Papadopulos’un VETO’su yok oldu |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Neredeyse bir haftadır gerek Rumların gerekse de Yunalıların VETO’ları konusunu yazıp duruyordum ve de bu VETO’ların aslında 3 Ekim’de değil, daha 17 Aralık’ta ellerinden uçup gittiğini söylüyordum.
Nihayet Papadopulos evvelki akşam yaptığı basın toplantısında benim bu bulgumu doğruladı.
Gerçekten de ellerinde düşünüldüğü gibi etkili bir VETO kartı yok. Daha doğrusu, önceleri iddia edildiği gibi veya gazetelerde yazıldığı şekli ile 35 müzakere başlığı olması nedeni ile hem açılışta hem de kapanışta kullanmak üzere 35 + 35 = 70 tane VETO kartı yok elinde. Yapabilecekleri veya yaratabilecekleri bir tek engel, müzakerelerin bitişini, sorunlar yaratıp biraz uzatmak veya geciktirmek. Başka bir güçleri yok.
Buna ilaveten, işin bir başka gerçeği de AB’nin elinde herhangi bir denetim mekanizması da yok. AB’nin, Türkiye’nin üyelik müzakerelerini askıya almak veya kesmek dışında, ki bunun için de ortakların oy çokluğu gerekiyor, yukarıda bahsettiğim denetleme mekanizması yok.
Bunun sonucu olarak da her hangi bir şekilde disiplin cezası vermesi veya disiplin önlemi alabilmesi de olanaksız. Olamayan bir şeyin cezası da olamaz.
Papadopulos’un elindeki tek önlem veya tek etkili koz, Türkiye’nin müzakere sürecinin daha fazla ilerlemesini ertelemek veya durdurmaktan öteye değil. Ya da müzakerelerin yeniden başlamasına bir takım kısıtlamalar getirmesidir ki, onşarın da Lahey Adalet Divanına götürülemeyecek kadar sağlam temellere dayanması gerekmektedir.
Rumların elinde kala kala bir tek AB içinde huzursuzluk çıkarmak kalıyor ki, bunun da sonuçlarını 3 Ekim günü hem kendisi gördü hem de biz gördük. Birileri çıktı ve “Kapa çeneni ve otur yerine” dedi ve orada film bitti, Rumların pili de bitti.
Şimdi Papadopulos, müzakerelerin başlaması ile Türkiye’nin Kıbrıs ve AB’a karşı taahhüt içinde olduğunu varsayıyor ve belki bu furyada bir şeyler koparırım beklentisi ile de ellerini ovuşturuyor.
Beklentileri büyük boyutlarda. Müzakerelerin başlaması ile;
inanıyor.
Peki buna karşın AB’nin elinde, Papadopulos’un oyun bozanlığına veya AB’yi sıkıntılı bir konuma düşürmesi durumunda her hangi bir cezalandırma sistemi veya disiplin önlemi almak hakkı var mı?
Evet var.
3 Ekim’de, Rumlar huysuzluk çıkarıp efelenmeye yeltenince İngiltere’nin kullandığı kozlar şimdi herkesin elinde var.
Neydi bu disiplin önlemleri;
1. Kıbrıs sorunu çözülmeyecek ve Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünün daimi hale gelmesi koşulları oluşacak.
2. Türk askerlerinin Kıbrıs’tan çekilmesi hiçbir zaman söz konusu olmayacak.
3. Sözde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelecekte tanınması için koşullar oluşacak.
4. Tüm bunlardan sonra da Rumlar kına yakacak.
Şimdi açık kalplilikle siz bana söyleyin, Türkiye-AB müzakereleri süreci içinde Türkiye’nin mi eli daha güçlü, yoksa geçmişte iki de bir de VETO kullanırım diye horozlanmış Rumların mı?
Kararı size bırakıyorum…