Papadopulos’un komite oyunu tuttu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Teknik komitelerin hazırlığına ilişkin ikinci tur görüşmelerin ilk buluşması evvelki gün gerçekleşti ve Kıbrıs Rum tarafı Teknik Komiteler masasına, Kıbrıs sorununun özüne ilişkin toplam dokuz başlık koyarken Türk tarafı da insancıl konuları, cürümlerde işbirliğini, ortaklık kurulmasını, siyasi eşitliği ve AB’nin birincil hukuku olmasını koydu. Türk tarafı Maraş ve Askeri tatbikatlar gibi özel konuların teknik komiteler düzeyinde görüşülmesini istemedi.
Kıbrıs Rum tarafı ilke olarak, iki kesimli federasyon çözümüne destek beyan ederken, gündelik konulara ilişkin görüşülmek üzere, mülkiyet, geçişler, avro, uyuşturucu, kişilerin dolaşımı, kara para aklama, spor, kolluk hizmetleri (polis) v.b.’yi sundu. Esasa ilişkin konular kapsamına da Yönetim, AB konuları, Mülkiyet, Ekonomik bütünleşme, Toprak ile denizcilik ve havacılık konuları, Güvenlik, Enerji ve doğal kaynaklar, Vatandaşlık ve Kültürel miras ve Kıbrıs Rum malı gasplarına moratoryum başlıklarını koydu.
Masaya konan başlıkların her biri birer bomba ve Kıbrıs sorununun çıkmaza girmesi düğmesine de böylece basılmış oldu. Bu “Görüşülecek Başlıklar” önerileri ile işlerin çıkmaza gireceği ve görüşmelerin sonucunun hayal olacağı gün gibi aşikâr.
Her başlık kendi başına çok önemli bir konu veya politika dili ile esasa yönelik çözüm görüşmelerinin birer temel taşı. Zaten dışarıda da pek bir şey kalmamış. Bunları komiteler görüşecekse, Talat ile Papadopulos neyi görüşecekler çok merak ediyorum.
Hani bu komitelerde, suçluların ortak bir operasyonla yakalanıp yargılanması veya bulaşıcı hastalıklarla ortak mücadele gibi, esasa yönelik çözüm görüşmeleri başlayana dek günlük olaylarla ilgili, yaşamı kolaylaştıracak konular görüşülecekti.
Kıbrıs Türk tarafı esasen, müzakerelerin liderler düzeyinde ve Annan planında değişiklikler temelinde derhal başlamasını arzu ederken, Papadopulos ise tam tersine, Annan planı dışında, hakemsiz ve zaman kısıtlamasız sürmesini istiyor görüşmelerin.
Artık gündemi Papadopulos belirliyor açıkça. “Gündemi belirleyen Siyasete hakim olur” sözü boşuna söylenmiş değil. Şu anda gündemi belirleyen de Papadopulos, siyasete hakim olan da.
Papadopulos’un komitelerde görüşülmek üzere önerdiği alt başlıklara bir bakın.
Yönetim, AB konuları, Mülkiyet, Ekonomik bütünleşme, Toprak ile denizcilik ve havacılık konuları, Güvenlik, Enerji ve doğal kaynaklar, Vatandaşlık – Kültürel miras ve Moratoryum.
Bunların hepsi de Kıbrıs sorununun büyük kısmını, neredeyse tümünü yeniden masaya koyacak olan çok sayıda alt başlık içeriyor. Cumhurbaşkanı Talat ister istemez bu zokayı yutmak zorunda kalacak ve bu konular komitelerde görüşülecek. Artık kaçması da olanaksız. Papadopulos fena oyuna getirdi kendisini.
Anlaşılan iyi niyet pek geçerli değil, toyluk, zaten böylesi hayati konularda hiç geçerli değil.
Cumhurbaşkanı Talat, bu başlıklara “Hayır” derse, oyun bozan durumuna yani “Çözümü engelleyen kişi” durumuna düşecek, yok “Evet” derse bu defa da hakem ve arabulucu olmadan, Papadopulos’un belirlediği başlıkları komite düzeyinde tartışmak zorunda kalacak ve artık komitelerde de “Hayır” diyebilmek şansı olmayacak.
Bu görüşmeler bu koşullarda ve bu başlıklarla her halde bir “Elli yıl” daha sürer.
Papadopulos, 8 Temmuz Anlaşması’nın, Annan planından kaçış sağladığı için çok memnun görünüyor ve bunu da zaman zaman, özellikle anma törenlerinde de dile getiriyor.
Daha şimdiden GKRY görüşmelerin çıkmaza girmesine kılıf hazırlıyor ve yürütülmekte olan müzakerelerin çıkmaza sürüklenmediğini ancak çok zorluklarla karşılaşılacağını dile getiriyor. Zaten en küçük bir olumsuzlukta, “işte biz Kıbrıs sorunu çözmek istiyoruz ama Türkler istekli değil” propagandası ile 24 Nisan 2004 Referandumundaki Hayır oylarını da haklı gösterip “Çözüm istemeyen taraf olmak görüntüsünü” sırtlarında atacaklar.
Galiba gene oyuna geldik.