Tasos Papadopulos elindeki kozu açtı |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos, çözüm konusunda ortaya konmak istenen takvimin, Ankara’nın 3 Ekim 2005 tarihine kadar Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’ni tanımadan AB ile müzakerelere başlayamacağı koşulundan dolayı bu kez yalnız Türkiye için kısıtlayıcı bir etken olacağını söyleyerek elindeki kozu açarak masaya koydu.
Papadopulos Türkiye’nin Kıbrıs’ta iki devlet politikasını terk etmesi gerektiğini, “tek egemenlik, tek uluslararası kimlik, tek devlet temelinde, iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözümden yana olduğunu” belirterek, Kıbrıs’ta çözümün Birleşmiş Milletler yerine Avrupa Birliği şemsiyesi altında aranmasının daha doğru olacağını iddia ederek “3 Ekim – Türkiye – Kıbrıs” sarmalında AB’nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı göz ardı edemeyeceğini ve AB’nin üyesi bir ülke olarak Türkiye’nin müzakere sürecini (istedikleri zaman) durdurabileceklerini öne sürmeye başlamıştır.
Papadopulos’un Kıbrıs’a Barışın gelmesi ve ABD, BM ve AB’nin karar birliği içinde istedikleri, içinde Türklerinde yer aldığı ve söz sahibi olacakları “BİRLEŞİK KIBRIS CUMHURİYETİ”nin kurulması konusundaki tavrı ve taktiği, görüşmelerin başlamasına mani olmak, bunu başaramazsa olası her tür nedenle görüşmelerin başlamasını geciktirmek ve bunu da yapamazsa görüşmelere başladıktan sonra kabul edilemez istekler öne sürerek hem görüşmeleri sabote etmek, hem 3 Ekim tarihini
Başbakan Erdoğan Kıbrıs konusunda kararı verirken “Güney Kıbrıs’ı mağlup ettik anlayışıyla değil, bir hakkı almak için” çalıştıklarını söyledi. Erdoğan “AB sürecini yeniden yaşanacak Kuzey Kıbrıs-Güney Kıbrıs sürtüşmesine kurban etmek istemiyoruz. 24 Nisan sürecinde nasıl olumlu gayret gösterdiysek, yarın da aynı olumlu yaklaşımı gösteririz.
Kıbrıs konusunda barış ve uzlaşma olması gerektiğini belirten Başbakan Erdoğan “Şimdi bazı dedikodular yapılıyor, efendim Annan Planı ortada değil. Zaten Annan Planı’nın ruhunda şu var, 24 Nisan referandumunda her iki taraftan da evet çıkmayınca Annan Planı düşüyordu. Ama Annan Planı yeniden düzenlenir. Her iki tarafın da mutabık kaldığı şekilde yeniden düzenlenip yeniden önümüze gelebilir.
Adı Annan Planı’dır diye niye rahatsız oluyorsunuz? Önemli olan içeriği değil mi? Bunun içeriğini yeniden karşılıklı olarak her iki tarafın da mutabık kaldığı şekilde düzenlenir. Ondan sonra da halka bu sunulur. Tarafların ön yargılardan kurtulması için hepimizin birlikte el ele vermesi, barışınsürmesi için çok faydalı olacağına inanıyorum” dedi.
‘Erdoğan Brüksel Zirvesi’nden sonra BM Genel Sekreteri ile görüştüğünü belirterek ‘Kendisine önümüzde yapacağımız işler var, bu konuda birlikte neler yapabiliriz, meseleyi çözmemiz lazım’ dedim” diye konuştu.
Erdoğan AB üyesi ülkelerin Kuzey Kıbrıs’a verdikleri sözü tutmadıklarını belirterek “Vereceklerini söyledikleri 259 milyon doların, 6 milyon dolarını bu yıl verelim, dediler. Yeni Cami önündeki dilenciye layık görülen bir uygulama bu. Türkiye gerekli desteği Kuzey Kıbrıs’a bundan sonra da verecek. Biz buradaki sorunun dostça çözülmesini istiyoruz.” dedi.
Başbakan Erdoğan AB’den müzakere tarihiyle ilgili alınması konusunda gelinen noktanın varış değil, çıkış noktası olduğunu belirterek “Süreci hep birlikte elele götürmek lazım. Arada makas çok açık. Bu makası hep birlikte kapayacağız. Aksi takdirde tarih bizi affetmez” dedi.
Başbakan Erdoğan, Annan Planı’nın yeniden masaya getirelebileceğini belirterek “Annan Planı ortada, iki tarafın mutabakatıyla içeriği düzenlenip, yeniden gündeme gelebilir. Halkın oylamasına sunulur. Bundan rahatsız olmamak lazım” dedi.