Dün Blair ile yaptığım görüşmede, bana, KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ı önümüzdeki aylarda Londra’ya davet edeceğini söyledi.
Bu cümle sanal ama içeriği yakında gerçek olacak. Ve ben bu davetin yapılacağından yüzde yüz eminim.
İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’un Yakovu ile görüşmesi sırasında, Rum Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz Yüksek Komiserliği binası önünde çirkin protestolar yapılmışsa, çeşitli Rum öğrenci birliklerine mensup yaklaşık 900 öğrencinin İngiliz Yüksek Komiserliği önünde eylem gerçekleştirip “KKTC’nin Düzeyinin Yükseltilmesine Hayır, Halkımızın ve Vatanımızın Yeniden Birleşmesi, Dünya Halkları Boyun Eğmiyor” şeklinde sloganlar atmışlarsa ve de Straw’un aracına yumurta fırlatıp, İngilizler tarafından 1950’li yılların sonunda asılarak idam edilen EOKA mensuplarını da betimleyen pankartları açmışlarsa, benim bildiğim İngiliz hükümeti bunun altında kalmaz ve en ağır şekilde cezalandırır.
Tabi ceza derken Mahkemeye götürüp içeri sokmayı değil, Kıbrıs’lı Rumların en hoşlanmayacağı bir davranışla cezalandırmayı kastediyorum. Ne olabilir bu. En mantıklısı ve can yakıcısı, İngiltere Başbakanı Blair’in, CB Talat’ı İngiiltere’ye resmen davet etmesi ve Downing Sokak No.10’da veya House of Commons (İngiliz Halk Meclisi) kabul etmesi olabilir.
Bence Başbakan Bliar bunu yapacak.
Zaten Straw, son Kıbrıs ziyaretinde ben ne dediysem onu yapmıştı, şimdi de Blair yapacak.
Başbakan Gül’ün son açıkladığı eylem planı ve bu açıklamayı yapmadan evvel ilgili her yer ile görüşüp zemini ve ortamı hazırlaması, Kıbrıs’lı Rumları hazırlıksız yakaladı.
Üstelik şimdi genel konjonktür ve siyasi ortam da eskiye kıyasla biraz farklı. Rumlar Rauf Denktaş dönemini arar vaziyete gelmek üzereler.
Eskiden çevirdikleri Bizans oyunları ile çözümsüzlüğün suçunu, bir kere adını “çözüm istemeyen kişi” olarak çıkardıkları “Denktaş”ın sırtına yükleyip her seferinde işin içinden rahatça çıkabiliyorlardı.
Şimdilerde karşılarında, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna “Çözüm” vaat ederek seçilen ve Türkiye’den bu yönde de destek gören “Çözümcü Talat” var.
Üstelik CB Talat, Rumlara elini uzattı ve hala daha eli havada. Talat’ın elini ne tutan var ne de sıkan.
Başbakan Gül’ün önerdiği eylem planı, Kıbrıs Rum Yönetimini iyice sıkıya soktu. Kıbrıs’ın birleşmesi eskiye kıyasla artık daha zor. Bunun sebebinin de artık Güney Kıbrıs’lı Rum’lar olduğu açık bir şekilde ortaya çıktı.
İzolasyonlar Kıbrıs’lı Rumlara yönelecek artık. Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Tassos Papadopulos’un bizzat kendisi, gittikçe artan bir izolasyon ve güvensizlik girdabı içine girmeye başladı.
Negatif havanın ve Kıbrıs’lı Rumların “Adada barışı istemeyen taraf” olduğunu ortaya çıkmasının göstergeleri;
a) İngiliz Dışişleri Bakanı Jacques Straw’un Kuzey Kıbrıs’a yaptığı ziyarette gerçekleştirilen çirkin Rum protestoları.
b) Rumların Kofi Annan’a karşı ortaya koydukları negatif tutumları,
c) 2004 referandumunda Rumların %75 oranındaki “Hayır” oyları
d) AB Komisyonu tarafından önerilen Mali Tüzük ve Doğrudan Ticaret Tüzüklerinin onaylanmaması için Rumların gösterdikler olağan üstü çaba ve gayret.
Gül’ün bu son eylem planı önerisi, adada çözümü ve barışı istemeyenin Kıbrıs’lı Rumlar olduğunu bir kere daha ispatlayacak ve Papadopoulos’u da dünyaya uzlaşma kültüründen mahrum bir politikacı olarak tanıtacak.
Rumlar, sonunda AB içinde güvenilirliklerini kaybedecekler ve süreçte başladı.
Bence İngiltere Dış İşleri Bakanı Jacques Straw’ın Kıbrıs’ı ziyaretinin en can alıcı noktalarından bir tanesi de, ziyaret sonunda Kıbrıs’ın hangi hava alanından ayrıldığıdır.
Gideceği ülke Türkiye olunca bu konu çok önem kazanıyor.
Biliyorsunuz Türkiye’nin Rumlara uyguladığı, göze göz, dişe diş misali bir limanlar ambargosu var. Rumların Kıbrıs Türklerine uyguladıkları izolasyonların bir parçası olan KKTC limanlarının, Rum yönetimi tarafından korsan liman ilan edilmesinin karşılığı olarak da Türkiye Rum hava ve deniz limanlarından kalkan hiçbir gemi veya uçağı kendi limanlarına kabul etmiyor ve uçuşların kendi hava sahası üzerinden olmasına bile izin vermiyor.
İşte Rumlar Straw’ın Kıbrıs ziyaretini bahane edip, illaki Straw’n uçağının Larnaka hava alanından kalkıp direk bir uçuşla İstanbul’a gitmesini istiyorlardı ve bu konuda yoğun bir baskı da yapıyorlardı. Amaçlardı Straw’ı alet gibi kullanıp ambargoyu delmekti.
Ama İngiliz Dış İşleri Bakanı bu zokayı yutmadı ve ziyaret programında sır gibi sakladığı adan ayrılış yöntemini, Ağrotur’daki (Akrotiri) İngiliz üslerini ziyarete gittiği vakit fiiliyata dönüştürdü ve Uluslararası trafiğe açık Ağrotur havaalanından İngiliz hükümetine ait bir uçağa binerek direk bir uçuşla İstanbul’a gitti.
Bu ziyaret, bana göre Kıbrıs’lı Rum Yöneticilerin kendi kendilerine birkaç kurşun sıkmaları ile sonuçlandı.
Straw’ın, CB Talatı makamında ziyaret etmesi, yeni bir kapı açtı, yeni bir prosedür ve kavram getirdi dıştan gelen devlet adamlarının KKTC Cumhurbaşkanını ziyaret protokolü uygulamasına.
Artık KKTC’ye yapılacak ziyaretlerde, KKTC Cumhurbaşkanın resmen görmek isteyen yabancı devlet adamı, Cumhurbaşkanı makamına gitmek ve orada görüşmek zorunda. Saray Otel veya Dış temsilciliklerin binasında görüşmek dönemi bitti.
Üstüne üstlük bir de Gül’ün sunduğu eylem planı var ki, yenilir yutulur gibi değil. Her ne kadar Rum Yönetimi hemen ve derhal OXİ (Hayır) demişse de ve “Bunlar eskidir. Yeni bir şey yok” demişlerse de etkileri yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
Şimdiye kadar ortaya konan tepkiler Türkler için olumlu, Rumlar için olumsuz.
Hele hele Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) tarafından, Türkiye’nin Kıbrıs konusunda sunduğu bu eylem planına destek verilmesi, Rumları bayağı korkuttu. AKPM’deki Türk parlamenterlerin girişimiyle kaleme alınan ve TC Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı eylem planına tam destek veren bu yazılı bildiride;
1- Avrupa Birliği ve AB Konseyi’ne, KKTC’ye yönelik uluslararası izolasyonun kaldırılmasına destek vermeleri çağrısı yapılıyor,
2- Kıbrıs’ta mevcut statükonun kabul edilemeyeceği belirtiliyor,
3- Kıbrıs sorunun çözümü için hareket etme zamanının artık geldiği,
4- Kıbrıs sorununa ilişkin çözüm çabalarının şu ana kadar başarısız kaldığı,
5- BM barış planına “evet” diyen KKTC’nin uluslararası ambargo yüzünden mağduriyetinin devam ettiği vurgulanıyor
Bu bildiriye iki gün içinde yaklaşık 70 Avrupalı parlamenter imza attı. Bu imzaların sayısı bu gün 100’ü geçer herhalde.
Kıbrıs Rum Yönetiminin üzerindeki baskı gittikçe artıyor ve uluslar arası arenadaki saygıları da bu oranda azalıyor.
Türkiye’nin bu yeni ve beklenmedik atağı ile zor durumda kalan Kıbrıslı Rumlar, sessiz diplomasi yürüterek AB üyelerini bilgilendirme çalışması başlattılar. Hedefleri AB kurumlarını ablukaya almak ve Türklerin bu yapıcı girişimlerini sıfırla çarpmak.
Sanırım kendileri sıfırla çarpılmak üzereler. Siftahı Straw yaptı.
Güney Kıbrıs ile İngiltere arasındaki ilişkilerin; Jack Straw’un Ada’yı ziyaret etmesiyle yeni bir sınavdan geçeceği bildirildi
FİLELEFTHEROS, “Etkileme Savaşları – İşgal Rejimi ve Ankara Straw’la İlgili Metotlamalarına Devam Ediyor – Hristofyas İngiliz Dışişleri Bakanı’yla Görüşmeye Ohi Dedi” başlık ve spotlarıyla manşete çektiği haberinde, Ankara ile KKTC’nin İngiltere Dışişleri Bakanlığı bürokratlarıyla temaslarında birlikte hareket ettiğini, etki yaratmaya ve Cumhurbaşkanı Talat için tanıma unsurları elde etmeye çalıştıklarını yazdı, özetle şunları ekledi:
“Ankara; Straw’un ziyaretine Lefkoşa’daki tepkilerden faydalanarak, Kıbrıslı Türk lideri İngiliz Dışişleri Bakanı’nın eşit muhatabı olarak gösteriyor ve Kıbrıslı Türklerin sözde tecritten çıkarılmasına ilişkin bilinen tezlerini yineliyor.
Kıbrıslı Türk lider, İngiliz Dışişleri Bakanı’yla temasların da aralarında bulunduğu, önümüzdeki günlerde yönetilecek büyük meselelerde ortak bir çizgi belirlemek için Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmek üzere İstanbul’a gitti.
Straw’un Lefkoşa’da bulacağı tek muhatap Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu’dur. Meclis Başkanı AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas; İngiliz diplomasisinin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hassasiyetlerini dikkate almamaktaki aşılmaz ısrarına tepki göstererek İngiliz bakanın görüşme talebini reddetti. AKEL, Basın Sözcüsü aracılığıyla; Başkan Tasos Papadopulos (Staw’u) görmeyeceği için Hristofyas’ın da Straw’u kabul edemeyeceğini söyledi.
DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis de görüşmeyecek. Anastasiadis; ne nabız tutulduğunu ne sorulduğunu, İngiliz Bakan’la görüşüp görüşmeyeceğine yanıt vermesi gerekmediğini söyledi.”
–RUM DİPLOMATİK KURMAYLIĞINDA ASABİYET–
POLİTİS, Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos’un İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’un Lefkoşa-Atina-Ankara üçgenine gelişi arifesinde Güney Kıbrıs – İngiltere ilişkilerinde “diplomatik ateşkes” ilan ettiğini, Londra’nın Kıbrıs sorunundaki açıklığa kavuşmamış niyetlerinin Rum Yönetimi Başkanlığı diplomatik kurmaylığında bir “asabiyet” yarattığını bildirdi.
Haberi, “Kıbrıs-İngiltere İlişkilerinde Diplomatik Krize Doğru” başlığıyla okurlarına aktaran gazete şunları kaydetti:
“Jack Straw’un gerek Kıbrıs ziyaretiyle içerde, gerek dönem başkanlığının ardından BM düzeyinde görüşmeleri Kıbrıs sorunu perspektiflerinden değiştirme sinyalleri vermesi bu olguyu artırıyor.
Hükümet kaynaklarına göre ‘bütün diplomatik kurumların karmakarışık olmasına rağmen İngiliz Dışişleri Bakanı’nın Kıbrıs ziyaretini gerçekleştirmekteki ısrarı; önümüzdeki aylarda Kıbrıs sorununun esasına ilişkin görüşmeleri yönlendirmeye çalıştığı hissini yaratıyor. Başkanlık tezlerine mesafeli olan diplomatik çevreler sürekli olarak; ‘yalnız Kıbrıs sorununda değil, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı yükümlülüklerine uymaması konusunda da düşünüyorlar ve yapıyorlar’ diyorlar.
Üst düzeyli bir diplomata göre; Başkan Papadopulos Moskova’ya gidişinde İngiltere ve ABD’nin dışındaki BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin de aktif katılımından söz ederek, İngilizlerin -hem şu anda hem de geçmişte- kendi kendilerine arabuluculuk rolü üstlenmelerini eleştirdi.
Londra-Lefkoşa zıtlaşmasının yalnız protokolden ve Straw’un Mehmet Ali Talat’la sözde Cumhurbaşkanlığı’nda görüşmekteki ısrarına ilişkin çekişmeden değil, başka bir şeyden başladığı ortadadır.
Başkan Papadopulos’un; Kıbrıs-İngiltere ilişkilerindeki zıtlaşmanın azalmamak şöyle dursun, önümüzdeki aylarda tırmanacağını okumuş olduğu görünüyor. Bu nedenle Jack Straw’un gidişini takip edecek olan diplomatik sondajlara göndermede bulunarak tonları düşürdü.
–MİSİLLEME POLİTİKASI–
Ancak bu; Kıbrıs diplomasisinin; Jack Straw’un Kıbrıs’ta yapacakları ve söyleyeceklerini göğüslemede aciz kalmasının gizemini çözmüyor. Straw’un Mehmet Ali Talat’la görüşmedeki ısrarı başkanlık kurmaylığını; İngiltere Dışişleri Bakanı’nın gerçekleştireceği ziyaretinin içeriğini ‘konusuz’ hale getirmek hedefiyle bir misilleme diplomasisi planını tam olarak uygulamaya geçirdi. Başkan Papdopulos’un Straw’la görüşmeme kararı, Kıbrıs sorununda esaslı görüşme yapma olanağını elinden aldı. Bağımsız bir diplomatik kaynak, Straw-Yakovu görüşmesinin gündeminin hiçbir şekilde; müzakerelerin yeniden başlaması perspektifleriyle ilgili meseleleri kapsayamayacağını veya bunların yerine geçemeyeceğini değerlendirdi.
Bu metoda karşılık Başkanlık, Straw’un ziyaretini; ikili düzeyde rutin görüşmelere indirgedi ki bunlar da en iyi durumda; AB çerçevesindeki işbirliği konularına kadar genişletilebilir. Jack Straw Kıbrıs meselesinde de karşısında Yakovu’un yüzünü görecek.”
–“ANKARA ELLERİNİ OVUŞTURARAK İZLİYOR”–
Gazete, Ankara’nın ise İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ile Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papdopulos arasındaki gerginliği memnuniyetle izlemekte olduğunu yazdı ve şu ifadeye yer verdi:
“Ankara; İngiltere ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında tırmanmakta olan gerginliği ellerini ovuşturarak izliyor. Siyasi gözlemciler; Ankara’nın İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw ile Başkan Papadopulos sürtüşmesinin aldığı şekilden tam bir memnuniyet duyduğunu; müdahale etmeksizin, durumların kendi süreçlerine girmelerini beklemesi gerektiğini düşünmekte olduğunu değerlendiriyorlar.”
–STAW’A RUM TARAFINDA BÜTÜN KAPILAR KAPALI–
HARAVGİ haberi, “Jack Straw’a Bütün Kapılar Kapalı – Dimitris Hristofyas’ın İngiliz Dışişleri Bakanı’yla Olası Görüşmesi Konusunda AKEL de İngiliz Yüksek Komiserliği’ne Olumsuz Yanıt Verdi” başlığıyla yansıttı.
Gazete, Ada’yı ziyaret edecek olan İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’un Rum tarafının ortaya koyduğu hassasiyetleri görmezden geldiği ve Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görüşmekte ısrar ettiği sürece Rum tarafındaki bütün siyasi partilerin kapılarını kapalı bulacak göründüğünü yazdı.
Gazeteye göre AKEL Basın Sözcüsü Andros Kiprianu, İngiliz Yüksek Komiserliği’nin; Rum Meclis Başkanı AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’ın, Kıbrıs’ı ziyareti sırasında İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw’la görüşmesi konusunda nabzını yokladığı AKEL’den olumsuz yanıt aldığını açıkladı.
Kiprianu, İngiliz Yüksek Komiserliği’nin Straw’la Hristofyas arasında görüşme gerçekleşmesi konusunda nabız tutmak amacıyla AKEL’e yaklaştığını, Hristofyas’ın bu davete olumsuz yanıt verdiğini söyledi. Kiprianu, Hristofyas’ın olumsuz yanıtının birinci ve asıl nedenini açıklarken, “Kıbrıs ziyareti sırasında Straw’a eşlik edecek olan İngiliz diplomasisinin, Kıbrıs Rum toplumunun, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hassasiyetlerini maalesef dikkate almamasıdır” dedi.
Kiprianu devamla şunları söyledi:
“Başkan Papadopulos’un böyle bir görüşmeyi reddettiği andan itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin ikinci adamı olan Dimitris Hristofyas’ın Straw’la görüşemeyeceği de dikkate alınmadı. İngiliz diplomasisinin Kıbrıs siyasi partilerinin ve Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin tamamının takındığı tavırdan mesajlar almasını umuyorum.” (ŞA/MG)
1-Straw’u Salı günü öğleden sonra 17.30’da Larnaka havaalanı’nda protokol müdürlüğünde hiyerarşinin en son basamağındaki memur karşılayacak.
2-Salı günü aynı saatlerde Papadopuloas Rusya’dan dönecek. VİP’te dahi tesadüfi bir karşılaşma olmaması için Straw’un VİP salonunu kullanmaması kararlaştırıldı. Straw bir araçla havaalanından ayrılıp İngiliz Yüksek Komiserliği’ne hareket edecek.
3-Yakovu Çarşamba günü Straw’la yapacağı görüşmeden sonra ortak basın toplantısı düzenlemeyi reddetti.
Straw’un, muhtemelen Ledra Palace’ta Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk gazetecilere ortak bir açıklamada bulunması bekleniyor.”
Gazete, Straw’un iki tarafın Kıbrıs konusundaki görüşleriyle ilgili şahsi fikir edinmede kararlı olduğunu, İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın ziyaretle ilgili planlamalarını iyi bilen kaynakların gazeteye açıklamasında, özellikle Ankara ziyareti öncesinde Straw’un bu konuyu Kıbrıs Rum tarafıyla görüşmemesinin İngiliz Dışişleri Bakanını hayal kırıklığına uğratacağını söylediğini de yazdı.
FİLELEFTHEROS haberi “Diplomatik Şekilde Ancak Protesto Eylemleriyle Karşılama” başlığıyla verdi.
Gazete, Straw’un ziyaretinin düzeyinin düşürüldüğüne dikkat çekerken, Straw’un sadece Kıbrıslı Rum muadili Yorgo Yakovu’yla görüşeceğini, Papadopulos;’la görüşmeyeceğini, AKEL Lideri ve Meclis Başkanı Dimitris Hristofyas ve DİSİ Başkanı Nikos Anastasiadis’in Straw’la görüşmeleri kmonusundaki İngiliz nabız yoklamalarını reddettiklerini yazdı.
Gazeteye göre, Rum göçmen kulüpleri Çarşamba günü Rum Dışişleri Bakanlığı dışında Straw’un ziyaretini protesto eylemi düzenledi. Eylem 08.00’de başlayıp iki saat sürecek.
Yapılan açıklamada “İngiliz tahriğinin gözden kaçıralamayacağı, o nedenle vatandaşların protestoda bulunması gerektiği, Straw’la görüşmeyi haklı şekilde reddeden Cumhurbaşkanı Papadopulos’un desteklenmesi gerektiği” vurgulandı.
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığının desteklenmesi gerektiği, çünkü Straw’un ziyaretinin hedefinin egemenliği altını oymak, buna paralel yasadışı devletin statüsünü yükseltmek olduğu” da ileri sürüldü.
Protesto eylemini, Rum Göçmenler Birliği “Özgür Girne” Karpaz Koordinasyon Komitesi” “Özgür Karpaz”, “Özgür Omorfo” ve diğer daha küçük göçmen dernekleri organize etti.
FİLELEFTHEROS, Çevreciler Ekologlar Hareketi’nin dünkü toplantısından sonra iki otobüse binen taraftarların İngiliz Yüksek Komiserliğinin bulunduğu alana giderek Straw’un ziyaretini protesto ettiklerini de yazdı.
Gazeteye göre, Çevreciler, özellikle Straw’un KKTC Cumhurbaşkanı M. Ali Talat’la Başkanlık Köşkü’nde görüşecek olması nedeniyle Straw ziyaretini protesto ettiler.
Çevreciler Yüksek Komiserlik Binası duvarına kınama afişleri yapıştırılırken, çeşitli sloganlar da attılar. Takviye edilmiş Rum polisi ise olayları izlemekle yetindi.
SİMERİNİ, “Göçmenler Ayakta – Straw’a Karşı Eylemler” başlıklı haberde, Çevreciler Hareketi Milletvekili Yorgo Perdikis’in açıklamasına da yer verdi.
Perdikis “Partiler ve hükümet, tahriği sineye çekti, o nedenle vatandaşlar tepki göstermelidir” diye konuştu. (GÖK/ATA/pha)
İngiltere Dış İşleri Bakanı Jacques Straw, Kıbrıs’a yaptığı ziyarette KKTC’ye geçip KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Cumhurbaşkanlığı makamında görüşeceği için, Kıbrıslı Rumların, hem sivil örgütleri tarafından gösteri yapılarak, hem Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından en düşük siyasi düzeyde kabul edilerek, hem de siyasi partilerin başkanları tarafından muhatap alınmamak uygulaması ile, her yönden ve politik olarak da protesto ediliyor.
Rum siyasiler dün birer birer açıklama yaptılar ve protestolarını Jacques Straw’la görüşmemek şeklinde ortaya koydular.
Rum Yönetimi Başkanı Papadopulos zaten peşinen, Straw’ın ziyaret programında KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile makamında görüşmek var ise, Straw ile görüşmeyeceğini açıklamıştı.
Bu sözlerin arkasına sığınan, Kıbrıs Rum Meclisi Başkanı ve Hükümetin büyük ortağı AKEL’in Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas’da, büyük bir sinir içinde yaptığı açıklamada ellerini sallaya sallaya Jacques Straw’ı asla kabul etmeyeceğini ve kendisi ile görüşmeyeceğini söyledi.
Tabi Kambersiz düğün olmayacağı için, Ana Muhalefet Partisi Başkanı DİSİ Lefkoşa Milletvekili Nikos Anastasiadis de Straw’la görüşmeyeceğini açıkladı.
İşte dün benim kısa devre yapmama neden olan da bu Anastasiadis oldu.
İki toplumlu Konser etkinliğinde, yani Kıbrıs’lı Türklerle Kıbrıs’lı Rumların ortaklaşa kurdukları müzisyen ekibi ile şarkıcıların, hem Rum tarafında hem de Türk tarafında verdikleri konserin Türk tarafındaki ayağına katılmakta hiçbir mahzur görmeyen Anastasiades, ertesi gün, Kıbrıs’lı Türklerin Cumhurbaşkanını ziyaret etti diye Straw’ı protesto etmesini ve görüşmeyi reddetmesinin nedenlerini hiç anlayamadım.
Sen gel, iki toplum birbiriyle kaynaşıyor diye dünyaya mesaj vermek için, KKTC’deki Konsere katıl, sonra da ertesi gün, Straw Türkleri adam yerine koydu diye protesto et.
Madem öyleydi, sen ne geldin bizim tarafa. Senin bizi adam yerine koymaya hakkın var da, Straw’ın yok mu? Yoksa bizleri adam yerine koymanın tekeli, sadece siz Kıbrıs’lı Rumlarda mı?
İş iki toplumlu bir faaliyete geldi mi, Kıbrıs’lı Rumlar çalmadan oynuyorlar ve buna katılıyorlar. Ama Kıbrıs dışından politik kariyeri olan birisi gelip de, hem Rumları hem de Türkleri eşit düzeyde ziyaret edince veya aynı kefeye koymak isteyince, deli oluyorlar ve protesto etmeye başlıyorlar.
Biz, Kıbrıs’lı Türkleri adam yerine koyan ve politik seviyemizin yükseltilmesi için katkı koymaya çalışan, Cumhurbaşkanımızı makamında ziyaret ederek, diğer ülkelere de dolaylı diplomatik mesajlar vermek isteyen İngiltere Dış İşleri Bakanı Jacques Straw’ı bu düşüncersinden ve girişiminden dolayı protesto eden Kıbrıs’lı Rumları biz de PROTESTO ETMELİYİZ.
Bizlerin geleceği için hayrın düşünmeyen, her ortamda ve politik seviyede bize kazık atmak ve kendisine muhtaç duruma düşürmek için elden geleni yapan Kıbrıs’lı Rumlarla niçin hala daha ORTAK ETKİNLİK’ler sürdürmeye devam ediyoruz.
Kıbrıs’lı Rumların bu tavırlarını protesto etmek için biz de onları PROTESTO ETMELİYİZ ve ORTAK ETKİNLİK’lere hemen ve derhal son vermeliyiz.
Beni istemeyeni ben de istemem.
Her ne kadar dün, Türkiye Dış İşleri Bakanlığı, Kıbrıs konusunda tek taraflı olarak çözüme katkı koyacak öneriler sunduğunu yalanladıysa da, ben bu yalanlamaya kesinlikle inanmıyorum.
Eğer birileri çıkıp da Türkiye Ankara, BM Genel Sekreteri Annan’a, 31 yıl sonra limanlarının Kıbrıs Rum gemilerine açılmasını sağlayacak bir teklif sunmadı veya bu günlerin içinde sunmayacak derse, benim buna inanmam olanaksızdır.
Bu inkar işi veya yalanlama neye benziyor biliyormusunuz. Yağmur yağarken, bir meteoroloji uzmanının çıkıp da “Yağmur yağmıyor” demesine benziyor aynen.
Zaten New York’tan gelen kokular, böylesi bir teklifin verildiğini veya verilmek için zeminin hazırlandığını doğruluyor. Buna ilaveten, benim köşe yazılarını okuduğunu iddia ettiğim İngiltere Dış İşleri Bakanı Jacques Straw’da bana bu düşüncemin doğru olduğunu teyit etti.
Sonra çok yakından tanıdığım bir başka siyasi dostum Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yorgo Kumuçakos’ta bu günlerin içinde Türkiye’nin BM nezdinde tek taraflı bir girişimde bulunarak Kıbrıs konusunda bir fikirler dizisi sunacağını söylüyorlar.
Hadi ben yanıldım diyelim, bu siyasilerde mi yanıldı. Kesinlikle hayır.
Benim bu yazımı okuyan da, Straw’ı da, Karamanlis’i de, Kumuçakos’u da tanıdığımı ve onlarla teklifsiz konuştuğumu sanacak ama, işin doğrusu ve gerçek tarafı bu siyasiler bana ağızları ile değil, hareketleri ile konuşup mesajlar veriyorlar.
Türkiye altına imzasını koyduğu 3 Ekim müzakere çerçevesi koşullarına uymak veya AB’ye veda etek zorunda. Son tarih, son gün 1 Haziran 2006. Elbette ki Türkiye bu konuda girişimler yapmakta zorunda.
Başlayalım Straw’dan. İngiltere Dış İşleri bakanı Kıbrıs’ın kara gözüne kara kaşına gelmiyor ya adaya. Misyonu Rumları sıkıştırmak ve KKTC’yi siyaseten biraz daha yükseltmek. Kıbrıs’lı Rumları masaya oturmanın başka bir çaresi yok. Kıbrıs’lı Rumların karınlarının en yumuşak noktası Kıbrıs’lı Türklere uyguladıkları izolasyonların kaldırılması, ve Türklerin kendilerin muhtaç durumdan kurtulması.
Straw bunun için bölgeye geliyor. Ankara ile limanların karşılıklı açılmasını bir esasa bağladıktan sonra Atinaya geçecek. Yunanistanda Başbakan Kostas Karamanlis ve Dışişleri Bakanı Petros Molivyatis ile görüşecek ve ikili ilişkiler, AB konuları, bölgedeki gelişmeler konularına ilaveten Kıbrıs konusunu da görüşecek. Straw açıkca Yunanistan’dan Kıbrıs’lı Rumlara destek çıkmamalarını isteyecek.
Bölgeye bir başka sürpriz ziyarette ABD Dış İşleri Bakanı Condolleeza Rice’tan. Şimdi Erdoğan Davos’ta BM Genel sekreteri ile görüşmeyi planlarken, sizce ne işi var bayan Condolleeza Rice’in Davos’ta veya Avrupa’da.
Konu KIBRIS ve Türkiye-AB ilişkileri sevgili okuyucular. Türkiye 2006’ya hızlı girdi ve önündeki tüm engelleri, Kıbrıs’ı harcamadan aşmak kararlılığında..