Rumlar istemese de 4’lü görüşme olacak |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Güney Kıbrıs’taki Milletvekilliği seçimleri yaklaştıkça hırçınlık ve efelik de bir o kadar artıyor.
Güneydeki Rum efelerin ve 21.ci yüzyılda bile hala daha Türk-Rum düşmanlığını körüklemek isteyenlerin sayısı inanılandan çok daha fazla. Rumlar akıllarını Türkler ile bozmuşlar ve bizimle birleşmek ve dostane yaşamak yerine, yüzyıllardır içlerinde sakladıkları bizi ezmek ve bu topraklardan silmek düşüncesi, hala daha canlılığını hiç kaybetmemiş.
Güzelyurt’a yerleşmesine izin vermeyen, kendisi ve ailesinin insan haklarını çiğneyen kişiler hakkında ceza davası açmaya niyetli olduğunu söyleyen ve Cumhurbaşkanı Mehmet A. Talat’ı dava etmek isteyeni mi, kuş gribini bahane edip sınır kapıları kapansın diyeni mi, KKTC Cumhurbaşkanını makamında ziyaret edecek diye İngiliz Dış İşleri bakanına yumurta atanı mı, Melbourne’daki tenis şampiyonasında finali oynamaya hak kazanan Rum Markos Bağdatis’in finale gelinceye kadar yaptığı maçlarda “Türkler Kıbrıs’tan dışarı” diye taa Avustralya’larda bile slogan atanları mı istersin. Hepsi de akıllarını Türklerle bozmuşlar.
Papadopulos’un son zamanlardaki inatçılığı seçmenlerinden kaynaklanıyor ve bu davranışı da taraftarlarından büyük destek görüyor. Zaten böyle davranmasa sağcı taraftar bulamaz ve DIKO seçimlerde hava alır.
İşin garibi, Mayıs ayındaki genel seçimler yaklaşırken, bir zamanlar adanın yeniden birleşmesi için çalışan muhalefet partileri, Kıbrıs’lı Türkler kardeşlerimizdir diyenleri, solcusu, sosyalisti, kısacası siyasi partilerin en sağdan en komünistine kadar tümü, “Türk Düşmanı” ve “Milliyetçi” oldular.
Şimdi Rumlar AB’ye girdi ya, hepsi de Kıbrıs konusunda Avrupa Birliği’nin Birleşmiş Milletler’den daha fazla söz sahibi olması gerektiği kanısında. Çünkü işlerine öyle geliyor. Rumların çoğu, “Avrupalı bir çözüm”ün hayalini kuruyor. Yani Rumların çoğunluk, Türklerin azınlık olduğu bir çözüm.
Bu hayalin arkasında yatan istek, 1977 ve 1979 Doruk Anlaşmalarından uzaklaşmak ve BM’nin “İki bölgeli ve iki toplumlu federasyon” tezini, “Null and Void” hale getirmek, yani sıfırla çarpmak ve Kıbrıslı Türklerin sınırlı azınlık haklarından faydalanacağı üniter bir devlet kurmak.
Papadopulos’un başkanlığındaki Kıbrıs’lı Rumların %76 çoğunluğunun, 24 Nisan 2004 tarihinde yapılan referanduma “HAYIR” demelerinin ana gerekçesi bu.
O gün bu gün, adada kalıcı bir çözüm için Kıbrıs’lı Türkler ne teklif yapsa, Türkiye neler önerse, Papadopulos “OXİ” yani “HAYIR” diyor.
Kıbrıs Rum Yönetiminin politikacıları, Türkiye’ye AB yolunun açılması için 3 Ekim Müzakere Çerçeve belgesinin arkasına saklanmışlar ve nasıl olsa Türkiye Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetini tanımak ve limanlarını açmak zorunda düşüncesi ile “Olumsuz bir Megalomani”ye kapılmışlar. Kıbrıs’lı Rumlara göre bu liman açmak ve tanımak işi “Olmazsa olmaz” kavramlardan biri.
Bu nedenle Kıbrıs’lı Türklerin siyasi seviyelerinin yükseltilmesine, ambargoların kaldırılmasına ve limanların açılmasına karşılar. Olmaya ki, Türkler insanca yaşama hakkı kazanırlarsa, ikinci sınıf ve azınlık statüsünde vatandaş olmayı reddederler fikrini iyice kafalarına kazımışlar.
Rum Dışişleri Bakanı Yorgos Yakovu’nun, Türkiye tarafından yapılan ve Kıbrıs sorununda 4’lü görüşme gerçekleştirilmesine ilişkin önerinin kabul edilmesinin söz konusu olmadığını ve bunun Rum ve Yunan hükümetlerinin değişmez görüşü olduğunu söylemesinin kökeninde, yukarıdaki mantık yatmaktadır.
Son Türk önerileri o denli güçlü ve olumlu bir rüzgar yarattı ki, Rumlar bu rüzgarın karşısında duramıyorlar artık. Eski tabaklar bardak oldu ve dünya kamu oyu, yıllardır binbir türlü yalanın arkasına sığınıp mazlum rolü oynayan Rumların arkasında değil artık.
Bu sefer işler beklendiği gibi gitmiyor. Amerikalılar ve İngiltere inisiyatifi ele aldılar ve Türk önerilerini benimsemekle kalmayıp, bunları kabul etmesi için Kıbrıs Rum tarafına ve Atina’ya baskı yapıyorlar. Rumlar her “HAYIR” dediklerinde boyunlarındaki ilmik biraz daha sıkılacak. 4’lü konferansın alternatifi 5’li Konferans.
Ve işin sonunda Rumlar isteseler de istemeseler de bu konferansa katılıp masaya oturacaklar.