Kıbrıs Rum kesiminin Avrupa Birliğine gireceği 1 Mayıs 2004 tarihine kadar Annan Planının görüşmeleri, tartışmaları, incelenmesi ve imzalanması bitirilmeyi ve Kıbrıs’ın bir bütün olarak AB’ye girmesi telaffuz edilmekte, hedeflenmekte ve bunun şart olduğu söylenmektedir.
Bu şartın yerine getirilmesi için öncelikle en erken ve en kısa zamanda hükümetin kurulması gerekmektedir. Hükümet kurulduktan sonra derhal görüşmeler başlamalı, tartışmalar yapılmalı ve gerekli değişiklikler üstünde mutabakata varıldıktan sonra imzalama aşamasına gelinmesi gerekmektedir.
Şimdi bir hesaplama yapalım ve özelde Kıbrıs Türk’ünün, genelde Kıbrıs’ın tümünün kaderini değiştirecek olan bu dönüm tarihine kadar önümüzde gerekli görüşmelerin, tartışmaların ve incelemelerin yapılabileceği sonunda da karşılıklı imzaların atılacağı kaç iş günü var hep beraber görelim.
Bu gün 29 Aralık Pazartesi. Parti Başkanlarının tümü Milletvekili seçilerek KKTC Meclisinde görev aldıklarına göre Sayın Cumhurbaşkanı Meclis içinden bir parti başkanını hükümeti kurmakla görevlendirecektir.
Ertesi gün 30 Aralık, sonra Yılbaşı, sonra 1 Ocak Perşembe ve ilk iş günü 2 Ocak 2004 Cuma; 1 Mayıs’a 119 gün var. Şanslıyız ki Şubat ayı 2004 yılında 29 çekmekte ve söz konusu süreç 1 gün ekstradan kazanmaktadır.
Ben Hükümet kurma işinin çok gecikmeyeceği varsayımından hesaplamalarıma başlayacağım. Cumhurbaşkanından Hükümeti kurmak görevi alan Parti başkanımızın diğer parti başkanları ile hemen görüşmelere başladığını ve her gün 1 Parti Başkanı ile görüştükten sonra konuyu aynı gün partisinin MYK’sına götürdüğünü, yeni stratejiler belirleyip kararlar aldığını ve diğer bir parti başkanı ile ertesi gün görüşme yaptığını varsayıyorum ve 3 tur sonra belli bir mutabakatı sağladıktan sonra hemen ve derhal hükümeti oluşturduğunu düşünüyorum. Bu durumda diğer parti başkanlarına hükümet kurma şansı dahi verilmeden bu parti başkanımız en kısa zamanda hükümetini kağıt üstünde oluşturmuş bulunmaktadır. Geçen gün sayısı 3 tur x 3 Parti başkanı = 9 gün. Geriye kalan gün sayısı 110.
1 Mayıs 2004 tarihine kadar olan süreç içindeki Cumartesi ve Pazar günleri, Parti başkanları ile yapılan görüşmeler sürecindeki hafta sonları dikkate alınmadan, toplam olarak 32 gün. Geriye kalan gün sayısı 78.
1 Ocak – 1 Mayıs 2004 tarihleri arasındaki Kıbrıs’lı Rumların resmi ve dini tatil günleri toplamı 6 gün, (1 tanesi Pazar gününe rast gelmektedir), Türklerin tatil günleri toplamı 9 gün, (2 tanesi hafta sonuna rast gelmektedir), karşılıklı toplam tatil günleri sayısı 12 gün. Geriye kalan gün sayısı 66.
Hükümeti kuran parti başkanının listesini oluşturması, Cumhurbaşkanına sunması, Cumhurbaşkanının kabulü, Hükümet Programının Mecliste okunması ve 48 saat sonra oylanmasının olabilecek en erken süreci 12 gündür. Geriye kalan gün sayısı 54.
En iyi ve ideal koşullardan sonra gelinen bu durumda, Annan planını tartışmak, eksiklerini tespit etmek, tarafların kendi içlerinde son durumu tekrar tartışması ve en sonunda Rum ile Türk taraflarının karşılıklı mutabakata varmaları için sadece ve sadece 54 gün kalmaktadır.
Parlamenter takvimde 54 gün, bırakın Annan Planı gibi özelde Kıbrıs Türk’ünün, genelde Kıbrıs’ın tümünün kaderini değiştirecek olan bir plan üzerinde anlaşmayı, her hangi bir yasada son derece basit bir tadilatın yapılması için bile yeterli değildir.
Bence 1 Mayıs 2004 son günü uzatılmalıdır. Önümüzdeki çok kısıtlı süreç içinde bu planı tartışmak ve imzalamak olanaksızdır.
Ben inşaat Mühendisiyim ve bu nedenle de beynim matematiksel çalışmaya daha yatkın. Gerçekte de bu yetim, politikanın labirentlerinde dolaşırken berrak bir şekilde bir takım oluşumları çok kısa bir zamanda ve net olarak görmeme yol açmaktadır. Diğer bir yetim de 1976-1981 dönemimde, daha 27 yaşında iken seçimle Meclise Milletvekili olarak girmiş olmam ve politika ile tam 27 yıl önce tanışmam. Yakın Doğu Üniversitesinde 1992 yılından beri sürdürmekle olduğum Akademik hayatım ve bu Akademisyenliği bana kazandırdığı yeti, bunları harmanlamama ve bir takım doğru öngörüleri ortada fol yokken, yumurta yokken görmeme neden olmaktadır. Akademik ve Politik çalışmalarımdan fırsat bulduğum sürece haftada bir kez bu köşede yazmayı ve sorunları sizlerle paylaşmayı planlamaktayım. Yukarıda açıkça e-mail adresimi ve cep telefon numaramı da yazıyorum. Sizleri etik kuralları içinde duymak ve diyalogda bulunmak beni son derece mutlu edecektir.
Herkesin merak ettiği ve haftanın gündemi, 14 Aralık seçimleri sonucunda ne olacağı, hükümetin kurulup kurulmayacağı ve KKTC’yi nelerin beklediğidir.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, 14 Aralık seçimlerinde seçilen Milletvekilleri, KKTC’nin parlamento hayatı bakımından en şanssız ve en kısa ömürlü Milletvekilleridir. Hükümet oluşumu çalışmaları nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, 5 yıllık parlamento döneminden çok evvel bir zaman içinde Milletvekillerimiz yeni bir seçime girmek zorunluluğunda kalacaklardır.
Önümüzde üç tane olasılık veya senaryo bulunmaktadır.
1- Tüm çabalara rağmen koalisyonun oluşamaması:
Bunun sonucunda anayasal tüm haklar ve Cumhurbaşkanının yeni bir hükümet kurulması için tüm iyi niyet ve destek çabalarına rağmen olabilecek en uzun süre, cumartesi ve pazarlar iş gününden dahi sayılmasa 150 gündür. Yani 14 Mayıs 2004’ten sonraki ilk Pazar günü olan 16 Mayıs günü, erken seçim yapılmak zorundadır.
2- Hükümet Programında Çözüm olan bir koalisyonun oluşması :
Seçim programında çözüm için çalışma yapacaklarını belirten DP, CTP, BDH, TKP, KBP gibi partilerden birkaç tanesinin her hangi bir kombinasyonla ve aritmetik çoğunlukla oluşturacağı koalisyon hükümetinin hedefi Annan planını, belli bir düzeyde tartıştıktan sonra imzalamak, referandum yapmak ve uyum yasalarını hazırlamak olacaktır.
• Referandum sonucu her iki devlette EVET çıkar ise, bunun arkasından hemen ve derhal Yeni Kurucu Devletlerin oluşması, Federal ve Merkezi Parlamentoların seçimlerinin yapılması gerecektir. Bu süreç, uyum yasaları dahil, en uzun hali ile en fazla 24 ay olacaktır.
• Referandum sonucu Rum tarafında HAYIR, KKTC’de EVET çıkarsa, değişen bir şey olmayacak ve tek taraflı olarak AB uyum çalışmaları başlayacak ve AB üyesi olan Rum tarafı ile AB’de müştereken temsiliyeti sağlamak için, Ortak Parlamento oluşumu değişikliği gündeme gelecek ve yapı için yeni seçimler yapılacaktır. Bu süreç, uyum yasaları dahil, en uzun hali ile en fazla 24 ay olacaktır.
• Her iki tarafta HAYIR veya Rum tarafında EVET, KKTC’de HAYIR akarsa, süreç aşağıdaki 3.cü madde ile aynı kalacaktır.
3-Hükümet Programında Çözümün öncelikler açısından diğer konulardan sonra geldiği bir koalisyonun oluşması:
Bu durumda, 28 Ocak 2004 Türkiye Başbakanının Amerika ziyareti, Mayıs 2004 Rum tarafının AB’ye girişi ve Aralık 2004 Türkiye’ye AB’ye giriş müzakerelerinin başlama tarihinin verilmesi faktörleri ortaya çıkacak ve koalisyonun üzerinde korkunç bir baskı oluşturacaktır. Bu baskı politik, siyasi, mali, medyatik ve bir kısım STÖ boyutları ile dayanılmaz bir hale gelecektir. Bu süreç ne kader uzun olursa olsun sonunda Annan Planı tartışmaları veya [Yeni] bir çözüm planı tartışmaları başlayacak, sonunda da Referandum gelecektir. AB mevzuatına uyum hazırlıkları, Çözüm tartışmaları sonucunda başlasa bile bu süreç 30 ayı geçemeyecektir.
Seçim sonuçlarının Matematik destekli Politik analizi böyle. Hükümet kurulsa da kurulmasa da SEÇİM VAR ama birkaç ay sonra ama iki yıl sonra.