Şaka bir kenara KKTC için “Tayvan Modeli” işi ciddiye bindi |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
ABD hükümeti, KKTC’ye uygulanan izolasyonunun kaldırılmasına karşılık Türkiye’nin liman ve havaalanlarının Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetine ait gemi ve uçaklara açması önerisini desteklediğini dün ABD’nin Kıbrıs işlerinden de sorumlu olan yeni Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mathiew Briza’nın ağzından [resmen ?] açıkladı.
Mathiew Briza, Yunanistan’ın Tirajı haftada 32,000 olan “Kosmos Tu Ependiti” (Girişimcinin Dünyası) adlı gazetesine yaptığı açıklamada, “Gül’ün, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a uyguladığı ambargoların kalkması anlamına da gelecek olan, adanın tümüne yönelik izolasyonların kaldırılması önerisinin, tüm taraflar için ekonomik yararlar getirecek ilginç bir dinamiğin başlamasına sebep olacağını” açıkça dile getirdi.
Çiçeği burnunda ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mathiew Briza, ağustos ayı içerisinde Kıbrıs’a gelecek ve tarafları ayırım yapmadan ziyaret edecek. Aklında ve cebinde olan plan, “KKTC’yi ekonomik bakımdan güçlendirmek”. ABD’nin bu düşüncesinin “Kıbrıs Rum tarafının cezalandırılması olarak algılanmaması gerektiğini” de yaptığı açıklamada özellikle dile getirdi.
Şimdi ortada yeni bir olasılık daha var. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Washington’u ziyaret etmesi, ABD yetkililerince yüksek sesle telaffuz ediliyor ve Briza’ya göre bu ziyaretin olasılığı bayağı yüksek ve “ihtimal dahilinde”. Tabi hangi düzeyde olacağı şimdilik meçhul. En azından düzeyi belli olmasa bile resmi bir davet yapılacağı ve bu ziyaretin de resmi bir ziyaret olacağı kesin.
Dış politika gurularının yaptığı yoruma göre Briza’nın bu açıklamalarının iki amacı bulunmakta.
İlk ve temel amaç “Kıbrıs’lı Türklerin ekonomik ve siyasi anlamda güçlendirilmesi yönündeki Türk talebinin desteklenmesi”
İkinci amaç ise, “Türkiye’nin gümrük birliği protokolünü uygulamaya koymasının kolaylaştırılması”.
Peki bunun arkasından ne gelecek. İlk kez Dış İşleri Bakanı Serdar Denktaş tarafından ortaya atılan “Kıbrıs için Tayvan Modeli” fikri hayat bulacak. Bu model Kıbrıs’ta çözüme gidilememesi durumunda, KKTC için en geçerli gelecek.
Şimdilik Kıbrıs’ta birinci hedef, Kıbrıs Rumlarıyla ortak bir oluşum yaratmak. Ancak Kıbrıs Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos, Kıbrıs Türklerini muhatap kabul etmek istemiyor ve bu sorun sanki, Türkiye ile Rumlar arasında bir sorunmuş gibi izlenim yaratmak istiyor.
Daha dün yaptığı girişimle Kıbrıs’ta ekonomik entegrasyonun tamamlandığını söyleyen Papadopulos bu kafada gittiği müddetçe ve uluslararası camia da onu çözüme zorlamadığı müddetçe Kıbrıs’ta bir çözüm bulunması mümkün değil. Zaten artık adada yaşayan iki toplum hızla ayrılığa gidiyor. Papadopulos da bu ayrılığı elinden geldiğince körüklüyor.
BM Genel Sekreteri iki tarafta da çözüm niyeti olmadığı müddetçe yeni bir inisiyatif başlatmayacağını söylüyor. Bu bir anlamda Kıbrıs Türklerinin cezalandırılmasına devam kararıdır. Ama artık bu böyle olmayacak.
Kıbrıs Türkleri belirsizlik altında yaşamaya mahkum edilemeyecek ve KKTC Türkiye ile birlikte kendi yolunu çizecektir.