Papadopulos ve Muhalefeti |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Papadopulos DIKO başkanı ve DIKO’nun Mecliste sadece 9 milletvekili var. DIKO yapı olarak ortanın sağında bir parti ve parti adı “Dimokratiko Koma”. Adının Türkçe açılımı “Demokratik Parti”.
DIKO’nun destekçisi AKEL ve Mecliste 20 milletvekili var. DIKO’nun küçük destekçisi ise KISOS. Onun da sadece 4 Milletvekili var.
Aslında DIKO iktidar değil, iktidarın büyük ortağı da değil ama iktidar.
Bir de DIKO’nun kanlısı var, DISY.
DISY’nin mecliste 19 Milletvekili var ve ana muhalefet partisi. Kurucusu Glafkos Klerides ve şimdiki başkanı da Nikos Anastasiades.
DISY yapı olarak ortanın sağında bir parti ve parti adı “Dimokratikos Synagermos” . Adının Türkçe açılımı “Demokratik Seferberlik Partisi”
Bunlar gördüğünüz gibi parti isimleri “Demokratik” ile başlayan partiler. İlkeleri, hedefleri ve siyasi yelpazedeki yerleri aynı. Parti adlarını ve açılımlarını yazmamın nedeni bu. Her ne kadar birbirleri ile isim, yer ve hedef olarak çok benzerlik gösteriyorlarsa da, aralarındaki ilişki berbat. Hem de ne berbat. Bildiğiniz gibi değil.
DISY, DIKO ile koalisyon kurmaktansa, KKTC’deki bir Türk partisi ile bu koalisyonu kurmaktan daha çok memnun olacak kadar berbat.
22 Ağustos’ta toplanan Rum Ulusal Konseyinde DISY bir talepte bulundu ve Papadopulos’u köşeye sıkıştırmaya çalıştı.
DISY, Papadopulos, kayıtsız ve koşulsuz olarak Türkiye tarafından “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin kesin olarak tanınması konusunda ısrarlı olmasını istiyor. Yeni üyeleri kapsayacak şekilde genişletilen ve Türkiye tarafından imzalanan protokolün bu şekli ile Kıbrıs’lı Rumlara hiçbir faydası olmadığı görüşünde. DISY’e göre Türkiye, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini, arkasındaki AB gücüne rağmen diplomatik olarak ezdi ve geçti.
Bu nedenle 31 Ağustos’ta toplanacak olan AB Daimi Temsilciler Komitesinde (COREPER) Rum isteklerinin somutlaştırılmasını ve arttırılmasını istiyor.
İsteyenin yüzü bir kara vermeyenin iki kara.
Buna karşın, Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, tek başına veya anası Yunanistan ile birlikte, ikisi beraber VETO kullanabilirlermiş havasına rağmen, Avrupa’dan gelen son izlenimler, hiç kimsenin Türkiye ile müzakerelerin 3 Ekim’de başlamasını engellemeye niyeti olmadığı yönünde. Bu nedenle şimdilik 3 Ekim havası olumsuz değil. Tam tersine çok olumlu.
AB’de herkes, Türkiye’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni tanımadığını içeren deklarasyonu ile, Gümrük Birliği’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” dahil genişletmesine yönelik yükümlülüğünü kesin kes yerine getirdiği düşüncesinde. Bu nedenle de, hiç kimseden arka bulamayan Rumlar ve Yunanlılar, bir türlü hır çıkarmak, gürültü kopartmak ve VETO kozunu öne sürmek cesaretini gösteremiyor.
Papadopulos, Kıbrıs konusunu AB platformuna çekmeyi bir türlü başarmayınca ister istemez yüzünü gene Birleşmiş Milletler’e dönmek zorunda kaldı.
14. Dış Rumlar Toplantısı’nın açılışında konuşan Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos, ilk defa çözümün BM’de olabileceğine değinerek, BM’nin Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili inisiyatifinin gelişme aşamasında olduğunu söyledi. İçinden hiç gelmediği halde Annan planında istediği değişiklikleri, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın bizzat kendisine sunduğunu açıkladı.
Bunlar, bence Papadopulos’un Kıbrıs politikasında önemli bir değişiklik yapmak zorunda kaldığının işaretleri.
Artık biliyor ki, Kıbrıs konusunu AB içine çekemeyecek ve çözüm istese de, istemese de Birleşmiş Milletlerde şekillenecek ve gerçekleşecek.