Örnek bir eğitim anlayışı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
“Sanal Eğitim”, bunun İngilizce tanımlaması “Virtual Learning”.
Şimdi nerden çıktı bu diye düşündüğünüzden de eminim.
Üstelik benim yazılarımın içeriği, formatı veya ana teması ile de pek ilgili değil bu başlık.
Girne’de bu sene kapılarını öğrencilerimize açmış bir okulumuz var. Adı “THE ENGLISH SCHOOL OF KYRENIA”. “Girne’nin İngiliz Okulu” da diyebilirsiniz, “Girne İngiliz Okulu” da diyebilirsiniz Türkçemizde.
Amacım okulu tanıtmak değil.
Amacım bu okuldaki bir uygulamayı ve hayran kaldığım bir eğitim anlayışını sizlere aktarabilmek.
Okul eğitmen kadrosunun yabancı öğretmenlerini İngiltere’den getirmiş. Her sınıfta bir Türk ve bir İngiliz öğretmen bulunuyor.
Okulda verilen eğitim, Milli eğitim Bakanlığından onaylı ve Bakanlığın da denetimi altında.
Buraya kadar her şey normal.
Okullarımızın Milli eğitim Bakanlığı tarafından 1 Aralık’ 2009 Salı gününe kadar “Domuz Gribi” nedeni ile tatil edilmesi sonrasında, bilgime gelen bir uygulama benim çok dikkatimi çekti.
Daha doğrusu hem dikkatimi çekti, hemde beni hayran bıraktı.
Okulların tatil edildiğinin ertesi günü, yani dün, benim İngilizcem ile adını “Girne İngiliz Okulu” olarak çevirdiğim bu güzide eğitim yuvasının öğretmenleri tam kadro okulda toplandılar ve “Biz öğrencilerimiz için ne yapabiliriz, öğrencilerimize eğitim vermeye nasıl devam edebiliriz”i tartışmaya başladılar.
Toplantı sonucu varılan alınan karar tek kelime ile muhteşem.
“Çocuklarımız okula gelemiyor ise biz onlara gideriz” kararı alınır ve çağın eğitim sistemi olmaya aday “Virtual Learning”, Türkçe çevirisi ile “Sanal Eğitim” veya “Sanal Öğrenme” uygulamaya konur.
Öğretmenler önce öğrencilerinin velileri ile temasa geçerler ve düşüncelerini aktarırlar, “Eğitime ara vermek yok”.
Sonra da harıl harıl ödevleri ve sınıf çalışmalarını bilgisayar ortamında hazırlayıp öğrencilere gönderirler.
Şimdi öğrenciler evde ve bilgisayar başında, öğretmenler de okulda öğrencileri ile iletişim içinde ve eğitim de tam gün devam ediyor.
Domuz Gribi için alınan önlemler sonucu okul kapalı ama eğitime ara verilmemiş.
Dün bu çalışmayı keyifle izledim ve bilgiler aldım.
Okulun kurucularını, yönetimini ve hocalarını kalben kutlarım.
Eğitim anlayışı dediğin böyle olmalı.
Önce öğrenciler ve eğitim vermek düşünülmeli, Eğitim Bakanlığının aldığı sağlık önlemi kararı nedeni ile okulun kapatılması da tatil olarak görülmemeli, aynen “Girne İngiliz Okulu”nun idarecileri, yöneticileri, öğretmenleri, öğrencileri ve bu öğrencilerin anne-babaları gibi.
Hepsini kalben kutluyorum. Örnek bir davranış sergilediler.
Bakanlar Kurulunun Domuz Gribi’nin yayılmasını önleyici ve toplu ortamlarda olası etkilerinin azaltılması yönünde aldığı okulların kapatılması kararını “Tatil” olarak görmeyip eğitime sanal ortamda devam etmek kararını almak, gerçekten de eğitime gönül vermiş ve bu disiplini içinde taşıyan kişilerin harcı.
Başka bir okul bu uygulamayı başlattı mı bilemiyorum.
Nedense ülkemiz öğretmenlerinde ve eğitim sisteminde bu yetenek ve istek kaybolmuş.
Geriye dönüp bakıyorum.
1980’li yıllarda KKTC liselerinden ve Kolejlerinden mezun olan öğrencilerimizin ÖSYS başarıları ilk üç sıralardayken şimdilerde maalesef yerlerde sürünüyor. Başarının adı bile anılmıyor.
Belki bu yeni kavram, bu yeni eğitim anlayışı, eğitime gösterilen saygı ve verilen önem gene bu başarıları adamıza, bu dünya güzeli küçücük ülkemize taşır.