VETO’nun bedeli Patrikhane |
Prof. Dr. Ata ATUN |
|
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, dün baklayı ağzından çıkardı.
Türkiye’nin AB müzakereleri boyunca Yunanistan’ın ve Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin desteğine gereksinimi olduğunu ve bunun da bir bedeli bulunduğunu vurguladı.
Tabi politik olarak kibarca söylenen bu sözler benim yazdığım kadar açık ve net değil. Özellikle bedelden bahseden yok ama ortada bir bedelin de bulunduğu kesin.
Mesela Yunanistan Başbakanı Karamanlis, Türkiye’nin AB müzakereleri çerçevesinde, müzakere başlıklarının açılması ve kapanması esnasında VETO edilmemesi ve müzakerelerin uygun bir akış içinde devam edebilmesi için, İstanbul’daki Fener Patrikliğinin Ekümenik olduğunun kabul edilmesini istiyor.
Her bir VETO için bir bedel veya halk tabiri ile “TAVİZ” istenecek demektir.
Ruhban okulunun da açılmasını istiyor Sayın Karamanlis.
Türkiye’nin Kıbrıs sorununda, BM kararları kapsamında ve AB müktesebatına uygun bir çözümü kabul etmesini de istiyor.
Türk askerlerinin belli bir program içinde adadan çekilmesinin deklere edilmesini istiyor. Çekilme programının her bir dilimi bir VETO karşılığı olacak. Asker belirtilen tarihte çekilmez ise, hemen ve derhal VETO kullanılacak. Ta ki daha önceden belirtilen miktarda asker çekilene kadar. Sonra VETO kalkacak ve bir sonraki parti asker çekilimi beklenecek. Başbakan Sn. Süleyman Demirel’in “Ne kadar köfte, o kadar ekmek” sözü misali, “ne kadar çok asker, o kadar az Veto”ya uygun bir uygulama olacak en sonunda.
Çok değil daha bir hafta önce Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yannis Valinakis, kulaklara kar suyu kaçırmak için Türkiye’nin AB ilişkilerinin Kıbrıs Rum kesiminden geçtiğini belirterek veto tehdidini işittirmişti.
Sonra da bir adım daha ileriye gidip bir dönem “Kıbrıs sorununun çözümü Ankara’dan geçer” sözünü, “Türkiye’nin AB’ye girişi Kıbrıs Rum kesiminden geçer” olarak değiştirmeye başladıklarını söyledi ve “Türkiye artık iyi çocuk olmak zorunda” uyarısını yaptı.
Valinakis’in işittirme görevini burada bitti.
Şimdi sıra Karamanlis’te. Valinakis’in oluşturduğu alt yapının üstüne ikinci etabı yerleştirmesi gerekiyor.
Bunun içinde yapay bir gerginlik gerekli. Konuşmaların kopacağı, ziyaretlerin iptal edileceği bir gerginlik lazım.
Konu her zaman hazırdır. Ya Patrikhane, ya Ruhban okulu ya da Kıbrıs’taki Türk askeri. Kıbrıs’ça bunlara “Banko” deniyor. Hangisini piyasaya sürsen, gerginlik için biçilmiş kaftan her biri.
Karamanlıs, 26 kasımda Türkiye’ye yapmayı planladığı ziyaretini Fener Rum Patrikhanesi ile ilgili sorun ve Yunanistan’ın kara sularını 12 mile uzatmasının savaş nedeni kabul edileceğini belirten MGK raporu bahanesi ile ertelemeyi düşünüyor.
Ertelemeden vazgeçirilmesinin bedelide küçücük bir taviz olacak. Mesela Ruhban okuluna özel bir statü vermek benzeri gibi bir şey.