Müsteşar Hristodulos Başardis Baklayı ağzından çıkardı. |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Dün Atina’da EOKA terör örgütünün kuruluş yıldönümü (1 Nisan 1955) parlak törenlerle kutlandı ve Atina’nın en büyük kilisesinde bir anma töreni ve ayini yapıldı.
Kilisede yapılan anma törenine ve ayine Yunan hükümetinin en üst düzey yetkilileri ile birlikte bazı siyasi parti yetkilileri ve Rum sivil örgüt temsilcileri katıldı. Törende, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Dairesi Başkanlık Müsteşarı Hristodulos Başardis günün önem ve anlamını belirten bir konuşma yaptı.
Başardis bu konuşmasında EOKA’ya övgüler yağdırdı ve gaza gelerek, “içeriği taksim başlığı da federasyon olan çözüm planlarına ‘OHİ’ (hayır) devam edeceklerini” söyleyerek Kıbrıs konusundaki baklayı da ağzından çıkarıverdi.
Arkasından “Çarpık, yıkılmaya hazır ve haksız bir çözümü kabul etmemek ve imzalamamakta direndiğimiz için suçlu görünsek de fonksiyonel ve yaşayabilir bir çözüm hedefinden bizler hiçbir zaman geri adım atmayacak ve anlaşılır olan haklarımızı elde etmek için mücadele etmeye devam edeceğiz” diyerek yukarıdaki sözlerini de iyice pekiştirdi.
Başardis’in söylediği sözleri arka arkaya birkaç kere okuyup iyice kafanızda dolaştırırsanız açıkça ne demek istediğini çok iyi anlayacak ve Kıbrıs konusundaki hedeflerini de açıkça göreceksiniz.
Başardis, açık ve net olarak “Biz federasyon istemiyoruz” diyor. Yani Kıbrıs’lı Rumlarla Kıbrıs’lı Türkleri federasyon çatısı altında birleştirecek iki devletli, iki kesimli ve iki toplumlu bir yapıyı benimsemiyoruz ve sonuna kadar da reddedeceğiz diyor.
Annan Planı adı altında böylesi Federal bir planı 24 Nisan 2004 tarihinde yapılan referandumla reddettiğimiz için suçlu konumuna konsak da, bizi kınasalar da biz bu düşüncemizden asla vazgeçmeyeceğiz diyor.
İstediklerini ve hayallerindeki yapıyı da ortaya koyuyor. “Fonksiyonel ve yaşayabilir bir çözüm ve [dünya tarafından] kabul edilmesi gereken haklarımızı elde edene kadar da mücadeleye devam”.
Fonksiyonel dediği, hükümetin içinde Kıbrıs’lı Türklerin yer almadığı ve karar mekanizması ile idarenin Kıbrıs’lı Rumlardan oluştuğu bir devlet yapısı. Rumlar için yaşanabilir olan ve devlette tek söz sahibinin Rumlar olduğu,Türklerin hiçbir haklarının olmayacağı, hiçbir üst düzey mevki de Türklerin bulunmayacağı, Türklerin “veto” etmek gibi veya “hayır” demek gibi yetkilerinin olmadığı, kısaca tüm adaya hakim şimdiki Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin ta kendisi. Türkler için bu durumun kabul edilebilir veya yaşanabilir olup olmaması hiç önemli değil. Zaten Türklerin de böyle bir hakları yok. Çoğunluk kimde ise söz sahibi o olmalı, geri kalanlar, yani Kıbrıs’lı Türkler, Maronitler gibi, Ermeniler gibi ve Latinler gibi azınlık statüsüne sahip olmalı.
Evet ben, Başardis’in “içeriği taksim başlığı da federasyon olan çözüm planlarına ‘OHİ’ye devam” sözlerini böyle anladım….
Bana katılıp katılmadığınızı bilmiyorum ama Rumların gerçek düşüncesi bu ve bizi gelecekte pekte güzel günler beklemiyor..