, AB komisyonunu da bağlamaktadır. Hukukun üstünlüğü üzerine kurulu Avrupa Birliği içinde özellikle ABAD’ın kararı AB komisyonu tarafından by-pass edilebilir mi, emin değilim.
Şimdiki uygulamaya göre, uluslararası tanınan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti tarafından yasadışı ilan edilmiş olan ve Avrupa Birliği Adalet Divanı tarafından da yapılacak ihracatın yasadışı olacağı kararı bulunan Mağusa limanından AB’ye ihracat yapmak mümkün değildir. Mağusa limanı Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti tarafından meşru ilan edilmediği sürece yapılacak olan ticaret yasadışı olacaktır. Direk ticaret Tüzüğü AB Bakanlar Konseyi’nde kabul edilse bile, Adalet Divanı kararı iptal edilmediği müddetçe Direk Ticaret Tüzüğünün uygulaması ne kadar pratik ve geçerli olacaktır.
Bu gerçeği çok iyi kavrayan ve bilen Papadopulos, Brüksel ve Lüksemburg temasları sırasında, AB dönem başkanı Lüksemburg’un Başbakanı Jean Claude Juncker ve Komisyon Başkanı Jose Manuel Barosso’ya kapalı Maraş’ın iadesi ile Mağusa Limanı’nın yeniden faaliyete geçmesinin birbiriyle bağlantılı olğunu vurguladı. Amacı izolasyonların bir parça kaldırılmasına karşılık Maraş’ı almak. Ercan’a karşılık herhalde isteyeceği başka şeyler var.
Papadopulos’un Mağusa limanı için önerisi, Mağusa Limanı’nın idaresinin, Kıbrıslı Türk ve Rumların iştirak edeceği bir örgüt, bir kurum veya bir şirket veya her halukarda bir kâr amacı gütmeyen (sivil toplum) örgüt tarafından yapılması ve bu örgütün, Lüksemburg veya Lihtenstain’da olduğu gibi ara bölgede kayıtlı olması.
Mağusa limanından kaldırılacak kısıtlamalara karşılık “Kapalı Maraş”ın yasal sakinlerine iade edilmesi.
Papadopulos Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti by-pass edilerek direkt ticaret tüzüğünün onaylanması ve Kıbrıs’ın işgal altındaki limanlarının açılması halinde de Lüksemburg Avrupa Mahkemesi’ne başvurma niyetini de hiç saklamıyor.
İşte Mağusa limanı-Maraş pazarlığı kapalı kapılar ardında bu konular etrafında sıkı sıkıya tartışılıyor.