Papadopulos’un Talat’ı suçlamasına katılmıyorum |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Dün Rum habercilerin sorularını yanıtlayan Tasos Papadopulos, “Sayın Talat Kıbrıslı Türklerin referandumda “EVET” demeleri için tutulmayan vaatler aldıklarını söylemektedir” diyerek Başbakan Mehmet Ali Talat’ı, referandumda Annan Planı’na, “Kıbrıs Türk toplumuna hizmet ettiğine inandığı için değil, bazı vaatler aldığı için” destek vermekle suçladı.
Bu sözlerinin arkasından da“ben şimdiye kadar Annan Planı’na, kendilerine hizmet etmesi açısından net seçenek olduğu için “EVET” dediklerini zannediyordum. Oylamanın arkasında vaatler satın alma da bulunduğunu bilmiyordum” diyerek Başbakan Talat’ı siyasi rüşvet almak ve menfaat vermek töhmeti altında bıraktı.
Ben bu suçlamalara asla katılmıyorum.
Bence Papadopulos, muhatabı Talat ve Serdar Denktaş’ın başarılı dış politikaları ve oluşturdukları dış baskılarından bunalarak bu sözleri söylemek zorunda kaldı.
Bakmayın siz horozlandığına, Papadopulos gün geçtikçe daha çok köşeye sıkışıyor. Yabancılar, (BM, ABD ve AB) Rum tarafının Annan Planı’nda yapılmasını istediği değişikleri biliyor ve kendisinden planda yapılmasını istediği değişiklikleri bildirmesini istiyorlar. Papadopulos, elindeki kozlarının veya gerileyeceği en son noktanın ortaya çıkmasından endişe ettiği, için bu talebi haksız ve bir yere kadar da şüpheli bulduğunu söylemekte ve itiraz etmekte. Tabii bundan kurtuluşu yok. İllaki bildirecek.
Aslında dış dünyada en önemli gelişme nedir biliyormusunuz?. Kıbrıs’ta birleşik bir devlet kurmak çabalarının son aşamaya geldiğini, yıllarca Rumların masaya oturmalarını bekleyemeyeceğimizi ve eğer bu son girişimler sonucunda “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti” kurulamaz ise adada iki ayrı devletin var olacağını ve biz Kıbrıs Türklerinin dünyada hak ettiğimiz yeri almak için mücadele edeceğimizi söylediğimiz vakit konu ile ilgili yabancı ülke Elçi veya temsilcilerinin, özellikle ABD, AB ve İngiltere’nin, bize “Haklısınız” demeleri.
Bu tavır değişimi çok önemlidir. Daha evvel bu konuda bizi konuşturmayan yabancı diplomatlar, şimdi bizlerin haklı olduğundan dem vurmaktadırlar.
Rumları masaya oturtmak ve Kıbrıs Türkü ile uzlaşma noktasına getirmek için Kıbrıs Türküne uygulanan izolasyonların kaldırılmasının, doğrudan ticaretin başlamasının ve Türk Askerinin Rum’a jest yapalım mantığı ile adadan zamansız çekilmemesinin ve olası bir anlaşmanın sonuna kadar adada kalmasının büyük etkisi olacağına inanan Serdar Denktaş ve DP, Kıbrıs Türk halkının, dünyada hak ettiği yeri alması için büyük bir çalışma içine girmiş, yeni ve gerçekçi bir hedef saptamıştır.
Bu hedef “Ya Birleşik Kıbrıs ya da İki ayrı Devlet”tir. Bu hedef, görüşme çabalarının sonucu ne olursa olsun bize “Saygın bir kimlik kazandıracaktır”..