Richard Armitage-Annan ve Kıbrıs |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Irak’taki temaslarının ardından Ankara’ya gelen ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage, ilk olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü ziyaret etti. Arkasından TBMM Başkanı Bülent Arınç’ı ziyaret etti. Arınç, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage’ı makam odasında kabul etti ve yapılan görüşme, basına kapalı gerçekleştirildi.
Armitage ile yapılan görüşmelerde konu her ne kadar Orta Doğu ve Irak ise de özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uygulanan izolasyonun kaldırılmasına yönelik Washington’dan beklenen girişimler de gündeme getirildi.
Bu görüşmelerin evveliyatında 5 Aralık günü ABD’nin eski Büyükelçisi ve Bosna barışının mimarı Richard Holbrooke’un Manhattan’daki evinde Amerikan yönetimi ile sorunları bulunan BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a, kendisini destekleyen Amerikalı emekli dış politika uzmanları tarafından gizli bir brifing verilmesi var. Bu toplantı büyük ölçüde, Amerikan yönetimi içindeki Cumhuriyetçilerin muhafazakar kesiminin Annan’ın istifasını istiyor olmasına dayalı. BM’nin durumunun güçlendirilmesi ve ABD ile ilişkilerinin düzeltilmesi konusunda Annan’a tavsiyelerde bulunulan bu toplantıda, BM yönetiminde yapılması gereken değişiklikler de ele alındı. Gizli bir şekilde yapılan bu toplantının amacının, “Kofi Annan’ı kurtarmak, BM’nin yardımına koşmak ve Kıbrıs konusunu bir an evvel çözmek” olduğu fısıldanıyor. Amerika’lı emekli dış politika uzmanlarının bu kritik aşamada özellikle de Kıbrıs konusunun AB-Türkiye müzakerelerine ilişkilendirildiği bu kısacık 10 aylık dönemde “Dere geçilirken at değiştirmemek” ilkesini benimsediği ve zaman kaybına uğramamak için daha 2 yıllık görevi olmasına rağmen BM’de istenmeyen Annan’ın görevden alınmasını önlemek olduğu çok açık.
Bence tüm bu gelişmeler ABD’deki şahin kanat içinde yer alan ve ABD’nin görevi yeni devralacak Dışişleri Bakanı “Siyah Kaplan” lakaplı Bayan Dr. Condeleezza Rice’in “Ortadoğu’yu Değiştirmek” planının bir parçası.
Bayan Rice’ın, 2003’ün Ağustos ayında Washington Post’ta yayınlanan “Ortadoğu’yu Değiştirmek” başlıklı makalesinde, “Fas’’tan Basra Körfezi’ne kadar Ortadoğu’da 22 devletin sınırlarını değiştirecekleri” sözlerini dikkate aldığım vakit, ABD gibi dünyanın süper gücünün yeni ve etkili Dış işleri Bakanı olan Bayan Rice’ın, dünya’da ve özellikle Orta Doğu’da çok etkin, dengeleyici, taviz vermeyen, barışa yönelik, sertlikten uzak, iyi düşünülmüş ve adil bir dış politika izleyeceğine öngörüyorum.
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos büyük bir inatla 3 Ekim 2005 tarihinin kendilerini bağlamadığını söyleyerek Türklerle masaya oturmakta acele etmediğini vurgulamasına rağmen görünen odur ki, BM, ABD ve AB’yi de arkasına alarak Nisan 2005 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmayacak Denktaş’ın yerine seçilecek yeni Türk liderini bekleyecek ve yemin töreninden hemen sonra da yeni isimli (Solana Planı olabilir) Annan Planı’nı masaya koyacak.
Tasos Papadopulos’un masaya oturması ve 3 Ekim 2005 tarihinden evvel Kıbrıs’ta Türklerle ortak olarak yeni bir devlet kurulması için yapılacak barış görüşmelerini kısa bir zaman içinde sonuçlandırması için BM, ABD ve AB’den büyük bir baskı göreceği kesin.
Ama Rumların ve Yunanlıların tarihlerine bir göz atarsanız, kritik ve zorlu anlarda milletçe baskı altında kalmaktansa gözleri kara bir şekilde her şeyi göze alarak, kendilerinden daha güçlü devletlere OXİ (OHİ) dediklerini görürsünüz. Aynen yürümek istemeyen bir keçiyi yürümesi için zorlayan sahibi gibi. Keçi inadından dolayı canını verir ama asla yürümez.
Papadopulos’un, AB’nin Türkiye’ye şartlı olarak müzakere tarihi verdiği 17 Aralık tarihinden beri verdiği beyanatlara ve yaptığı açıklamaları okuduğum ve ince ince değerlendirdiğim vakit bu açıklamaların içeriğinde “Keçi inadı” kokusu olduğunu hissediyorum.
Anlaşılan 2005 bayağı zorlu geçecek….