Kıbrıs’ta azınlık olmak

Kıbrıs’ta azınlık olmak

 

Dinine, imanına meraklı olmayan, yaban ellerdeki dini yapılarımızın, Osmanlı eserlerinin ve camilerimizin ne halde olduklarını pek merak etmez. Araştırmaz, sormaz da.

 

“Türk Askeri Kıbrıs adasından gitsin, Türkiye elini çeksin, Rumlarla ortak yaşayalım” hayalleri kuran bazı nesebi bozuklar, bunun için elinden gelen mücadeleyi verip, yürüyüşlerler, gösteriler düzenlerken, Rumun boyundurluğu altında yaşamanın ne demek olduğunun farkında değiller. Neyse ki büyük ve sessiz çoğunluk pek de o görüşte değil. Rumlarla, azınlık olarak yaşamaya başlanıldığında başımıza nelerin geleceğinin farkındalar.

 

Söylediklerimiz komplo teorisi değil, hayal hiç değil. Zira Avrupa Birliği üyesi, insan haklarının engin boyutlarda olduğu söylenen ve iddia edilen Yunanistan ve Yunanistan sınırları içindeki Batı Trakya’da yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan şanssız soydaşlarımızın çektikleri gözler önünde.

 

Bir dönem  Yunanistan’da, Türkleri vatandaşlıktan atmak pek modaydı. Türkiye’deki akrabalarını ziyarete giden Batı Trakyalı soydaşlarımızı daha Yunanistan sınırından çıkıp Türkiye’ye adım attıkları anda vatandaşlıktan atıyorlardı. Maksatları Batı Trakya’daki Türk sayısını azaltmak, taşınmaz mallarına el koymaktı. Binlerce soydaşımız bu akıl almaz yöntemle Yunan vatandaşlığından ihraç edildi, malları istimlak edilip el konuldu. Aksini iddia eden varsa hodri meydan, buyursun aksini söylesin, önüne resmi belge koyalım.

 

Yunanistan’daki camilerimizin durumu ise içler acısı. Aynen güney Kıbrıs’taki Rum yönetiminin yaptığı gibi Avrupa Birliğini yalan restorasyon talepleri ile söğüşlüyorlar sonra da bu restorasyon işlemleri on yıllarca sürüyor. Bir yanlışlık olup bittiğinde de gerine gerine “Biz Türklerin camilerini restore ettik” diyorlar ama bunu AB’nin parasıyla yaptıklarını, ceplerinden tek bir kuruş harcamadıklarını söyleyemiyorlar.

 

Yunanistan’daki adaların büyük çoğunluğunda Osmanlı döneminden kalma camiler var. Yunanistan AB fonlarının içini bu camileri restore edeceğim bahanesi ile boşaltıyor ancak yıllardır hala daha bu reklamı yapılan restorasyon çalışmaları başlamış değil. Tam tersine camilerimiz kullanılmamaktan çürümeye terk edilmiş durumda.

 

Geçen ay Ege Denizi’nde yaşanan 6.6 Richter büyüklüğündeki depremde İstanköy (Kos) adasındaki 1776 yılında Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafından inşa ettirilen Cezayirli Hasan Paşa camisinin minaresi yıkılmıştı. Caminin ve minarenin tamiri ve restorasyonu ile ilgili Yunanistan hükümetinden uzun mücadeleden sonra zar zor izin alınmasına rağmen halen daha bir çivi bile çakılmış değil. Eğer yıkılan kilisenin çan kulesi olsaydı ve kilise de biraz zarar görmüş olsaydı, anında restorasyon ve tamir başlar ve de hemen biterdi.  Ama yıkılan cami minaresi olunca işler ve tavır değişiyor. Ya geri vites takılıyor ya da rölantiye alınıyor çalışmalar.

 

Bu gün Rodos adasında 5 bin soydaşımız yaşıyor ama ibadetleri için açık olan cami, sadece ve sadece Pargalı İbrahim Paşa Camisi. Cuma günleri, Kandillerde ve Bayramlarda bu camide yer bulmak olanaksız. Rodos adasındaki Osmanlı döneminde inşa edilen Ağa camisi, Bab’ı Mesdud camisi, Borazani Baba camisi, Girit camisi, Hamza Bey camisi, Hurmalı cami, Murat Reis camisi, Muradiye camisi, Recep Paşa camisi, Salakos köyü camisi, Sultan Mustafa camisi ve Şadırvan camileri ise restorasyon gerekçesi ile yıllardır kapalı, parası AB’den bir tamam alınmış olmasına rağmen. Bu camileri ve diğer Osmanlı eserlerini ziyaret etmek ise şu anda restorasyon bahanesi ile yasaklanmış durumda.

 

Eğer bir gün, Allah korusun, Kıbrıs’ta da Rum çoğunluğu altında azınlık olarak yaşamaya mahkum edileceksek, yasal bahanelerin arkasına saklanılarak, bunlar gibi onlarca hakkımız elimizden alınacak, aynen 21 Aralık 1963 yılında Rumların silahsız Türklere saldırdıkları ve ertesi gün de gazetelerde “Türkler isyan etti” diye yalan propaganda yaptıkları gibi…

 

Prof. Dr. Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: AtaAtun1

 

 

 

17 Ağustos 2017
Kıbrıs’ta azınlık olmak için yorumlar kapalı
Okunma 217
bosluk

AASRC-ARF-İstanbul Aydın Üniversitesi … ULUSLARARASI AKADEMİK KONGRE

AASRC-ARF-İstanbul Aydın Üniversitesi …  ULUSLARARASI AKADEMİK KONGRE

Logo

AASRC-ARF-İstanbul Aydın Üniversitesi

 ULUSLARARASI AKADEMİK KONGRE

 

AASRC-ARF PESIHMEC – İSTANBUL

Politika, Mühendislik, Sosyoloji, Enformasyon, Sağlık & Tıp, Eğitim ve İletişim dallarında

AASRC-ARF-İAÜ ORTAK ULUSLARARASI AKADEMİK KONGRESİ 

25 Ekim 2017   İstanbul Aydın Üniversitesi (IAU), Istanbul

 

Çok dilli ve çok disiplinli Uluslararası Konferans:

Konferans Web sayfası : http://aasrc.org/conference/?p=3504

Yer                                : İstanbul Aydın Universitesi Konferans Salonu,

                                         Beşyol Mah.Inönü Cad.No: 38, Sefaköy-Küçükçekmece / İstanbul

 

Makalenizi  aydin@aasrc.org  adresine veya benim aşağıdaki mail adresime gönderebilirsiniz.

 

Tarihler                                                   Temmuz Kongresi      

Konferans başlangıç tarihi                      : 25 Ekim 2017                                      

Makale Özetinin kabul son günü             : 12 Eylül 2017

Erken Kayıt son günü                                 :   5 Eylül 2017

Makalenin tümünü gönderim son günü  : 15 Ekim 2017

Kayıt son tarih                                              : 31 Eylül 2017

Başvuruların kabul ilanı başlangıç günü  :   1 Mayıs 2017

 

Konferans Bilgileri

– Konferans tarihi                     : 25-26 Ekim 2017

– Konferans başlığı ve konusu  : AASRC-ARF-İAÜ PESIHMEC – İSTANBUL

Politika, Mühendislik, Sosyoloji, Enformasyon, Sağlık & Tıp, Eğitim ve İletişim Ana Bilim Dalları 

– Konferans Başkanı                 : Prof. Dr. Ata Atun

Yerli ve yabancı katılımcılar için Konferans katılım ücreti:

Erken kayıt                                     $350

Erken Kayıt, Diğer yazar              $300

Normal Katılımcı                           $450

Normal Katılımcı, Diğer Yazar*  $250

Dıştan Katılım                                $200

Sanal Sunum**                              $300

Doktora Öğrencisi                         $300

Sadece Dergide yayınlamak**     $300

Dinleyici olarak katılım**            $150

 

– Katılım çeşitleri: Makale, Poster ve Sanal Sunum, Öğrenci katılımı, Atölye çalışması

– Ödüller             : En İyi Makale Ödülü, En İyi Öğrenci Ödülü, En İyi Poster Ödülü

 RQ Code

 

 

 

Kongre Programı:

25 Ekim 2017: Kayıt, Açılış konuşmaları, Makale Sunuları

26 Ekim 2017: Makale Sunuları, Kapanış, Aile resmi çekimi.

 

Konferans Yeri ve Binası:

Bina : İstanbul Aydın Üniversitesi Konferans Salonu

Beşyol Mah.Inönü Cad.No: 38, Sefaköy-Küçükçekmece / İstanbul

 

Konumu: İstanbul Atatürk Havaalanı yanı. Taksi ile 10-15 dakikalık mesafede.

 

Konaklama: Katılımcılar konaklama yerlerini kendileri seçecekleridir.

Tavsiye edilen Otel: Ramada Encore Airport Otel. (Üniversite bitişiği)

Beşyol Mah. Birlik Sokak No.10, Sefaköy, Küçükçekmece, İstanbul

Teş: +90 212 540 06 91 pbx   Faks: +90 212 540 06 97

E-mail: info@ramadaencoreairport.com

 

HAVAALANI’ndan Konferans Salonuna ulaşım:

Taksi almanız tavsiye edilir. 10-15 dakikalık sürüş mesafesi

 

HARİTA:

https://www.google.com/maps/search/%C4%B0stanbul+Ayd%C4%B1n+%C3%9Cniversitesi,+Sefak%C3%B6y/@40.9893581,28.7986987,15.18z

 

Kongrenin Amacı:

 

AASRC-ARF-İAÜ PESIHMEC – İSTANBUL Kongresi, katılımcının tercihine göre sadece Özet veya Özet ile Komple Makale veya sadece Komple Makale kabul etmektedir.

 

AASRC-ARF-İAÜ PESIHMEC – İSTANBUL Konferansı, İstanbul’da gerçekleştirilecek olup, Ulusal ve Uluslararası katılımcılara bilimsel bir platform yaratmayı ve Politika, Mühendislik, Sosyoloji, Enformasyon, Sağlık & Tıp, Eğitim ve İletişim Ana Bilim Dallarında yapılacak araştırmalara destek olmayı hedeflemektedir.

 

Konferans İşlemleri:

Konferansa sunulan Özetler (Proceedings) American Research Foundation’un bir etkinliği olan Global Proceedings Repository – ISSN 2476-017’de yayınlanacak ve Archive and Research Harvester System içinde arşivlenecektir. Archive and Research Harvester System  (AHS) üstveri (Metadata) indeksleme sistemi olup, Halkın Bilgisine Getirme Projesi tarafından araştırmalara ulaşımı geliştirme ve genişletme amacı ile uygulamaya konmuştur.  Arapça makaleler “Arap Konferans Ağı”nda yayınlanacaktır.

 

TÜM MAKALELERE DOI NUMARASI VERİLECEK VE GOOGLE SCHOLAR İLE LIBRARY OF CONGRESS (ABD MECLİSİ KÜTÜPHANESİ) TARAFINDAN İNDEKSLENECEKTİR.

 GP Repository

 

 

 İlave bir hizmet olarak En iyi makaleler yayın için, çok önemli birkaç veri tabanı tarafından indekslenen dergilere gönderilecektir. (yayın “Kör Hakem Denetim” uygulamasına tabi olacak ve makale yazarları [konferansa katılım ücretine ilaveten] dergi yayın ücretini ödeyeceklerdir.)    

AASRJ-ARF yayını dergiler aşağıda belirtilen kuruluşlar tarafından İndekslenmektedir:

 

 Citing index

Copernicus

ARF dergileri Index Copernicus International tarafından taranmaktadır.

 

Makale Çağrısı ve Gönderimi:

AASRC-ARF-İAÜ PESIHMEC – İSTANBUL Konferans Sitesinde http://aasrc.org/conference/?p=3504 belirtilen Ana Bilim Dallarından (Politika, Mühendislik, Sosyoloji, Enformasyon, Sağlık & Tıp, Eğitim ve İletişim) bir tanesi altında, aynı sitede belirtilen formata uygun olarak hazırladığınız makalenizi aydin@aasrc.org adresine veya ataatun@gmail.com adresine göndermenizi rica ederiz.

 

Ödemeler site içinde belirtilen linkten yapılabilir.

 

Not: Email adresiniz, görev yaptığınız üniversitenin halka açık olan kataloğundan alınmıştır.

 

Sormak istediğiniz herhangi bir soru için aşağıdaki mail adresime mesaj gönderebilir veya telefon numaramdan beni arayabilirsiniz.

 

Sevgi ve Saygılarımla

 

Prof. Dr. Ata ATUN

Konferans Başkanı

GSM : 0533 881 1111   veya  0548 871 1111

E-mail: ata.atun@atun.com  or   ata.atun@gmail.com

Twitter: @ataatun

Facebook: AtaAtun1

Web: http://www.ataatun.org

 

15 Ağustos 2017
AASRC-ARF-İstanbul Aydın Üniversitesi … ULUSLARARASI AKADEMİK KONGRE için yorumlar kapalı
Okunma 338
bosluk

Böylesi çirkin politikaya şapka çıkarılır

Böylesi çirkin politikaya şapka çıkarılır

Böylesi çirkin politikaya şapka çıkarılır

 

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı geçen gün bir açıklama yaparak Erenköy Direnişi yıldönümüne ilişkin törenleri kınadı.

İşte bu kınamaya şapka çıkarılır!

Dünyanın Politik sahnesinde böylesi ikiyüzlülük, böylesine zeytinyağı gibi üste çıkma stratejisi ve pişkinlik görülmüş değil.

Yunanistan Dışişleri bakanlığı ve sağcının da sağcısı Bakan Kocias, şanlı Erenköy direnişini kınıyormuş. Bu kınamaya “Kantara’nın keçileri” bile kahkahalarla gülerler.

 

Rum tarafından yayınlanan gazetelerden başta Politis olmak üzere biri 18 Kasım 2007’de diğeri de 26 Kasım 2007’de olmak üzere Rum Milli Muhafız Ordusu’nun 4 Ağustos 1964 günü Erenköy’e yaptığı saldırı ile ilgili iki yazı yayınlandı.

 

18 Kasım 2007 tarihli Politis gazetesinde yayınlanan ilgili yazıdaki bir paragrafta “…. Kıbrıs Rum tarafı krizi; bölgenin askeri denetim altına alınması maksadını taşıyan örgütlü bir planın parçası olarak yorumladı ve BM’nin yatıştırma girişimlerine rağmen hükümet, bütün bölgenin tam denetim altına alınması hedefiyle askeri operasyon emri verdi. 1964’te Kıbrıs’ın askeri lideri Georgios Grivas’tı. Ada’da da; 10 bin subay ve erden oluşan bir Yunan tümeni bulunuyordu. Tümen 1964 yılının Haziran-Ağustos ayları arasında Kıbrıs’ın savunulması misyonuyla Kıbrıs’a ‘gizlice’ ulaşmıştı” yazmaktaydı.

Yani adaya gizlice ve uluslararası hukuka aykırı olarak “Yunanlı subay ve erlerden oluşan 10 bin kişilik kaçak ve gayrı yasal bir Tümen’in geldiği itiraf edilmekte bu paragrafta.

 

26 Kasım 2007 tarihli Alithia gazetesi ise, “Kıbrıs’taki Yunan Tümeni  – Türkler Faethon’u napalmla yaktılar  – Yunan Sahil Güvenlik gemisi komutanı Dimitrios Mitsatsos, 1964 Kıbrıs’ının neredeyse hiç bilinmeyen bir sayfasını anlatıyor” başlıklı haberinde, 1964 yılında Kıbrıs’ta cereyan eden karanlık olaylar hakkında asla konuşmaması yönünde emir alan bir Yunanlı Deniz Subayının ifşaatlarına yer verdi.

 

Yunanlı Deniz Subayı, “…. Erenköy saldırısına Tümenle birlikte gönderilen iki de sahil güvenlik gemisi katıldı. Adaya varır varmaz iki gemi Kıbrıs bayrakları çekerek Kıbrıs’ın yegane deniz gücünü teşkil ettiler. 8 Ağustos 1964’te, Türk savaş uçakları “Faethon” isimli sahil güvenlik gemisini Kseros’ta bombaladılar ve mürettebattan 6 kişiyi öldürdüler. Geminin Kumandanı, o zamanlar Kraliyet Bahriyesinin Asteğmenlerinden olan Dimitrios Mitsatsos, sağ elinden vurularak elini kaybetti. Ölen gemi kaptanıyla mürettebattan diğerleri, kendilerini feda ederek ve kahramanlık sergileyerek 15 meslektaşlarının hayatını kurtardılar….” sözleriyle Yunanistan’dan iki sahil güvenlik gemisinin uluslararası yasalara aykırı olarak gönderildiğini itiraf ediyor.

 

1964 yılında Yunanistan’ın adaya asker gönderdiği ortaya çıkmasın diye Kıbrıs’ta ölen Yunanlı askerler için 43 yıl yapılmayan anma törenleri ilk kez 8 Ağustos 2007’de, Lefkoşa’da, Agios Konstandinos kai Elenis mezarlığında altı Yunanlı asker için yapıldı ve Yunanistan resmen adaya 1964 yılında gayrı yasal ve kaçak olarak asker gönderdiğini kabullendi.

 

7 Ağustos 2017 tarihli Politis gazetesinde ise tam bir itiraf belgesi yer alıyor. Habere göre “Rum Savunma Bakanı Hristoforos Fokaidis 4-8 Ağustos 1964 tarihleri arasında yer alan Erenköy çarpışmasında ölen 85’inci Bölük’ten dokuz kişi için dün Baf’ın Polemi köyünde düzenlenen törene ve Rum Tarım Bakanı Nikos Kuyalis de 1964 Erenköy çarpışmalarında ölen 31’inci Komando Birliği mensubu üç Rum askeri ve üç sivil Pirgolu için Aşağı Pirgo’daki Ay Konstantinu ve Eleni Kilisesi’nde düzenlenen anma törenine katıldı.”

 

Bu haber gerçekte çok doğal gözükse de Kıbrıs sorunu açısından habere bakıldığında, 1964 Ağustosu’nda Erenköy’e saldıranlar arasında RMMO taburu, Yunanlı Komando birliği ve Yunanistan’dan gönderilen iki sahil güvenlik botunu yer aldığı itiraf edilmekte.

Dolayısıyla tam bir savaş suçu itirafı bunlar. Yunanistan’ın, II. Dünya savaşı sonrası Almanya’da kurulan ve Nazileri yargılayan Nürnberg mahkemesi gibi bir mahkemede yargılanması gerekmekte, Kıbrıs’ta Türklere saldırmak için tepeden tırnağa silahlı 10 bin kişilik bir Tümeni ve iki sahil güvenlik botunu yasalara aykırı olarak adaya gönderdiği ve buna ilaveten de 1974 yılında Kıbrıs Cumhuriyetini tarihten silen darbeyi yaptığı için…

 

İşte buna çirkin politika, ikiyüzlülük, pişkinlik ve adını siz ne koyarsanız “o” deniyor. Sen hem adaya yasalara aykırı olarak 10 bin kişilik bir tümen gönder, yanına hediyesi iki tane de silahlı sahil güvenlik botu gönderip Türklere saldır, sonra da zaferi kazanan Türklerin anma törenini kına…. Bunun adı Bizans politikası olsa gerek: Hem yap, hem suçla!

 

Prof. Dr. Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: AtaAtun1

 

13 Ağustos 2017
Böylesi çirkin politikaya şapka çıkarılır için yorumlar kapalı
Okunma 189
bosluk

YPG ve KKTC

YPG ve KKTC

YPG ve KKTC

 

ABD Özel Kuvvetler Komutanı, Türkiye’nin tepkisi nedeniyle YPG/PKK’nın bu isim altında hiçbir zaman masada olamayacağını düşündüğünden YPG’ye isim değiştirme tavsiyesinde bulunmuş, YPG de bu ismi “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) olarak değiştirdiğini açıklamıştı geçen hafta.

 

Umarım, isim değiştirmenin tepkiyi önleyeceğini düşünen ABD, kendi uygulamalarını benimseyip başka ülkelerin de isim değişikliği uygulamasına itiraz etmez.

 

Birleşmiş Milletler’in beyni sayılan ve BM’nin her uygulamasının gerekçesi olan kararın altında imzası bulunan Güvenlik Konseyinin, insanlık tarihinin yüz karası sayılan 18 Kasım 1983 tarih ve 541 numaralı bir kararı var. Yüz karası karar şu;

 

BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN 541 (1983) SAYILI KARARI

18 Kasım 1983

Güvenlik Konseyi

Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti Dışişleri Bakanı’nın açıklamasını dinlemiş bulunarak,

Kıbrıs Türk makamlarınca 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs’ta bağımsız bir Devlet kurmak amacıyla yayınlanan Deklarasyondan endişe duyarak,

Bu Deklarasyon’un Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilgili olan 1960 Antlaşması ve 1960 Garanti Antlaşması ile uyuşmadığını göz önünde tutarak,

Bundan dolayı ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurma girişiminin geçersiz olduğunu ve Kıbrıs’taki durumun daha da kötüleşmesine yol açacağını göz önünde tutarak,

365 (1974) ve 367 (1975) sayılı kararlarını yeniden teyit ederek,

Kıbrıs sorununa, Genel Sekreter tarafından üstlenilen iyi niyet misyonuna dayanan bir çözüm bulunması gereğinin bilincinde olarak,

Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’ne süregelen desteğini teyit ederek,

Genel Sekreter’in 17 Kasım 1983 tarihli açıklamasını dikkate alarak,

1- Kıbrıs Türk makamlarının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin parçasının ayrılmasını amaçlayan Deklarasyonunu tasvip etmez,

2- Yukarıda bahsi geçen Deklarasyonu yasal olarak geçersiz sayar ve kaldırılması çağrısında bulunur,

3- 365 (1974) ve 367 (1975) sayılı kararlarının ivedi ve etkili uygulanması için çağrıda bulunur,

4- Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüme doğru mümkün olan en erken ilerlemeyi sağlamak için Genel Sekreter’in iyi niyet misyonunu sürdürmesini rica eder,

5- Taraflara iyi niyet misyonunda Genel-Sekreter ile tam bir işbirliği yapmaları çağrısında bulunur,

6- Tüm devletleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve tarafsızlığına saygı duymaya çağırır,

7- Tüm Devletleri Kıbrıs Cumhuriyeti dışında başka bir Kıbrıs Devleti’ni tanımamaya çağırır,

8- Tüm devletleri ve Kıbrıs’taki iki toplumu durumu daha da kötüleştirebilecek herhangi bir hareketten kaçınmaya çağırır,

9- Genel-Sekreter’den Güvenlik Konseyi’ni tam olarak bilgili tutmasını rica eder.

 

Güvenlik Konseyi tarafından 13 lehte, bir karşı (Pakistan) ve bir çekimser (Ürdün) oyla kabul edilmiştir.

Referans: http://ataatun.org/?p=5840

 

Eğer YPG/PKK’nın adı SDG olarak değiştirilip Türkiye’nin tepkisi ve yaptırımlarından kurtulabilecekse, KKTC’nin adı da “KIBRIS TÜRK DEVLETİ” olarak değiştirilip BM’nin bu insanlığın yüz karası kararından kurtulunabilir. 2017 yılının Türkiye Cumhuriyeti

1983 yılındaki Türkiye Cumhuriyeti değil. Konjönktür çok farklı, jeopolitik güç çok yüksek.  Hem koca Amerika bunu yapıyorsa bir bildiği vardır elbet!

 

Prof. Dr. Ata ATUN

e-mail: ata.atun@atun.com veya  ata.atun@gmail.com

http://www.ataatun.org

Facebook: AtaAtun1

 

10 Ağustos 2017
YPG ve KKTC için yorumlar kapalı
Okunma 208
bosluk

BM Güvenlik Konseyi’nin 541 (1983) Sayılı Kararı

BM Güvenlik Konseyi’nin 541 (1983) Sayılı Kararı

BM Güvenlik Konseyi’nin 541 (1983) Sayılı Kararı

18 Kasım 1983

 

Güvenlik Konseyi

 

Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti Dışişleri Bakanı’nın açıklamasını dinlemiş bulunarak,

 

Kıbrıs Türk makamlarınca 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs’ta bağımsız bir Devlet kurmak amacıyla yayınlanan Deklarasyon’dan endişe duyarak,

 

Bu Deklerasyon’un Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile ilgili olan 1960 Antlaşması ve 1960 Garanti Antlaşması ile uyuşmadığını göz önünde tutarak,

 

Bundan dolayı ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurma girişiminin geçersiz olduğunu ve Kıbrıs’taki durumun daha da kötüleşmesine yol açacağını göz önünde tutarak,

 

365 (1974) ve 367 (1975) sayılı kararlarını yeniden teyit ederek,

 

Kıbrıs sorununa, Genel Sekreter tarafından üstlenilen iyi niyet misyonuna dayanan bir çözüm bulunması gereğinin bilincinde olarak,

 

Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’ne süregelen desteğini teyit ederek,

 

Genel Sekreter’in 17 Kasım 1983 tarihli açıklamasını dikkate alarak,

 

1- Kıbrıs Türk makamlarının Kıbrıs Cumhuriyeti’nin parçasının ayrılmasını amaçlayan Deklerasyon’ununu tasvip etmez,

 

2- Yukarıda bahsi geçen Deklerasyon’u yasal olarak geçersiz sayar ve kaldırılması çağrısında bulunur,

 

3- 365 (1974) ve 367 (1975) sayılı kararlarının ivedi ve etkili uygulanması için çağrıda bulunur,

 

4- Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüme doğru mümkün olan en erken ilerlemeyi sağlamak için Genel Sekreter’in iyi niyet misyonunu sürdürmesini rica eder,

5- Taraflara iyi niyet misyonunda Genel-Sekreter ile tam bir işbirliği yapmaları çağrısında bulunur,

 

6- Tüm devletleri Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve tarafsızlığına saygı duymaya çağırır,

 

7- Tüm Devletleri Kıbrıs Cumhuriyeti dışında başka bir Kıbrıs Devleti’ni tanımamaya çağırır,

 

8- Tüm devletleri ve Kıbrıs’taki iki toplumu durumu daha da kötüleştirebilecek herhangi bir hareketten kaçınmaya çağırır,

 

9- Genel-Sekreter’den Güvenlik Konseyi’ni tam olarak bilgili tutmasını rica eder.

 

Güvenlik Konseyi tarafından 13 lehte, bir karşı (Pakistan) ve bir çekimser (Ürdün) oyla kabul edilmiştir.

9 Ağustos 2017
BM Güvenlik Konseyi’nin 541 (1983) Sayılı Kararı için yorumlar kapalı
Okunma 357
bosluk
Prof. Dr. Ata ATUN Makaleleri, Özgeçmişi, Yazıları Son Yazılar FriendFeed
Samtay Vakfı
kıbrıs haberleri
kibris 1974
atun ltd

Gallery

Şehitlerimiz-1 Şehitlerimiz-amblem kktc-tc-bayrak- kktc-tc-bayrak kktc-tc-bayrak-3 kktc-tc-bayrak-4

Arşivler

Son Yorumlar