Orta Doğu’da yeni dengeler

Prof. Dr. Ata ATUN

 
Yazarın tüm yazılarını görüntüle

  
 8 Haziran 2017 Saat : 11:40


 

Orta Doğu’da yeni dengeler

 

25 Mayıs 1981 tarihinde Suudi Arabistan’ın çağrısı ile Basra Körfezi’ne kıyısı bulunan Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, kısa adı Körfez İşbirliği Konseyi olan “Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi”ni kurarak ekonomi, dış politika ve sosyal hedeflerde ortak hareket etmek kararı aldılar. Birleşik ekonomik anlaşma ise yaklaşık 6 ay sonra 11 Kasım 1981 tarihinde Riyad’da imzalandı. Bu Konsey’e çok daha basit ve ilkel düzeyde Avrupa Birliği benzeri, Körfez Ülkeleri Birliği de denilebilir.

 

1995 yılında, babası Katar Emiri Şeyh Halife bin Hamad es-Sani’yi kansız bir darbe ile deviren

Şeyh Hamid Bin Halife Al Sani, yönetimi ele alınca Katar’ın dış politikası da yavaş yavaş değişmeye ve KİK şemsiyesi altından uzaklaşmaya başladı. 18 yıllık iktidardan sonra asırların Arap geleneği olan ölene kadar iktidar uygulamasını değiştirdi ve 25 Haziran 2013 tarihinde yaptığı “artık yeni neslin iktidarda rol alması gerektiği” açıklaması ile Katar Emirliği görevini Veliaht Prens Şeyh Tamim bin Hamad El Sani’ye devretti. Dünyanın en genç liderlerinden biri olan Şeyh Tamim, yüksek öğrenimini İngiltere’de, Sherborne, Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi ve Middlesex Harrow School’da yaptı. 1850 yılından beri Sani ailesi tarafından yönetilen Katar’ın son 2 Emiri, Katar’ı Batı’dan ve Suudi Arabistan’dan tamamen bağımsız bir ülke haline getirmenin adımlarını atmaya başladılar.

 

1997 yılında Katar’ın dış politikasını değiştirmek ve Katar’ı Suudi Arabistan’ın şemsiyesi altından çıkarmak politikasını yürürlüğe koyan Şeyh Hamad, zemini sağlam bir şekilde hazırlayınca, yerine geçen Şeyh Tamim aynı politik yoldan ilerlemeye devam etti ve geçen hafta bu değişim sancılı bir şekilde zirve yaptı.

 

Katar küçük bir ülke ama kişi başı geliri dünya üzerinde ilk 20 ülke içinde.

1970 yılındaki Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası sadece 300 milyon dolar olan Katar’ın 2015 yılı Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası 164.60 Milyar Dolar. Boyuna göre bayağı büyük bir rakam olan bu hasıla petrol üretim ve ihracatından kaynaklanıyor.

 

1997 yılından itibaren Katar, uluslararası camiada sesini duyurmaya ve her geçen yıl sesini biraz daha gürleştirmeye başladı. Günümüzde Katar artık bölgede, Suudi Arabistan’ın kuklası olmak yerine önemli ve görüşleri dikkate alınması gereken bir ülke konumunda. Özellikle de bölgenin zıt kutupları olan İran ve Suudi Arabistan arasında denge politikası yürütüyor, kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarını da korumayı başarıyor. Buna ilaveten, Batı’nın terör örgütü olarak tanımladığı Hamas gibi İslami Hareketlerle de Batı’yı gücendirmeden sıcak ilişkiler içinde ve bölgedeki halkın bir parçası ve temsilcisi durumda. Gerçekte Katar bölgenin kilit ülkesi haline gelmiş durumda. Suudi Arabistan bu gelişmeden ve liderliğin elden gitmesinden çok rahatsız ve ısrarla Katar’ın tekrar KİK altında girmesini ve kendi yanında olmasını istiyor. Zaten sorun da bu istekte. Bu şamadan sonra Katar’ın gücünü kırmak için, Suudi Arabistan ve Abu Dabi bir araya gelip, yanlarına diğer 3 Arap ülkesini de alarak “Karşıt Arap Devrimi” blokunu oluşturdular.

 

Batılı hackerlerin saldırısı sonrasında 23 Mayıs gecesi Katar Resmi Haber Ajansı (QNA) sayfasına konan, Katar Emiri Şeyh Temim Al Sani’nin güya söylediği iddia edilen “ABD’ye karşı ve İran’ı destekleyici” açıklamanın yer alması krizi anında başlattı. Aynen 15 Temmuz’da Türkiye’de sahneye konduğu gibi 23 Mayıs’ta da birileri Katar’ı cezalandırmak ve gözden düşürmek için planlı bir şekilde düğmeye bastı. İşin ilginç tarafı Suudi Arabistan da bir başka Körfez ülkesi olan Birleşik Arap Emirliği’nin (BAE) etkisi altında.

 

Katar aynen Türkiye’nin dış politikasının önemli bir parçasını oluşturan “bölgedeki halkları desteklemek ve onların haklarını korumak” siyasetini uyguladığı için, 15 Temmuz darbesi sırasında Türkiye’ye saldıran BAE medyası şimdi de aynı türdeki yalan, iftira ve çamur atma yöntemi ile Katar’a saldırmakta. Çok iyi eğitimli ve Başbakanlık deneyimi de olan Şeyh Tamim’in, bilgisi ve elindeki neredeyse sınırsız para gücü ile bu krizi kendi lehine çevireceği kesin….

Artık Orta Doğu’da politik dengeler, Batılıların tasarladığı şekilde değil, yöresel ülkelerin istediği yönde oluşacak…

 

Prof. Dr. Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: AtaAtun1

 

 

Prof. Dr. Ata ATUN Son 10 Yazı                                                                                  Yazarın Tüm Yazıları



  • Unutmadık!
  • ATA ATUN-ADA TV Programı
  • Nurlar İçinde Uyu Ali Ağabey
  • Yeni Suriye ve Türkiye
  • Güney Kıbrıs’ın NATO Aşkı
  • Kötü Komşu Ev Sahibi Yaptı
  • AB’DEN YENİ “SEVİLLA HARİTASI”
  • Erdoğan Hristodulidis Görüşmesi
  • RUMLAR TÜRKİYE’Yİ SUÇLAMAK İÇİN BAHANE YARATMAĞA ÇALIŞIYORLAR
  • Dünyada Hoş Bir Seda Bırakıp Giden Babam Prof. Dr. Hakkı ATUN
  • Okunma
    Orta Doğu’da yeni dengeler için yorumlar kapalı

    Yorumlara kapalı.

    Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
    Samtay Vakfı
    kıbrıs haberleri
    kibris 1974
    atun ltd

    Gallery

    kktc-bayrak kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-2 kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

    Arşivler

    Son Yorumlar