Maraş masaya mı konmak isteniyor |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Papadopulos hızla Kıbrıs konusunu BM’nin siyasi platformundan çıkarıp AB’nin hukuk platformuna çekmek istiyor. Bunu yapmak için Annan ile takışmaktan tutun, Türkiye’yi Veto etmeye kadar her yolu deniyor.
Dünkü yazımda AB’nin de artık yavaş yavaş Kıbrıs sorununa çözüm getirmek için yapılacak görüşmelerde taraf olmak istediğini ve bizlerle beraber masaya oturmak istediğini yazmıştım. Bu sanki daha evvelden tespit edilmiş bir senaryo ve adım adım uygulamaya konuyor. Temsilcinin adı bile belli. Fiğnlandiya eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari.
Geçen haftalarda Papadopulos, Başbakan Mehmet Ali Talat’a ilginç bir öneri yapmıştı ve Maraş’ın Rum mal sahiplerine devri karşılığında Mağusa limanının ortak işletilmesini ve direk ticarete açılmasını önermişti.
Önermişti de, derhal ve hemen Başbakan M.A. Talat tarafından reddedilmişti bu önerisi.
İşin AB tarafında Avrupa Komisyonu ve Komisyon’un AB içindeki güçlü ülkeleri, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini, Avrupa ile KKTC arasında doğrudan ticarete ilişkin esaslı bir görüşmeye katılmaya ikna etme konusunda yoğun bir şekilde çaba gösteriyorlar.
Fakat bu konuda hiçte istekli olmayan Rumlar, şu ana kadar ilgili tüzüğü hukuki zeminine ve Rum tarafının by-pass edilmesi olasılığına itiraz etmek suretiyle reddetmekle yetinmekteler ve bunun da yeterli olduğunu düşünüyorlar.
AB, hedefine varabilmek için, iki yönde çaba gösteriyor.
Birincisi, doğrudan ticaret kavramı ile Ankara protokolünü Kıbrıs Cumhuriyeti’ni de kapsayacak şekilde genişleten protokolün imzalanması arasında sıkı bir bağlantı kuruyor. Bundan dolayı da Tasos Papadopulos’un, Mağusa Limanı’nın Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından ortak işletilmesi önerisini görüşmeyi uygun bir gelişme olarak yorumluyor. Fakat bu yorum içinde Mağusa limanı’nın açılmasının Doğrudan Ticaret Tüzüğünün özünde yer alması gerekliliği var.
Konu burada, iyimserlikten çıkıyor ve bir pazarlık konusu olmaya başlıyor. AB’nin niyeti Maraş’ın Kıbrıslı Rumlara iadesi ile birlikte Ercan Havaalanı da dahil olmak üzere KKTC’deki tüm hava ve deniz limanlarının uluslararası tarfiğe açılmasını masaya koymak.
Elde edilen bilgiler Brüksel’in, Papadopulos’un Mağusa Limanı’yla ilgili önerisini artık görüşmeye hazır olduğu şeklindedir.
Aslında Papadopulos Ağustos ayında, Kıbrıslı Türkler, Rumlar ve AB tarafından ortak işletilmesi şartı ile Mağusa limanının açılmasını ve buna karşılık da kapalı Maraş’ın yasal sakinlerine iade edilmesini önermişti.
AB Mağusa limanının ortak işletilmesine sıcak bakıyor. Fakat Maraş’ın Kıbrıslı Rumlara iade edilmesi koşulu Kıbrıslı Türkler ve Türkiye için Kabul edilemez bir istek. Aslında limanlara karşılık verilebilecek bir taviz değil.
AB’nin yeni stratejisi Papadopulos’u, ticaret konusunda çok daha açık ve dostane bir yaklaşımı benimsemeye ikna etmek. Kıbrıslı Rumlar, şimdilik Maraş kendilerine iade edilmeden, limanın Türkler + Rumlar + AB tarafından ortak işletilmesine dahil edilmeye çalışılacak.
Bence bu al-ver işi çok çetin geçecek. Rumlar Maraş’ın iadesinde ısrarlı olurlarsa, Ercan’a doğrudan uçuşlar, Girne ve Mağusa limanlarının uluslararası trafiğe açılışı, ve bunun devamı olarak Kıbrıs Türk Devletinin diğer ülkelerle yasal zeminde siyasi, hukuki, ekonomik ve kültürel ilişkilerini de kabul etmeye hazır olması gerekli.
Pazarlık çetin olacak….