Papadopulos’un OXI’leri ses vermeye başladı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Papadopulos’un AB üyesi olmak avantajını sonuna kadar kullanmak niyeti ve her şeye HAYIR demek alışkanlığı, olumsuz etkilerini yavaş yavaş göstermeye başladı.
Türkiye-AB müzakerelerinin 3 Ekim 2005’de başlayabilmesi için ortaya konan önkoşullardan bir tanesi olan Türkiye’nin 1963 Ankara Anlaşması Ek Protokolunu AB’ye yeni katılan 10 devleti de kapsayacak şekilde genişletmesi maddesi, daha ilk günden Kıbrıs’lı Rumları ve Papadopulos’u ümitlendirmiş ve Türkiye’ye olan yaklaşımlarını patronvari havalara sokmuştu. KKTC’yi ise zaten başından beri istememişler, “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti”ne ortak olmalarını bile kabul edememişlerdi.
Kıbrıs’lı Türklere verilen sözleri tutamamaktan ve Rumların hem Türklere izolasyon uygulamalarından hem de bu gerçeği inkar etmelerinden bıkan Avrupa Birliği, Kıbrıslı Türkleri ekonomik açıdan desteklemek amacıyla yeni bir önlemler paketi çalışmalarını başlattı.
Bu çalışmalar çerçevesinde AB Komisyonu, Annan Planını dikkate alarak Kıbrıs’lı Türklere, “Kurucu Türk Devleti” statüsünü kazandırabilmek veya Kıbrıs’lı Türklere AB karşısında kabul edilebilir bir “varlık” statüsü kazandırabilmek için adımlar atmayı hedefliyor.
AB Komisyonunun yaptığı araştırmalar sonucu Yeşil Hat tüzüğüne ilişkin 866’ncı maddede yeni düzenlemeler yapmaya karar verdi. Bu düzenlemelerin başlangıç noktası, Kuzey Kıbrıs (Türk tarafı) ile Güney Kıbrıs (Rum tarafı) arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek. Güney Kıbrıs Avrupa Birliği üyesi olduğu için, AB Komisyonunun Güney Kıbrıs ile ilgili kararlar alabilmek hakkı var.
Yapılması düşünülen söz konusu düzenlemeleri iyice incelerseniz, bunların Kıbrıslı Türkleri ekonomik açıdan güçlendirmek amaçlı olduklarını hemen fark edersiniz. AB komisyonu, bu düzenlemeler ile hem siyasi hem de ekonomik adımlar atmayı hedeflenmekte. Bu uygulama hayata geçirildiği vakit AB, Kıbrıs’ta tamamen özerk iki varlık yaratmış olacak. Bunun sonucu olarak KKTC, AB’nin üçüncü ülke statüsüne girecek veya biraz daha ileri gidilerek “İmtiyazlı AB üyesi” olacak. Zaten KKTC şu anda AB sınırları içinde, sadece uyum yapılmadığı için AB kuralları (şimdilik) geçerli değil. Bence daha şimdiden “İmtiyazlı AB üyesi”.
Yeşil hat tüzüğünde yapılması düşünülen değişiklikler şunlar:
1- Tüm AB vatandaşlarının, Kıbrıs Türk bölgelerinden 175 Euro tutarında ürün satın alabilmesi ve AB’ye getirebilmesi.
2- AB üyesi ülkeler tarafından Kıbrıs Türk bölgesinden ürün satın alınması olanağının genelleştirilmesi.
3- Yeşil Hattan ürün dolaşımı listesinin açık liste olması.
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, AB Komisyonu tarafından Yeşil Hat tüzüğü revize edilirken dolaşacak ürün listesinin “açık liste” olması yerine “kapalı liste” olmasını ısrarla istemektedir.
Bu aşamada Rumların elini, tüzük revizyonlarında “oy birliği” gerekmesi iyice kuvvetlendirmektedir ama, ben AB Komisyonunun bunun da üstesinden geleceğine eminim…